OSMANLICA DEĞİL Mİ?
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği; İlkeler, Ortaöğretim Kurumlarının Kuruluş ve Amaçları başlıklı 2. Kısmının 5. Maddesinde şöyle diyor.
“Ortaöğretim kurumları işlevlerini Türk milli eğitiminin genel ve özel amaç ile temel ilkeleri doğrultusunda, evrensel hukuka, demokrasi ve insan haklarına uygun; öğrenci merkezli, aktif öğrenme ve demokratik kurum kültürü anlayışıyla yerine getirir.”
Kaç-Ak Saray’ında def-î hacetini 10 000 TL lik alafranga helalarına yapan cumhurun başı ne demişti?
“Osmanlıca bu memlekette isteseler de, istemeseler de öğretilecek, öğrenilecek!”
Bir bu salvaya bakın, bir de yönetmelikten yukarıya yaptığım alıntıya!
Bu salvanın neresinin demokrasi ve insan haklarına uyduğunu, neresinin demokratik kurum kültürü anlayışına uyduğunu söyleyin bana şimdi! Lütfen!
Demokrasi ve insan haklarıymış! Demokratik kurum kültürü anlayışıymış!
Geçiniz!
Demokrasi ve insan haklarından, demokratik kurum kültüründen ne anladığın ortada senin.
Seninkisi; olsa ola, “Ben dedim olacak!”, “Ben istedim yapılacak!” babında, Osmanlıca demokrasi olur.
Senin de anlayışın; salt eğitim alanında değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarında geçerli bir anlayıştır. Bu anlayışın adı her şey olur da, demokrasi asla olamaz…
Bakınız, ansiklopedi ne diyor eğitim için: Bir çocuğu, bir ergeni eğitmek, onu; kişiliğini geliştirerek yetiştirmek, gelişmesini yönlendirmek. Bir kimseyi, biri gurubu eğitmek, onlarda bazı yetenekleri, bilgileri, kültürel bir oluşumu geliştirmek, izleyicileri bilimsel yayınlarla eğitmek, kitleleri siyasi açıdan eğitmek. Bir toplumun üyelerini eğitmek, onlara gelecekteki işlevleriyle ilgili özel bilgiler vermek, yeni üyeleri, askerleri, militanları eğitmek. Bir hayvanı eğitmek, onu kendisinden istenilenleri yapmaya alıştırmak. Kendini eğitmek, insanın kendi çabalarıyla yeteneklerini geliştirmesi, bilgilerini zenginleştirmesi, kendini yetiştirmesi
Sorarım şimdi size; şuranızın bu karar önerisi çocuğun kişiliğini geliştirmesine hangi katkıyı yapacak?
Ondaki hangi yeteneği, hangi bilgiyi, hangi kültürel oluşumu geliştirecek?
Bu öneriniz; müridlerinizi siyasi açıdan şırıngalamak amacından başka bir anlama gelmez Mîrim!
Bununla sen; onlara, “Bana gelecekte daha çok, pek çok, pek pek çok biat edin!” diyorsun. Başka bir şey değil… Mezar taşı okumak falan hikâye… Lâf-ı güzaf…
Aslında amacını, Necip Fazıl’dan yaptığın bir alıntıyla yapmıştın daha önceleri…
“Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmek!”
İşte senin “To be or not to be!” meselen.
Anlamadın değil mi?
E! Tabi, Osmanlıca değil ki anlayasın!
Sahi, kimindi o söz?
“Osmanlıca değil mi? Uydur uydur söyle!”
Yanılıyor muyum yoksa? Sözün aslı öyle değil miydi? “Arapça değil mi? Uydur uydur söyle!” mi olacaktı? Amaaan! Canım sen de… Al birini, vur ötekine…
Hasan Arslan
