O SORUNUN ALTINDAKİ GERÇEKLER!

ABONE OL
18:21 - 01/10/2020 18:21
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

O SORUNUN ALTINDAKİ GERÇEKLER!

 
Neler düşündürmedi, neler hissettirmedi ve ne duygular uyandırmadı ki o duyarlı soru bende; şüphesiz sizler için de öyledir eminim.
 
Hani dedi ya o yaralı genç sedyeye yatırılırken “Çizmelerimi çıkartayım mı” diye ve gerek yok yanıtı karşısında da, “Ama çarşaflar kirlenecek” yanıtını verdi ya!..
 
İşte devlet malına ve emeğe saygıydı bu, değer verişti, devletin çıkarını, emeğin çıkarını kendi canının önünde görme ve tutma erdemiydi, duyarlılığıydı bu!..
 
Hâlâ bozulmamışlığın, hâlâ kirlenmemişliğin, hâlâ insan kalabilmişliğin resmiydi bu!..
 
Hele de sözüm ona emekçinin hakkını arama adına ortalığa dökülüp de, kamu ve şahıs malını talan edenler, zarar verenler hatırlandığında!..
 
Zaman zaman insandan ve insanlıktan ümit kesişimize de yanıttı, ölmedik tümden, az da olsa varız biz ve dünya henüz tümden kirlenmemiş, yaşanmaz olmamışsa, bizler sayesinde!.. Allah insanları tümden helak etmiyorsa, bizlerin yüzüsuyu hürmetine deyişin de resmiydi!..
 
Bir de diğer gerçek vardı bu sorunun altında yatan!..
 
Daha büyük, daha acı ve daha utanç verici!..
 
Bakmayın siz şimdi o bazılarının gıyaben sahip çıkışlarına, emekçi kardeşim diyerek gıyabi kucaklayışlarına, o çizmeler dünyanın en temiz şeyi diyenlerin bazılarına!..
 
O garibim her yerde öylesi azımsanmış, öylesi aşağılanmış, öylesi ezilip azarlanmış ve hatta yoksanmış ki bu güne dek; yine aynına muhatap olursam endişesi bir yerde de o soruyu sormaktaki amacı, çekincesi o yüzden!..
 
Devletçe azımsanıp aşağılanmış horlanmıştır; müdürünce, amirince, hastanede doktorunca, devlet dairelerinde çalışanınca, çocuğunun okulunda öğretmenince, ev sahibince, veresiye alış veriş yaptığı bakkalınca, kendini üst düzey, elit gören halkça!..
 
Hep el pence, boyun eğik durmuştur karşılarında, sen diye hitap edilmiştir onlara her yerde, ismen hitap edilmiştir, azarlanılmış, hakaret edilmiştir kimi kez, cahil diye azımsanmış, gariban diye azımsanmış, dar gelirli, yoksul diye azımsanmıştır hep. Bir kez olsun isminin yanına bey sözcüğü yakıştırılmamış, bir kez olsun beyefendilik layık görülerek hitap edilmemiştir hiç hayatlarında!..
 
O yüzden eğiktir boyunları, o yüzden eziktirler herkesin karşısında, o yüzden korkarlar hep ya yine azarlanırlam, ya yine kötü bir söz işitir, hatta kovulursam endişesiyle!..
 
Bize çok şey anlattı, çok şey resmetti, çok şey hatırlattı ama devleti temsil edenlere, o yukarıda saydığım söz konusu kişilere neler anlattı, neleri resmetti, neleri düşündürdü ya da düşündürebildi mi acaba?!
 
Kamuya ait bir çarşafa zarar vermekten çekinen, onu yıkayıp ütülemiş olana ve olacağa duyduğu saygıdan, o an canının acısını bile unutan; üç kuruş için, ekmek davası için, helal kazanabilmek için emek veren bu işçi kardeşimizden utandılar mı acaba?!
 
O bu denli hassasiyetle hareket ederken, devlet, hükümet ve kademelerindekiler, yine yukarıda varlıklarından söz ettiğim kişiler; “Biz ona onun bir çarşafa verdiği değerin, bir emeğe, bir devlet malına verdiği değerin ve duyduğu saygının binde birini verebildik mi, düşünebildik mi onun kadar dediler mi acaba?!
 
Ya sendikalar, neredeler, olay öncesi ve sonrasında neden hiç sesleri duyulmadı, duyulmuyor ve ne işe yararlar bu ülkede?!
 
Ya hak aramak adına, emekçiye sahip çıkmak adına sokaklara dökülerek şahsi mallara, kamu mallarına zarar verenler, yakıp yıkanlar!..
 
Utanabildiler mi?!
Sızlayabildi mi vicdanları?!
Üzülebildiler mi?!
Pişmanlık duyabildiler mi?!.
Kendi durumları, kendi olanaklarıyla mukayese edip de düşünebildiler mi?!
Kendilerini, bir an olsun, o yüzlerce işçinin ve ailelerinin yerine koyabildiler mi?!
 
Hiç sanmam…
 
Şayet sorularımın yanıtı evet olsaydı, bu nevi olaylar tekrar tekrar yaşanmazdı bu ülkede!..
 
Maden ocaklarında, tersanelerde, inşaatlarda, pek çok fabrikada, tekrar tekrar yaşanmazdı ihmal sonucu, tedbirsizlik sonucu, neme lazımcılık sonucu, insana, emeğe değer vermezlik sonucu ölümler!..
 
Yanmazdı yürekler!..
 
Ocaklara ateş düşmezdi!..
 
Dullar, yetimler olmazdı!..
 
Ana abalar evlat, evlatlar baba, eşler eş, kardeşler kardeş acısıyla kavrulmazdı!..
 
Bir millet kahrolmaz, acıyla kıvranarak gözyaşı dökmezdi böylesine!!!
 
Perihan Reyhan Alkan



Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.