ORTADOĞUDAKİ MEZHEP SAVAŞLARI VE TÜRKİYENİN ROLÜ
Yeniden Dizayn edilmek istenen Ortadoğunun tümü ve özellikle Suriye ile Irak resmen yanıyor, Filistin sorunu hala çözülemedi, Yemende insanlar birbirini’ yiyor’’ kardeşkanı döküyor.
Hatay İlimizin sınır ilçesi olan Samandağının 15 kilometer uzağında burnumuzun dibindeki İştebrakta insanlar sırf Alevi oldukları için resmen kurşuna diziliyor, toplu katlediliyorlar.
El-Kaidenin Suriye Kolu olan El- Nusra, İŞİD ve İslam Cephesi militanları unutmayalımki önce Kürtleri, Ezidileri topluca katlettiler şimdide büyük çoğunluğu, kadın, çocuk ve ihtiyarlarında bulunduğu yüzlerce insanı acımasızca katletmişlerdir.
Bu nedir şimdi bir Kırım değilmidir?
Savaş artık kapımıza dayandı.
Bu saldırıları düzenleyenlerin Beşar Esadı yıkmak için Türkiyede gerçekleşen ‘’ Eğit donat ‘’ Programından yararlanan Salafistler, Radikal dinci Gruplar olduğu kanısında güçlü deliller var.
Türkiye gibi çok kültürlü, dilli, dinli, mezhepli bir ülkenin Suriye İç savaşında bu derece taraf olması bir intihardır.
Suriyede Sünni çoğunluğa oynamak insanın kendi ülkesinde yaşayan Alevi olan veya Sünni olmayan sayıları Milyonları bulan kendi insanına hakarett, ihanettir.
Elbette bu Katliamı, kıyımı tüm Sünnilere maletmekte yanlıştır.
Türkiyede ve Türkiyelilerin yaşadığı hiç bir toplumda vicdan sahibi insan çağdaş, demokrat, sosyalist hiç bir Sünni bu vahşeti onaylamaz.
İnsanları mezhebine göre değerlendirmek, yüceltmek ne kadar yanlışssa onları yok etmekte yanlış günah ve bir insanlık suçudur.
Bu suça ortak olanlar, Suriye tarafındaki bu Soykırıma katılanlar, planlıyanlar ve arka planda destek verenler, kim olursa olsunlar, günün birinde mutlaka uluslararası yetkili bir mahkemede hesap vereceklerdir.
Aleviler bizim akrabamız, ülkenin en kaliteli ama yüzıllardan beride en madur olan sosyal sınıfıdırlar.
Hangi Alevi bir Asker, Polis öldürmüş hangisi dağa çıkmış?
Maraşta, Çorumda, Madımakta, Gazide katletmişssin, yakmışşsın yinede bu insanlarda kin dolu bir Revanş ruhu doğmamıştır.
Bugün özellikle benimde geldiğim coğrafya olan Doğu Akdeniz bölgesinde ateş hattının kıyısındaki Hatay, Adana, Mersin, Tarsus hatta Maraşta, Antepte milyonlarca Alevi T.C vatandaşımız yaşıyor.
Bu insanların sınırın öbür tarafındaki akrabalarının öldürülmesine göz yummak hangi vicdana sığar?
İnsanları mezheplerle resmen birbirilerine kırdırıyorlar. Bu Ortadoğuya verilecek Dizayn Projesinin bir parcasidir. Amaç ABD nin çıkarları ve Israilin güvenliğidir.
Olay sadece Beşar Esat olayı degildir. Libyada Kaddafi, Mısırda Mübarek gitti ne değişti?
Bir dini inancı farklı yorumlamak, benimsemek o mezhebin üyelerinin kendi aralarında güçlü bir dayanışma oluşturmasının neresi yanlıştır, suçtur?
Sana o insanların canını alma hakkni kim veriyor?
Ama emperyalistler ve içimizdeki işbirlikçileri için Mezhep üzerinden insanlari düşman etmek, yok etmek maliyeti hem ucuz ve hemde en hızlı yöntem olsa gerek.
