OKUMA SEVGİSİ

ABONE OL
18:57 - 01/10/2020 18:57
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

“Eğer bir insan tek başına bir rüya görürse bu bir rüyadır. Ama birçok insan birlikte aynı rüyayı görürse, bu gerçek olacak bir şeyin başlangıcıdır.” [Dom Helder Pessoa Camara]
Yıllar önce, bugün emekli olan Türk öğretmenleri sınıflarında 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı küçük çapta kutluyorlardı.
Enstrüman çalan, folklor yetenekli öğretmenlerin çocuk şenliği olarak okul salon ve sahnesine taşımaları beş altı seneyi buldu.
Daha sonra sokak şenliğine dönüştürüldü. Birleştirici tüm Berlin çapında Rehberge Parkı’nda kutlama T.C. Eğitim Müşaviri Ali Uzun tarafından 1979 yılında gerçekleştirilmişti.
Bu sene bir rüya gerçek olmuştur. Emekli öğretmenler sadece katıldılar. Bazılarını aile fertleri bayram yerinde adeta sürükleyerek çıkarıyorlardı. En büyük zevkleri oynayan, oynayarak öğrenen çocukları izlemekti.
Dünya çocuk bayramı olma yolunda en muhteşem, güzel organize edilmiş bayram, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 91. yıldönümü olan 2011 yılına rastladı.
Önce organizeyi gerçekleştiren 23 Nisan derneğine, destekleyen firma ve şahıslara çocuklarımız adına teşekkür ediyorum.
İçimizde burukluk yapan Almanların ilgi duymaması gibi bir sorunda yoktu. Şehrimizi idare eden sorumlular ve T.C. Devleti temsilcileri ünlü Brandenburg Kapısı’nda buluştular.
Çocuklar için çok faydalı bilgi veren yazılı broşürler dağıtıldı. Hepsi birbirinden daha önemliydi.
Bu yazımda Türk basınında, bilhassa ha-ber.com’da daha etraflı haber olarak verilen bir projeden bahsetmek istiyorum.
Okumak zevklidir (Lesen macht Spaß) kampanyası, Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği [TÖDER), Metropol FM ile Robert Bosch Vakfı tarafından destekleniyor. Çocukların okuma alışkanlığını geliştirmeyi amaçlıyor. Bu amaç için iki dilde tam 500 kitapçık dağıtıldı.
Bu yazımla böyle etkinliğin tüm Batı Avrupa’ya ve Türkiye’de yayılmasını amaç ediniyorum. Elektronik posta artık rüyalarımızı gerçek etmeye yarayacak. Türkiye ve Batı Avrupa daha çabuk birlikte çalışabiliyor.
Haberden TÖDER’in Türkiye’de kurulduğu anlaşılıyor.
İlk defa öğretim sözcüğü kullanarak, çocukların yalnız eğitilmediğini, sirklerdeki hayvanlardan farklı olduğunu kavrayan bir kuruluş, bir dernekle karşılaştım, Türkiye’de ömür boyu sadece eğitiliyor. Öğretim kurumlarının adı sadece eğitim.
Çocuklar ileride yetişkin olduklarında mutlu bir işte başarılı olmaları için destek çok erken yaşta başlamalıdır. Masal ve hikâye kitaplarından önce bol resimli kitapları okuyarak alıştırılır. Hatta çocuk doğar doğmaz eline verilecek kumaştan yapılmış kitaplar var.
Okul öncesinde harflere dikkat çekerek okuma yazma öğrenmeye hazırlanır.
Çocuk tekrar tekrar okusanız da sıkılmaz, çünkü onu her defasında yaşar. Çok sevdiği kitabı tekrar okutmak ister.
Dört yaşındaki torunumun çok sevdiği kitap itfaiye, yangında ilk yardım kitabı. Uyumadan önce onu okumayalım, diyorum. Gece uyanık olan hayvan yavrularını okumak için onu zor kandırıyorum. Bu akşam giysilerini katlayarak itfaiyeciler gibi yatağının yanına hazırladı.
Kitaptan sayfaları başında bir sözcüğü okuyunca o cümleyi kendisi tamamlıyor.
Yani çocuğunuz aynı kitabı tekrar tekrar okumanızı istiyorsa sıkıldığınızı belli etmeyin.
Okuma sevgisi 
Üvey anneyi düşman eden, öz çocuğunu ormanda bırakan aileyi anlatan klasik masalların zamana uydurulması gerek. Kötüler cezalandırmalı, iyiler ödüllendirilmeli.
Ama asla kötüler tek renkli gösterilmemeli. Sarışın cadıda olmalı. Kiliselerde meleklerin hep sarışın olmasının ön yargı, arzu olduğunu çocuklara anlatmalı.
Siyah saçlı prensesler, prensler olduğu Kuzey Avrupa’da masal kitaplarında unutulmuş.
Spor dersinde “siyah adamdan kim korkar” oyununda adeta şok geçirmiştim. İlk reaksiyonu gösteren, oyunu yasaklayan öğretmendim herhalde. Notaları öğreten çocuk şarkısı da hayli şaşırtmıştı beni. Şarkıda “Müslüman sadece kahve içer, başka işe yaramaz”, diyor. Yetmiş yıllarında hâlâ bu şarkının geçerli olmasının neticelerini bugün görüyoruz. Hatta 2002 yılında ses tellerinden ameliyat olduğumda klinikte bile duymuştum.
Spor dersinde oyunlarda, müzik dersinde şarkılarda ve diğer okuduğumuz kitaplarda ayrımcılığa veya düşmanlığa yer verilmemelidir.
Böylece çocuklara yalnız okuma alışkanlığı değil, doğru kitap seçmeyi de öğretmiş oluruz.
Çocuklar hepimizin geleceği, yalnız kendi çocuğumuz olması şart değil. Geriye baktığımda meslek, iki çocuk, nasıl başarmışım diye kendi kendime hayret ediyorum. Yardım edenler olmasaydı başarmak imkânsızdı.
Bu nedenle genç anne babadan aşırı beklentilerimize cevaptır bu kampanya.
Okumak zevklidir kampanyasında çeşitli yollar sunuluyor, uzmanlar bilgi veriyor, ilginç kitaplar tanıtılıyor. Bu nedenle yıllar önce okullarda, kütüphanelerde okumalarla gündeme getiren Yeşiller Partisi Berlin Parlamentosu Milletvekili Özcan Mutlu’nun halkası bu etkinlikle genişliyor.
Bu proje haberine yorum yazan okurumuz Güngör Çelebi gibi tüm okur severler duyarlı olmalıdır. Emekli, politikacı, köşe yazarları, kısacası herkes bu kampanyayı desteklemelidir.
Kitap arkadaştır, okuma zekâyı ve duygusal yeteneği geliştirir. Problem karşısında çözüm önerileri getirir.
Bugün okullarda sorun olan mesafeli öğretmen öğrenci ilişkileridir. Kitap okuyanla çocuk arasında duygusal yaklaşma olur.
Çocuk, masal üzerine konuşurken onu meşgul eden yuva ve okul sorunları hakkında anlatmayı öğrenir.
İşte bu kadar yararlı olan okuma sevgisini günlük hayata nasıl taşınacağına bu projede uzmanlar cevap veriyor. Düşünce öncülerine, katılanlara ve duyuranlara başarılar diliyorum.
Keyifli okumalar!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Kitapçıklar:
1. 23 Nisan Internationales Kinderfest
2. Lesen macht Spaß, Metropol FM
Websayfa: www.okumasevgisi.de

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.