NÜKLEER SİLAHLAR ARASINDA SIKIŞAN TÜRKİYE!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de gündem her gün değişiyor. Hayati konular bir anda unutturuluyor.

Bakın gündemden çıkan Füze kalkanı projesi; ABD’nin yıldız savaşları projesi kapsamında kuruluyor. ABD Yıldız Savaşları projesine ilk kez 1983 yılında, Başkan Ronald Reagan döneminde başlamıştı. Bu projeyle, bir füze kalkanı oluşturularak ABD’nin ve dünyanın dört bir yanındaki ABD üslerinin füze saldırılarına karşı korunması planlanmıştı. Ve o günden bugüne Amerika, NATO ve dünyada konuşulan, Türkiye’nin ideal bir üs olacağı şeklindeydi. Sürecin gerekleri yerine getirildi ve Türkiye’nin kalkan oldu..

Türkiye’yi yönetenler Ne diyorlardı; Belli bir ülkeye yönelik olmamalı!
Oysa ortada bir füze kalkanı projesi var. Sanki tiyatro oynanıyor. NATO konseptine kim uymuyorsa hedef bunlar olacaktır. Kim bunlar? Hangi açıdan bakarsak bakalım bunlar Ortadoğu ülkeleridir yani İslam ülkeleridir.

Yine ne diyorlardı; Her şey NATO çerçevesinde olmalı!
Zaten ABD’nin istediği buydu. ABD tek başına hareket etmek istemiyor. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 22 İslam ülkesinin kontrolünü ve kaynaklarını eline geçirmek isteyen ABD bunu bir blokla birlikte yapmak istiyor. Irak’taki Amerika tecrübesi bu yaklaşımı daha da pekiştirmiş durumda. Türkiye bu kararıyla birlikte, saflarını iyiden iyiye netleştiriyor. Haçlı Batının safında, genelde İslam âlemine özelde ise bizzat Türkiye’nin de içinde olduğu 22 İslam ülkesine karşı gerek savunma gerekse saldırı tezgâhı kuruluyor. Asıl aktör ABD olmasına rağmen, NATO şemsiyesi altında yapılmasının sebebi bir blok savaşı olduğunu da gösteriyor.

Yine ne diyorlardı; Nereye yerleştirileceği önemli
AKP’li devletin yöneticiler, nereye yerleştirilecek derken, bir yanıltma içerisindeydiler. Burada hangi ülkeye yerleşecek diye sormuyorlardı, ülkemizin neresine yerleşecek diye kamuoyunun dikkatini dağıtmaya çalışıyorlardı. Öncelikle menzili 3000 -5000 km olan bu füzeler yurdumuzun neresine yerleşirse yerleşsin aynı sonuç aynı kapıya çıkacaktır.

Yine ne diyorlardı; Butona kim basacak?
Düğmeye bugüne kadar kim bastıysa o irade basacaktır. Bağdat için butona basılma zamanlamasını unutmamak gerekir. Hatırlayın, sabah ezanı Bağdat semalarında yankılanırken saldırı başlamıştı, yine aynı el aynı zamanlamayı kullanacaktır. NATO aynı NATO, ülkemiz yönetimi aynı yönetim.

Yine ne diyorlardı; Türkiye’nin tamamını kapsamalı
Savunma, Türkiye’nin tamamını kapsamalı ifadesi bütün soruların cevabını veriyor aslında! Bu cümlenin içinde Türkiye’nin bütününün saldırıya maruz kalacağının ikrarı vardır.

Bununla, haçlı Batının yanında İslam âleminin karşısında savunmaya ve saldırıya geçme pozisyonu alınmaktadır.

“One minute” çıkışının buna uygun icraatlerle desteklenmediği için bir tiyatro olduğunu bilinmektedir. Bu çıkışın sebepleri de böylece anlaşılmış olmaktadır.

Zirve öncesi dile getirilenlerle zirve sonrası kabul edilen stratejik konseptle, komşularla sıfır sorun esaslı dış politik yaklaşımının da bir aldatmaca olduğu anlaşılmış oluyor.

Sıfır sorunlu politika; Batı adına icra edilen dış politikada verilen bunca tavizin adı!
AB adına ABD adına yapılan bunca icraatten sonra şimdi de en yalın yaklaşımla İsrail’i İran’a kaşı korumak için Türkiye kalkanı kuruluyor”

Unutulmaması gereken şu; NATO zirvesinde, ittifakın gelecek 10-15 yıllık yol haritasını belirleyen ‘Stratejik Konsept’in kabul edildi. Bu belgede iki konu var. Bunlardan biri füze savunma sistemi. Diğeri ise NATO-AB işbirliğinde atılacak yeni adımlar.

AB; Türkiye’den silahlı kuvvetlerinin etkisinin azaltılmasını, Kıbrıs Rum kesimlerinin taleplerinin yerine getirilmesini, yargı yetkisinin daraltılmasını isterken, Türkiye’yi her alanda kıskaca almak istiyor. Bunu da şimdilik gerçekleştirmiş görünüyor.

Oynanan oyuna karşı ülkenin duyarlı aydınları ve zinde birimlerin de alternatif kararları vardır. Türk Milleti emin olmalıdır ki dış güçler ve yerli işbirlikçileri hangi kararı alırsa alsınlar, varlığının teminatı olanlarda kararlarını uygulayacaklardır.

Günün sözü: Bir milletin yaşaması, değerleri bilen ve uygulayan evlatlarıyla mümkündür.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.