Anadolu Alevileri Şiilerden çok farklıdır. Aleviler kendilerinden farklı olanların geleneklerine saygılı bir toplumdur.
Alevilerin kendilerine göre ibadet ve inançları olması suçmudur?
Cem yapmak, Türkçe dua vermek, Semah dönmek ayıpmıdır? O zaman Mevlananın semazenleride yanlıştır.
Alevilerle Türkiyede yaşayan diğer mezheplerden radikal olmayanlar arasındaki ayrışılan nokta o kadar azki.
Bu nedenle Türkiye kamuoyu özellikle Alevi olmayanlar bu soykırıma tepki koymalılar. Yoksa bu ateş en kısa zamanda Türkiyeyide saracaktır.
Ve bu ateş herkesi yakacak ve kazananı olmayan bir kanlı boğazlaşmada herkes, hatta ülke kaybedecektir. Mazallah öyle bir geişmede hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Suriyeden, Iraktan Almanyaya gelenler hepsi önce bize, Belediyeye calistigim Birime geliyorlar. Onları yerleştiriyor, Uyum-Dil Kurslarına yazıyoruz. Hepsiyle bizzat direkt ya da Tercümanlar araciligiyla konusuyoruz.
Bu işin başındaki kişi olarak onlar bize kendi Dramlarını anlatıyorlar.
Dehşet şeyler duyuyoruz. Büyük Travmalar yaşamış insanlar.
Insanlarin bir zamanlar vatani olan topraklar cehenneme dönüsmüs kacan kacana. Travmalar, gözyaslari, ölümler, kayiplar, kederler var bu işte.
Öyle kolay değil ülkende her şeyini tası, tarağı bırakarak can derdiyle kaçmak, terketmek.
Türkiyede vicdan sahibi tüm duyarlı insanlar, demokratlar şu anda büyük bir sınavdan geçiyorlar.
İnsanlarımız Suriyedeki katliam, Radikal grupların Türkiyeden oraya geçişleri, Türkiyede eğitimi konusunda daha duyarlı, uyanık ve kararlı olmalılar.
Son zamanlarda Türkiye Hükümetinin uyguladığı dış politika iğrenç, tehlikeli ve bölücü bir politikadır.
Suriye’de Sünni Türkmenler’in Esad zulmü altında ezildiğini söyleyen AKP hükümeti, Kuzey Irak’ta Sünni Kürtler tarafından ezilen, katledilen Şii Türkmenleri görmemektedir, hatta bu konuda peşmergeye göz yummakta ve desteklemektedirler.
Ülkemizi felakete götüren bu ikiyüzlü politikalara hayır demeliyiz, karşı çıkmalıyız.
Karşı çıkmaz, haykırmazsak yarın çok geç olabilir.
Yugoslavya örneği gözümüzün önünde duruyor. İç savaşta Avrupanın göbeğinde 15-20 yıl önce iki yüz elli bin insan öldü.
Çukurovada, Adanada doğmuş, büyümüş ve Ailesinde bizzat farklı Etnik ve Mezhebi barındıran bir Ailenin Üyesi olarak ben gelecekten ve umarız olmaz ama olabileceklerden çok endişe duyuyorum.
Biz coğrafyamızda ya da komşularımızdaki İnsanların Dinlerin, Mezheplerin eşit olmasını, kardeşligini istemeli, Din üzerinden siyasi, ticari, şahsi ve sosyal çıkar sağlayanları iyi tanımalıyız.
Bu nedenle Suriyede ya da herhangi başka bir yerde başta Alevilere yapılanlar olmak üzere Etnik ve Mezhepsel kıyımlara katliamalara Türkiyenin her vicdanlı ferdi koca bir HAYIR demelidir.
Bu çirkin oyun bozulmalıdır.
Çünkü Türkiyede vicdanlı , merhametli insan sayısı ISIDI destekleyenlerden çok daha fazladır ve güçlüdür..
Günün Sözü: İçimde kıyametler kopsa da; ben baharıyım yarınlarımın, çiçek açarım her kışın ardından.
Nâzım Hikmet
Aşk ile, Dostça selamlar…
Mehmet Tanlı
