NEREYE KADAR BÖLECEKSİNİZ?

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dünyada emperyalizme, sömürgeciliğe karşı ilk kurtuluş mücadelesini veren ulusumuz, o günden bugüne gelinceye dek türlü bölünme uygulamalarıyla karşılaştı. Her bölünme senaryosu, halkımızın sağduyulu davranışıyla amacına ulaşamadı.
Önce demokrasi kahramanı(!) Menderes döneminde başladı bölünme. Vatan cephesinden olanlar ve olmayanlar diye. Demokrat Partililerle CHP’ lilerin kahveleri bile ayrıldı köylerde, kasabalarda. Aynı güneşin altında tırpan sallayan, aynı örste demir döven, aynı ezanla camiye gidip saf tutan, aynı fabrikada tezgâhın başına geçen, aynı sokakta siftah eden, aynı cephede düşmanla vuruşan, aynı yoksulluğun pençesinde kıvranan, aynı cehaletin kör karanlığından kurtulmak için çabalayan, aynı kan emicilerce sömürülen halk; emperyalist bir tuzakla birbirine düşman edilmeye çalışıldı. Ancak bu oyun tutmadı, halk bölünmedi.

Daha sonraki yıllarda sağ-sol diye bölünme yaratılmak istendi. Ulusun evlatları, silahlı çatışmalarda canlarını yitirdiler. Sokaklar, mahalleler, kasabalar, kentler, kahvehaneler ayrılmaya başlandı. Bu yetmemiş gibi bir de Alevi-Sünni ayrımı körüklendi. Mezhep ayrımıyla toplum iç savaşa sürüklenmek istendi. Katliamlar birbirini kovaladı. Kardeş, öz kardeşine silah çekiyordu. Bu oyun da bozuldu. Ulusal bütünlüğümüz zedelenmedi.
Bu kez ülkemiz topraklarına ayrımcılık tohumu ekmek isteyenlerin başvurdukları yol etnik farklılıklardı. Kürt-Türk çatışması sahneye kondu ustalıkla. Kurtuluş Savaşından daha çok şehit verdik bölücü ihanete. Türkiye kayasının sağlamlığını görenler yeni bir senaryoyu devreye soktular: Futbolla bölmek…
Sporun birleştirici ruhuna karşın ülkemizde futbol toplumu bölme aracı yapıldı. Küçük olaylar bahane edilerek taraftarlar arasına düşmanlık tohumları ekildi ustaca. Tribünler yasaklandı rakiplere. Düşman saflarmış gibi ayrıştırıldı taraftar grupları. Bazı çıkarcı amigolar, kimi yeteneksiz yöneticiler, bilgisizliğini kışkırtıcılıkla kapatmaya çalışan birçok sözde futbol yorumcusu, kavgayı paraya çevirmek isteyen fırsatçı medya patronları, dumanlı havada avlak isteyen aç kurtlar, futboldan şöhret kazanmak isteyen basiretsiz siyasetçiler, küfredip saldırmayı delikanlılık sayan birkaç çirkef, kalabalık içinde yiğitleşen gariban özgüven yoksunları futboldaki bölünmeyi artıran öğeler. Bütün bu saydıklarımız, futbolla toplumu bölmek isteyenlere alet olmaktalar.
Neden toplum futbolla bölünmek isteniyor? Demokratik kazanımların yok edildiği, halkın örgütlenmesinin olmadığı, sosyal hakların gasp edildiği, yurttaşlarımızın giderek yoksullaştığı, yolsuzlukların toplumu kemirdiği, adaletsizliğin gemi azıya aldığı, bölücülüğün pervasızlaştığı, dış politikanın küresel güçlere teslim edildiği, TSK’ nın sindirildiği, tarımın yok edildiği, sanayinin görmezden gelindiği, eğitimin ilkelleştirildiği, halk sağlığının neredeyse üfürükçülere bırakıldığı bir ülkede, ulusun dikkatini başka yerlere çekip dağıtmak gerekmez mi? Yeni düşmanlıklar yaratarak toplumun dikkatini buralara yöneltmek önemli bir siyasal proje.
Son yıllarda futbolda ayrımcılığın körüklenmesinin önemli nedenlerinden biri de işlemeyen adalet sistemi. Şike konusunun zamanında çözülememesi hem adli hem de idari kararın gecikmesi futbolumuzu kördüğüme dönüştürdü. Adaletin gecikmesi, ileri geri yorumları körüklemekte. Mahkemenin uzaması, Futbol Federasyonunun idareyi maslahatçı tutumu çözümü zorlaştırdı. Her geçen gün taraftarlar, sorumsuz açıklamalarla tahrik edilmekte. Hukukla yakından uzaktan ilgisi olmayan kişilerin dava süreciyle ilgili uzman kesilmesi ise çok gülünç.
AKP iktidarı her alanda olduğu gibi futbolu da kaosa sürükledi. Taraftarları böldü. Takımları birbirine düşman etti. Dostluk yerine düşmanlığı körükledi. Zaten toplumu laik-anti laik olarak bölmüştünüz, bu azmış gibi bir yenisini daha eklediniz.
Bugün önemli bir final maçı oynanacak; biri kaybedecek, diğeri kazanacak. Taraftarların tuttuğu takım kazanınca kuşkusuz sevinilecek; ancak günlük yaşamın sorunları yok olmayacak. Hangi takım kazanırsa kazansın Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülmeyecek. Bölücü terör azalmayacak. İşsiz, iş bulamayacak. Eğitimdeki gerici dalga dinmeyecek. Ortadoğu’daki yangın sönmeyecek. Köylümüzün cebi para dolmayacak. YÖK kalkmayacak. Ulusal bayramlarımız tekrar eskisi gibi devlet törenleriyle kutlanmayacak…
Unutulmasın: Futbol, yalnızca bir spor değil; devletlerarasına savaş çıkaracak kadar da siyaset vardır içinde. Futbolu kendi siyasal çıkarı için kullananlar, tribünlerde alevlenen meşalelerle yanabilir. Dileyelim ki bugün dostluk, kardeşlik kazansın; nefret, ayrımcılık, kavga kaybetsin.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.