0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Akçay en sıcak yıllarından birini yaşıyor…

Sahiller; deyim yerinde ise tam anlamı ile insan seli. Altınkum girişindeki Düğün alanında Kitap fuarı vardı. Bir hafta süre ile pek çok yazar imza gününe katıldı, okuyucu ile buluştu.

Düğünde orkestranın kullandığı sahne; önemli ziyaretçilere ve panellerde konuşma yapacak konuklara ev sahipliği yaptı.  Şu sıralarda ise geleneksel Akçay festivali var.  Bu sefer, akın-akın gençler geldi.

Akçay; fiyatları, yaşam standardı ve işletmeleri ile orta kesime hitap ettiği için her zaman canlı ve kalabalıktır.  Sahiller yaz boyu dolar boşalır.

Bu yıl da onlarca söyleşi, imza günü yapıldı.  Kitap Fuarı Edremit ile Midilli’yi ‘iki yaka’ etkinliğinde buluşturdu.

Eh siyasetçi milleti bu kadar kalabalığı bir arada bulunca fırsatı kaçırır mı? Elbette hayır…

Kitap fuarında yapılan panelde, kitaplardan seçilmiş pasajlar yerine siyaset ve hamaset dolu sözcükler kulaklarımızı tırmaladı. Bilinen gerçekler tekrarlandı ve tespitler yapıldı.

Bana göre yazarın çizerin yayınevinin sesi yine kısık kaldı veya kısıldı… Yayınevleri kitap satma derdindeydi, okurlar ise ucuz kitap peşinde… Yazarlar eserlerini bastıracak yayınevi bulamamaktan, yayınevleri devlet desteğinden hiç şikâyet etmediler.

Acı gerçek ise okuyucunun okur-yazarlık ve kültür seviyesinin yüksekliğine rağmen,  kitap alacak parayı istediği kitabı almak yerine, parasının yettiğine yatırması idi.

Fuarı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada adalet ile ilgili söylevler verirdi. Kitap ve kültür ile ilgili bir kelime etmedi. Siyasi söylevlerden bıkmış olan halk, kitap stantlarını gezmeye, deniz kıyısında ki sandalyelerde dinlenip dondurma ile serinlemeyi tercih ettiler.

Sergilenen kitaplar arasında ses getirecek veya olay yaratacak yeni bir eser yoktu. Diğer fuarlarda gördüklerimizi izledik. Sadece katılan yazarlar biraz daha kalabalıktı.

Benim gözlerim fuarda siyasi içerikli kitaplar yerine müzik, spor, denizcilik, tarih araştırmaları, akıl ve zekâ oyunları gibi yapıtları aradı…

Tabii, Yayıncılar kooperatifinin yeşil yayınlarını, Mesut Güler’in çocuk kitapları reyonunu, Athandros kazısının eserlerini, çağdaş yaşamı destekleme derneğinin aktif katılımını küçümsememek lazım.

Bedri Baykam’ın Kazdağı ile ilgili resim ve söyleşilerini Edremitliler büyük bir ilgi ile izlediler. Ancak yerel yönetimden çözüm önerisi ile ilgili öneri çıkmadı. Bir boykot veya eylem çağrısı da olmadı. Bu konuda kamuoyu oluşturulması için poster, afiş, obje vs. yeterli değildi.

Ayrıca Edremitli yazarların ön plana çıkarılmasını beklerdim. Örneğin Mustafa Seyit Sütüven’in şiir kitabını aradı gözlerimiz… Edremit’in önemli değerlerinden biri olmasına rağmen onu bile bulamadık.  Athandros ören yeri kazıları ile ilgili aydınlatıcı kitaplar bulunması ve uzun bir süredir devam eden kazı’ya bu vesile ile daha geniş yer verilmemiş olması organizasyon yönünden bir eksiklikti.

Midilli Belediye Başkanı Taxiarchis Verros ile Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan’a teşekkür etmeyi unutmayalım. İki yaka insanını dostluk köprüsünde buluşturmuş olmaları önemli bir olaydır ve sıkça tekrarlanması gerekir. Bu kadar birbirine yakın iki karşı yaka insanının iş birliği yapması yöneticilerin hoşuna gider mi bilinmez ama, dostluk ağır bastığı sürece bu “Ege gerçeği” (komşuluk ilişkileri) değişmeyecektir. Çünkü komşu; komşunun tuzuna da, tozuna da muhtaçtır.

Taner TÜMERDİRİM

[email protected]