ÖDÜLLER, NİŞANLAR…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

İnsanın doğasında övülme, başarılarının tanınması ve böylece toplum içerisinde daha saygın bir konuma erişme güdüsü vardır. Bu güdü bazılarımızda daha güçlüdür, bazılarımız böyle şeyleri önemsemez görünür, birileri de gerçekten değer vermez böyle şeylere. Malum, beş parmağın beşi bir değil, fikirler de haliyle farklı olacak.

Devletler başta olmak üzere çeşitli kurumların nişan, ödül veya madalyalarla başarılı gördükleri kişi veya kurumları onurlandırdıklarını biliyoruz. Bence bu onurlandırmaların kişi veya kurumlara sağlayacağı yarardan önce toplumun genel çıkarlarına hizmet gözetilmeli. Ancak toplumun genel çıkarı ilkesi gözetildiğinde, alınan nişan, ödül her neyse, bir anlam ifade edebiliyor.

Yıllar önce Türkiye’de yolsuzluk yaptığı için başında bulunduğu devlet kurumundan ihraç edilen bir bürokratın aynı yıl kurduğu kişisel bağlantıları kullanarak kendini “yılın bürokratı” (!) seçtirdiğini anımsıyorum. Ödül enflasyonu yaşanan güzel yurdumuzda benzer ahbap çavuş ilişkileri ne yazık ki sıkça görülüyor.

Bu türden iğrençliklere ek olarak Türkiye’de yaşadıkları halde yabancı devletlere yaptığı hizmetlerden ötürü aslında toplumun yararına hiçbir çalışması olmayan bir kısım zevata, emperyal geçmişlerini hatırlatma çabasına giren o devletlerin “şövalyelik”, “lejyon donör” vb. nişanlarını vermeleri olayı var. Bizim o devletlerle aramıza zaman zaman kara kedi girer de, nişan sahiplerinden biraz vatansever olanlar bakarsınız aldıkları madalyayı ve beratını zarfa koyup iade edivermişler! Bunu gazetelerde okuruz. Bazı nişan sahipleri de iade falan etmezler ve anlaşılan kendilerini nişanını aldıkları ülkelerle bir ölçüde özdeşleştirirler. Tabii bu kendi bilecekleri iş…

Bu hafta Almanya’da da bir nişan veriliyor. Bu nişan, yukarıdakilerden farklı. En büyük özelliği, az önce dile getirdiğim genel kamu yararına hizmetin sonucunda verilmesi. Yani haklı bir nişan. Nişanı kim mi alacak? Aziz dostum Nihat Sorgeç. Nihat Bey meslek eğitimi alanındaki büyük hizmetlerinden ve sanıyorum Türkiye ile Almanya arasındaki çok yönlü ilişkilere olumlu katkılarından ötürü hak ettiği şekilde onurlandırılacak.

Sorgeç’e “Bundesverdienstkreuz am Bande” verileceğini duyunca çok sevindim ve Nihat Beyin Berlin’de yaşadığım yıllarda yakından izlediğim çalışmalarını düşündüm. Bu çalışmaların sadece Türk toplumuna değil, o kentte yaşayan her ulustan bireyler için ne denli yararlı olduğu ortadadır. Federal Hükümetin çok isabetli bir kararla Nihat Sorgeç’i, onurlandırması aslında başta söylediğim kamu yararı ilkesine tam uyulduğunu gösteriyor. Kısaca bu nişan öyle ahbap çavuş işi değil ve tam da hak eden kişiye veriliyor.

Bunları söyledikten sonra nişan, ödül, madalya meselesine ekleyecek birkaç sözüm daha var: Almanya’daki sivil toplum kuruluşlarımızın da artık ödüllendirme, onurlandırma ve başarıyı teşvik etme yöntemlerine başvurması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bizim bu konuda biraz çekingen davranan devletimize de bir çağrıda bulunmak istiyorum. Yurtdışında belli başarı kıstaslarına uyan kişilerin ödüllendirilmesine yönelik bir düşüncenin artık oluşması gerekiyor. Yarım asırdır ne hikmetse böyle bir şey pek akla getirilmedi!

“Bundesverdienstkreuz” sahibi Nihat Sorgeç biraderimi içtenlikle kutlayıp başarılarının sürmesini dilerken, içinden Nihat Sorgeç gibi bir hayırlı evlat çıkaran Türk toplumunu da sevgi ve saygıyla selamlıyorum ve hep birlikte başarılara yürüyelim diyorum.

Dr. O. Can Ünver

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.