NETİCE ALMANIN İLK ADIMI…

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bu söze, yazının sonunda döneceğiz elbette…

Şimdi; sorulması gerekli bir soruyu sorarak başlayalım…
Biz “Olmaz böyle saçma sapan açılım ” dedikçe, iktidar yanlıları ve yalakaları, ağıza alınmayacak sözlerle saldırdılar..” Komşularla sıfır sorun ” diyenlere, ” Kendi içinde sorunlu komşu ile sıfır sorun olmaz. Bunlar teorik olarak kalmaya mahkûm politikalardır..” dedikçe, ne cahilliğimiz kaldı, ne geri kafalılığımız, ne de vizyonsuzluğumuz. Dünyayı ve Türkiye’yi onlardan başka tanıyan yok, onlardan başka tecrübeli insan yok, onlardan başka dış politikayı anlayan yok, onlardan başka doğruları söyleyen yok ve en önemlisi de, onlardan başka vatanını seven milletini seven yok..!
Eeee…Ne oldu..? Bize saldıranlar, neden şimdi yüzümüze bakamaz hale geldiler acaba..? Hala bakabilen tabii ki var, ama zaten kaşarlanmış yüzsüzlere de söyleyecek söz yok.. Yalakalar şimdi de hedef saptırma çabasında… Sanki bu millet aptal.. Bir akıllı onlar ya..!
” Bu adımların sonu bölünmeyi getirir ” dediğimizde, alay ederek bizi geçtiğimiz yüzyılda kalmışlıkla suçlayıp ” Zavallıda hala Sevr Sendromu var ” diyenler, PKK’nın ana hedefi net biçimde ortaya çıkınca kıvırmaya başladılar.. Her şeye bir kulp takanlar, verecek cevap bulamayınca, saldırıya geçip, konuyu şahsileştirmeye çalışarak, olayları bırakıp şahıslara saldırıyorlar… O kadar ileri gidiyorlar ki, benim gibi hayatında CHP’ye ve sola oy vermemiş insanları bile, sırf yazdıkları, çizdikleri AKP’yi eleştiriyorlar diye, CHP’li olmakla damgalamaya çalışıyorlar..
Şimdi sırasıyla sayalım…
2002’de neredeyse sıfır terörle bu ülkenin yönetimini, tek başlarına aldılar mı? Aldılar..! Çok başarılı oldukları için mi, iktidarları süresince her yıl, askeri ile, polisi ile ve sivil vatandaşı ile, ortalama 200 kişiyi teröre kurban verdik..? ” Çok güzel şeyler olacak ” denildi.. O sözlerin sarf edildiği günden bugüne terör giderek azdı mı..? Azdı..! Bunlar mı, olacak diye beklenilen çok güzel şeyler..? Açılım dediler ve 19.Ekim 2009 tarihinde Habur kapısına çadır mahkemeler götürdüler.. Dağdan gelenler ” Pişmanım ” demedikleri halde, serbest bıraktılar mı..? Bıraktılar..! Bir milletvekili bayan, olayların çıkmasını önlemek için kendisi ile konuşan İl Emniyet Müdür Yardımcısını tokatladı mı..? Tokatladı..! Amme davası açıldı mı..? AÇILMADI..! Savcılığa suç duyurusunda bulunan İl Emniyet Müdür Yardımcısı, savcılığa çağırıldı mı? Çağırıldı..! Suç duyurusu geri alındı mı..? Alındı..! Terör azdıkça, K. Irak’a kara harekâtı gündeme geldi mi..? Geldi..! Yapıldı mı..? Yapılmadı..!
Eee… Değerli okurlar, şimdi siz kendinizi, 30 yıldır elinde silah insan öldüren bu terör örgütünün yerine koyun… Bu kadar anlamsız ve karşılıksız tavizlerden sonra ” Bunlar hiç bir şey yapacak durumda değiller, sinmişler, şimdi ne istersek yaparız ” duygusuna kapılmaz mısınız..?
Ama Habur rezaletinden tam iki yıl sonra, 19.Ekim 2011 günü yapılan ve 26 askerimizin şehit düşmesi ile sonuçlanan baskından sonra anılan bu harekât başladı mı..? Başladı..! Yani..?
Netice almanın ilk adımı atıldı..!
Madem bu adım atılacaktı da, neden zamanında atılmadı, arada geçen zaman içinde o kadar asker, polis, güvenlik görevlisi ve sivilin hayatını kaybetmesi beklendi..? Böyle bir soruyu sorana rastladınız mı..? Bu insanların hesabını kim verecek..? Hem o dönemlerde havalar daha da iyiydi ama bu adım atılmadı. Ne beklendi acaba..? Cevabını verebilecek olan var mı veya cevap verene rastladınız mı..? Özellikle son saldırının ardından, yandaşlar hedef saptırmaya çalışıyorlar… Acaba ihmal mi var, soruşturulsun diyorlar ama bunu öylesine yüksek sesle ve sıklıkla söylüyorlar ki, kısa bir süre sonra, ihmal olduğuna kendileri bile inanıyor ve yargısız infaza başlıyorlar. Yani; bu işin açıkçası şudur..!
Ev soyulmuştur ve soruşturulmasını istedikleri de, ev sahibinin gerekli tedbirleri tam olarak alıp, almadığıdır..” Ya hırsız ” diyecek olsanız.. ” Tabii ona da gereken ceza verilsin AMA aynı zamanda ihmal de araştırılsın..! ” cevabını alıyorsunuz… Ne kadar masum, ne kadar makul ve ne kadar demokratik değil mi..? Öyle olmasına öyle ama, ülke kan gölüne dönmüş, şehit cenazeleri ülkenin dört bir yanına acı ve keder götürmüş, millet ayağa kalkmışken, bu konuyu en ön saflara taşımak, manşete çıkarmak, birinci haber olarak vermek ve her tartışmada bunu gündeme getirmek niye..? Buna ” Hedef Saptırmak ” denmez de ne denir..? Sadece hedef saptırmak da değil. İşin içine, bir ihtimal dahi olsa, TSK’nın ihmali olabileceğini de sokacaksınız ki, bir taşla birkaç kuş vurasınız..
Son sorum…
Hadi ben ve benim gibi düşünenler geçtiğimiz yüzyıldan kalma, geri kafalı ve sizlerce ” Sevr Sendromundan mustarip”. Türkiye’de liseliler dâhil, yüzbinler meydanlarda, ellerinde Türk bayrakları haykırıyorlar ” Şehitler ölmez, bu vatan BÖLÜNMEZ..! “
Ama haklısınız tabii..! Bu kadar insanı, liselisi, üniversitelisi, memuru, profesörü ” Sevr Sendromundan mustarip ” bir topluma, ne kadar Güzel Şeyler yapsanız da yaranamazsınız..
Kalın sağlıcakla efendim
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.