ORTADOĞU DA İSYAN VE TÜRKİYE!

ABONE OL
18:58 - 01/10/2020 18:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Ortadoğu’da ki gelişmeler konusunda rahatlıkla eleştiri yapanlar nedense Türkiye konu olunca suskunluğa bürünüyorlar. Sanki; Türkiye’de gelir dengesizliği yokmuş gibi! Yolsuzluk ve yoksulluk yokmuş gibi! Demokrasi ve hukuk işliyormuş gibi!

Oysa bakın; Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan bir analizde, her iki ülkede de güçlü bir İslamiyet varlığı hâkim iken Mısır’ın neden ekonomik ve sosyal alanda onlarca yıl ilerleme kaydedemediği sorgulandı.

Henninger Nüfusunun üçte biri işsiz olan Mısır’ın, büyümeye yol açacak modern bir ekonomi olma şansını yitirmek üzere olduğunu söylüyor.

Dünya demokrasilerinin desteği ve biraz şans ile Ortadoğu ülkeleri güvenilir bir politik sisteme kavuşacak mı? Halkın kavuşacağı şey, ülkenin büyük ve genç nüfusu için istihdam yaratacak bir ekonomi olacak. Sadece demokrasi getirmek, bu ülkelere 21’inci yüzyıla ayak uyduracak ekonomik bir sistem getirmenin yanında çok da büyük bir başarı olmaz.

Mısır sadece politik baskının acıklı bir hikayesi değil. Mısır, ABD’de dâhil olmak üzere genç nüfusu için istihdam yaratmakta zorluk çeken ülkeler için ibretlik bir ders.

Mısır, Nasır ve Mübarek gibi örnekler ortaya çıkardı. Birçok kişi iki ülkeyi bu örneklere bakarak karşılaştırıyor. Mısır’da, devlet tarafından istihdam edilen iş gücü oranı yüzde 35. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 13.

Cansız ekonomiler Mısır, Ürdün, Yemen, Tunus ve Cezayir. Ürdün’de, iş gücünün neredeyse yüzde 50’si devlet tarafından istihdam ediliyor. Peki bu bir ekonomi mi?

İsveç merkezli işletme okulu IMD’in hazırladığı Competitiveness Yearbook raporunda, çeşitli ülkelerde kamu sektörü çalışanlarının toplam nüfustaki oranını ortaya koyuldu. Kore, Endonezya, Malezya, Hindistan, Tayland ve hatta Çin’de, kamu istihdamının toplam nüfusa oranı oldukça düşük seviyelerde. Çin’de bu oran yüzde 8.3. Güney Amerika’nın güçlü ekonomilerinde de benzer rakamlar mevcut.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, kamu istihdamını bir çeşit güvenlik şekli ve politik istikrar aracı olarak kullanıyor. Bu ülkelerdeki üniversitelerin mezunları, üretimi olmayan ancak yüksek menfaatli kamu ekonomisine hizmet ediyor. Tunus’ta Yasemin Devrimi’nin başını çekenlerin birçoğu üniversiteli işsizlerdi.

Bu ülkelerde ortaya çıkan durum, devletin istihdam edebileceği sınırı aşmasının ardından, ekonominin tökezlemeye başlaması, ulusal enerjinin yanlış kullanılmasının ortaya çıkardığı bir sonuç. Bundan sonra sadece yeni bir hükümet çözüm getiremez.

Türkiye, ortadoğu’ya çözüm bulabilecek en son ülkelerden biri. Bugün Türkiye yolsuzluğun ve yoksulluğun zirve yaptığı, gelir dengesizliğin arttığı, hukukun keyfi uygulandığı, mali uçurumun kenarına gelinmiş durumda. Din motifini her konuda öne çıkaran iktidar partisi, henüz bu konuda bir şey yapmış değiller.

Dahası, yaşanan kaos, ülkelerin ekonomik dengelerini altüst edecek şekilde büyüyor.

Bu ülkeler de temel sorun yandaşların tüm ekonomik kaynaklara sahip olması, yığınların ise karın tokluğun dayalı yaşama itilmeleri. Hepsi de aynı şeyi yaptılar ve yerel piyasaları zehirlemenin ötesine gidemediler.

Türkiye bir model olamaz, diğerlerinden pek farkı yok ki! Politikacılar her yerde aynı hataları yapıyor. Gerçek ekonominin iş yaratmak ve vergi gelirine bağlı olduğunu düşünüyorlar. Ancak ekonomi, büyü yapmaya benzemiyor.

21’inci yüzyılda öğrenilmesi gereken derslerden biri, ne devletin ne de leyleklerin modern ekonomide iş yaratamayacağıdır.

Günün sözü: Bedeni iyi gıda, kalbi sözle besleyin.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.