OKUMAK

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

OKUMAK

Okumak; okula gitmek, okul eğitimi almak anlamında da kullanılan bir sözcüktür.

Okumak; okuma yazma bilmek koşuluyla, yeni şeyler öğrenmek için yapılan bir iştir. İyi bir iştir okumak. Okumaya zaman ayırmak da iyi bir iştir.

Hasan Âl Yücel’in bir sözü müydü, yoksa onun kullandığı bir başkasına ait bir söz müydü, anımsayamıyorum doğrusu. Bir söz biliyorum: “İçinde kötü bir şey olan tek kitap yoktur. Kötü şeyleri içeren kitaptan da o kötülükleri öğreniriz.”

Tam olarak böyle miydi? Onu da bilemiyorum şimdi. Ama; anlatmak istediği tam olarak buydu o sözün.

“Bir Serserilik Olarak Okuma Eylemi” başlıklı bir yazı kaleme almış Sezai Sarıoğlu. Cumhuriyet Gazetesi’nin kitap ekinde var o yazı. Bilgisunarda da var. Meraklısına duyurulur.

Öğrencilerime sözcük dağarcıklarını zenginleştirmeleri için salık verdim hep okumayı. “Ne kadar çok okursanız o kadar zengin olur sözcük dağarcığınız. Düşünce açılarken çok yardımcı olur size sözcük dağarcığınızın zenginliği. En azından günlük bir gazeteyi düzenli olarak okuyun!” dedim onlara.

Okumak; öğrenmektir.

Okumadan öğrenemezsiniz.

Okumadan öğrendiklerimize, boşuna “kulaktan dolma” bilgiler demiyoruz.

Okumadan öğrenilenler ne denli kulaktan dolmaysalar, okunarak öğrenilenler o denli kalıcıdırlar.

Bilmeden, bilgi sahibi olmadan düşünce sahibi de olunamayacağını söylerdi hain tuzaklara kurban verdiğimiz unutulmaz, unutturulamaz, unutmayacağımız, unutturmayacağımız Kalpaksız Kuvva-i Millî Uğur Mumcu.

Hangi konuda olursa olsun; önce bilgi edineceğiz, sonra o konuda açıklayabileceğimiz düşüncemiz olacak.
İşte; o zaman düşüncemizin bir değeri olacak. Düşüncemiz saygı görecek.

Aşağıya aldığım şu açıklamayı okumasaydım eğer, o konuda bir bilgim olmayacaktı.

Konuyu bilmediğim için ona ilişkin olarak bir düşüncem de olmayacaktı.

Okuduğum son kitap; M. Emin Değer’in “Emperyalizmin Tuzaklarındaki Ülke / Oltadaki Balık Türkiye” adlı kitabı.
Kitabın 233. sayfasında şöyle bir bilgi var:

“ABD’nin yardım ettiği ülkeler ordularını ve ekonomilerini güçlendiremez.  ABD’nin asıl amacı; ‘hür dünya’ dediği etki alanındaki ülkeler üstündeki egemenliğini pekiştirmektir.  Amerikalı yazar Ovid Demaris ‘Kirli İşler İmparatorluğu’ adlı kitabında konuyu şöyle açıklıyor: Aşağılık diktatörlükler ve çürümüş cuntalar iktisadî yardımla ayakta tutulmaktaydı. Bunlar; (bu diktatörler ve çürümüş cuntalar HA) devrimci toplulukların başlattıkları başkaldırı eylemlerine karşı kurulu düzeni koruyorlardı.”
1947 de başlatılan Marshall Yardımı uygulamasından bu yana memleket dahilinde iktidarda bulunan siyasî partilere ve onların başındakilere bir bakın!

Orada bu diktatörleri ve çürük cuntacıları göreceksiniz birer birer.

Gördükleriniz; bugün, neden bu durumda olduğumuz ve buna neden olanlar hakkında bilgi sahibi edecektir sizi. Bilgi sahibi olacak ve kendi düşüncenizi belirleyeceksiniz bu konuda.

“Müstevlî kimdir? Onun ülkemiz üstündeki siyasî emelleri nelerdir? Kendi şahsî menfaatlerini müstevllîlerin siyasî emelleriyle tevhîd eden gafiller, sapkınlar ve ihanet erbâbı kimlerdir?” sorularının yanıtları gün ışığı gibi çıkacaklar ortaya.

Ardından bir sürü başka kitabı okumak zorunda sayacaksınız kendinizi.

Haksız mı şimdi Sezai Sarıoğlu; “Bir Serserilik Olarak Okuma Eylemi” derken?

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.