ÖĞRENİM VE GELİR DÜZEYİ

ABONE OL
18:14 - 01/10/2020 18:14
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ÖĞRENİM VE GELİR DÜZEYİ       


Dünyada tanınmış iki kamuoyu araştırması statiklerle 21 Nisan’da açıklandı. 65 ülkede yapılan araştırmaya göre öğrenim ve gelir düzeyi ile dindarlık arasındaki ilişkinin iç içe olduğu görülüyor.

Dini bağların zayıf olduğu ülkelerin ilk üçü Çin, İsveç ve İsrail sıralanıyor. Neticede şaşırtan İsrail oluyor. Halkın çoğunluğu kendini lâik olarak tanımlıyor.
Tahsil ve gelir düzeyi yükseldikçe dindarlık zayıflıyor. Küresel gelişmede yoksul sayısı çoğaldıkça inançta çoğalma görüleceği tahmin ediliyor. Dünya genelinde on kişiden altısı kendini dindar olarak tanımlıyor.

Lâik devlet yönetimde aydınlar dinî inançların güvence altına alınması hür imanı, eşit muamele amacı ile konu yapıyor. Yani bir ülkede halkın çoğunluğu Hristiyan ise Müslüman inancında olanların aynı haklara sahip olmasını istiyor. Diğer azınlık haklarında eş değerli oluyor.

Yıllardır Avrupa’da Müslümanlar bize ait, ama İslâm değil diyerek bu konu ihmâl edildi. Yok, sayılan dini inançta doğru bilgi alamayan gençler terör eğilimi gösterince konu ciddiye alındı. Bugün İslâm üzerine tartışmaların faydalı bir yola gitmesi olumlu bir gelişmedir. Bir öğrenciye sen bizdensin, ama dinin değil demek, bireyi birey yapan özellikleri, benliği ayırmak gençleri ruh bozukluğuna iter, nitekim itti de.
Dindarlık düzeyinin en düşük olduğu ülkeler, toplumsal kalkınma açısından dindar olan ülkelerden çok daha ileri durumda.

O halde öğrenim, eğitim ve gelir seviyesi yükseldikçe insan kaderci olmayacak. Kaderini kontrol eden bireyler daha sağlıklı olduğuna göre, başına her geleni kadere bırakmayacak. Kazalara karşı sağlam önlemler alacak. Türk TV kanallarında 
kazalara karşı alınacak tedbirleri gösteren, zorunlu yayın kamu spotları artık Türkiye’de büyük bir değişme ve gelişme olarak algılanabilir.

Bir söyleşide, Türkiye Sizce ne zaman gelişmiş ülkelere dahil olacak sorusuna Cumhuriyet Gazetesi’nden bir yazar, vatandaş kırmızı ışıkta durunca, diye cevap vermişti. 
Yukarıda bahsettiğim araştırmayı okuyana kadar sağlam inancı olanların daha sağlıklı, uzun ömürlü olduğunu ve zihinsel olarak daha mutlu bir yaşam sürdüğüne inanıyordum. Bu araştırma durumun oldukça karmaşık olduğunu gösteriyor. Bireyden bireye fark gösteriyor. İnançla şahsın karakterine bağlı, yani kendisi ile bağdaşan, barışık olan bir insanda olumlu etki yapıyor. İnançları zayıf olanlara dini ibadet zorunluluğu toplumun zorlayıcı davranışı rahatsızlık veriyor.

Bazı toplumlarda cahil insanlara yanlış veya eksik öğretilen din bilgisi de kavramda karışıklık yapıyor. Her şeyin Kuran’da yazıldığına inanan hacı olan bir komşu, İslâm’dan önce de bilim ve felsefe vardı, deyince konuşmayı keserek gruptan ayrıldı. Antik yunan ve mısır medeniyetlerinden insanlığın faydalanması okuma yazması dahi olmayan birisi için anlaşılması kolay olmadığı görülüyor.

Araştırma sonuçları birçok soruları tartışmaya açıyor. Daha iyi bir yaşam, uyma yeteneği, duygusal gelişme ile inancın ilişkileri konuşulacağa ve yeni araştırma getireceğe benziyor.
Dini inancın verdiği rahatlama duygusuna seküler eşdeğer olarak spor yapma, bahçe ile uğrası, müzik aleti çalma, resim yapma, siyasi eylemlere katılma, bilimsel araştırma yapma, yazma ve okuma sayılıyor. Bu etkinlikler de insanı iç huzura ulaştırıyor.

Seküler meditasyonun sağladığı yararın semavi dinlere özgü dualarla elde edilen faydasıyla boy ölçüşebileceğini gösteriyor.

İnancı zayıf olan birinde hümanizmin koruyucu bir kalkan olup olmayacağı da bu araştırma sonunda tartışılacak.
Bilimsel olarak kanıtlanan bir veri ise, sosyal sınıflama ile ilgili. En aşağı sosyal sıralamada olanların hayatı daha stresli geçiyor. Bilhassa etiketin, varlığın ve diplomanın insanı insan yaptığı ülkelerde yoksul ve alt tabaka, sınıfa ait olanlar hor görülüp, dışlanıyor. 

Bu durum kendine güvensiz, benliğini aşağı gören işçi sınıfını mutsuz yapıyor.

Türkiye’de son yıllarda üniversite öğrencilerin fen bölümü, Matematik, Fizik ve Kimya derslerini seçmede kontenjanda düşüş olmasının, dini eğitim ve öğrenimle ilişkisi olup olmadığı konusunu gelecek yazımda işlemek istiyorum. 

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey                           

Kaynak:
Dindarlık ve refah göstergeleri arasındaki ilişki, 
Reyhan Oksay,
Cumhuriyet Gazetesi, Bilim Teknoloji Dergisi, sayı 1472,
sayfa 10-11, 5 Haziran 2015

Bakınız:
https://www.psychologytoday.com/blog/the-human-beast/201010/is-religion-good-prescription

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.