NEREDEN ÇIKTI BU SELEFİLİK ŞİMDİ?

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Selefilik Almanya’da birdenbire gündeme oturdu. 1 milyon Kur’an-ı Kerîm dağıtıldığı söylendi. Sonra polisle çatışmalar oldu. İslâm gündeme geldi. Müslümanlar hedef tahtasına oturtuldu. Camilerde aramalar yapıldı, Müslümanlar yine rencide edildi. ”Pro-NRW” (Kuzey Ren Vestfalya) Partisi Hz. Peygamber’in karikatürüyle gündemdeki yerini aldı. Selefilerin yurt dışı edilmesi v.s…

Emniyet yetkililerinin tahminine göre, Almanya’da yaklaşık 4.000 Selefi yaşıyor. Bunların 300’ünün aktif olduğu söyleniyor. Oysa Almanya’da yaşayan Müslüman sayısı 4 milyon civarında. İbrahim Ebu Naci en etkili isim. İbrahim Naci kadar etkili başka bir isim, Alman Ebu Hamza adıyla tanınan Pierre Vogel. Eski boksör. Bir diğeri eski gangster rapçı Deso Dogg. Şu an Ebu Malik olarak ilahiler (dini müzik) ile uğraşan Deso Dogg, psikolojik çöküş ve uyuşturucu madde bağımlılığından sonra şiddet yandaşı Selefiler’in yanında huzuru bulmuş bir isim. ”Die wahre Religion” (Gerçek din) savunucularıymış güya bunlar. El Kaide terör örgütü ile yan yana getiriliyorlar. Örgütlerinin ismi ”Millatu Ibrahim” (İbrahim’in Milleti).

Öte yandan, Almanya’da Selefilerin Kur’an-ı Kerim nüshalarını dağıtmasına bir tepki de göçmen kadınlardan geldi. Aralarında çeşitli mesleklerden 160 kadının oluşturduğu inisiyatif, Frankfurt´ta sokaklarda 2 bin anayasa kitapçığı dağıttı. Frankfurt İlerici Kadınlar İnisiyatifi sözcüsü Sunay Capkan, Deutche Welle’ye Selefilerin Kuran-ı Kerim dağıtmasına olan tepkisini anlatırken, ”Toplumumuz için en önemli kitap anayasadır ve yalnızca bu kitap sayesinde barış içinde ve demokratik koşullar çerçevesinde birlikte yaşayabiliriz. İnsanların evlerinde İncil ve ya Kuran-ı Kerim’in olması, onların şahsî kararı, ama anayasa hepimizin uyması gereken kitaptır” dedi. Geçen ay Yeşiller Partisi’nden Memet Kılıç da, Pforzheim meydanında anayasa kitapçıkları dağıttı. Bunlar da kraldan fazla kralcı olanlar!

Bu filmleri Müslümanlar, Danimarka karikatür krizinde gördüler, Hollanda’da Van Gogh’un karikatür krizinde seyrettiler. Aynı şekilde yeni bir oyuna gelmeleri mümkün olmadı. Bu olaylarla Müslümanları sokağa dökemediler, ancak ”ırkçı cinayetleri”ni gölgede bırakmayı başardılar. Herhalde yapılmak istenen yapıldı.

Biz de çıktım sokağa ve sorduk vatandaşa, ”Selefilik nedir, İslâmofobi deyince ne anlıyorsunuz? ” İlginç cevaplar aldık. Almanlar cevap vermekten kaçındılar. Kiliseye gittik ve papazlara sorduk, cevapları birlikte okuyalım. Sizler de yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz. Okuyalım:

Gönül Çemrek/Hemşire

Selefiler ve İslâmofobi ile ilgili neler söyleyeceksiniz

Herkes her yerde bir şeyler yapıyor. Yehova Şahitleri her gün ev ev dolaşıyor ve İncil dağıtıyor, kimsenin sesi çıkmıyor. Birileri Kur’an dağıtınca kıyamet kopuyor. Kur’an’ın değiştirileceğinden korkuluyorsa, O’na hiçbir şey olmaz, kimse korkmasın. Selefilik nedir ben onu bilmem.

İslâmofobi’ye gelince; Almanlar İslâm’dan korkuyorlarsa sebebi bizleriz. Çember sakallı, kara çarşaflı insanlar dolaşıyor ortalıkta, ben bile korkuyorum onlardan. Bazılarının gözü de kapalı. Sevgi lazım, korkuyla insanlara bir şey öğretilemez.

Çocuğumun okulunda topluca yemek yenecekti, dolma yaptım götürdüm, helal midir, haram mıdır diye sordular. Bunu Almanlara da soruyorlar, Almanlar da korkuyor. Erkeklerle tokalaşmayanlar var. Sen olsan kormaz mısın?

Almanlar da Osmanlı’yı tanımıyorlar, onlar hoşgörülü insanlardı. Osmanlı ibadethanelere saldırıyı yasakladı, Almanlar saldırıyorlar.

Sonra, tarihimizi biz de yanlış biliyoruz. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez.

Gürsel Güneş/Sanatçı

Selefilik nedir onu bilmiyorum. Medyadan duyduk. Kur’an dağıtıyorlarmış. Birdenbire gündeme oturdu, kim oturttu, neden oturttu onu da bilmiyorum.

Almanlar kendi dinlerini bilmedikleri için İslam’dan korkuyorlar. Ben Hristiyanlığı biliyorum ve ondan korkmuyorum. Sonra İslâm Avrupa’da hızla yayılıyor, her türlü olumsuz propagandaya rağmen yayılıyor, bundan da korkuyorlar.

Hasan Gükun/Temizlik işçisi

Selefileri tanımıyorum. Sadece Kur’an dağıttıklarını biliyorum. Mesele Kur’an dağıtmaksa güzel bir şey. Her dinden insanlar kendi dinlerinin tanıtımını yapabilir. Burada şahıslara mı karşı çıkılıyor, yoksa Selefilik anlayışıyla İslâm mı yargılanmak isteniyor, bunun üzerinde düşünmek lazım.

Almanlar İslâm’ı tanımıyorlar, tanısalar karşı çıkmazlar. Bizler de İslâm’ı tam olarak yaşamıyoruz. Bunun da zararını görüyoruz. Olan İslâm’a oluyor.

Helmut Wolff/Eğitimci

Bu büyük bir konu böyle ayaküstü anlatılmaz.

Bazı gazeteler özellikle bu tip konuları kaşıyorlar, gündeme getiriyorlar. Ben ‘70 yılında Berlin’e geldim. O gün bazı gazeteler yabancılara karşı tavır almışlardı. Bugün yine aynı gazeteler kasıtlı olarak Müslümanlara karşı tavır almış durumdalar. Yabancılar da, Müslümanlar da bu gazeteleri alıp okuyorlar. Selefiler’in Berlin sorumlusunu dün(29 Mayıs 2012) televizyona çıkardılar, bir belgesel çerçevesinde, söylediklerini duyunca ben bile ürktüm. Selefi olmayanların kafasının kesileceğinden bahsediyordu. Herkes istediğine inanabilir, beni rahat bıraksınlar, yönlendirmesinler. Ben bunların dünya görüşlerinin ne olduğunu bilmiyorum. Bunların amacı bütün dünyaya hakim olmak, öyle anlaşılıyor. Bunların içindeki Almanlar, kafası karışık olan Almanlar olsa gerektir. Mönchengladbach’ta oldukça aktifler. Arkasında petrol ağaları var bunların, işsiz gençlere gelecek vaadediyorlar ve böylelikle taraftar topluyorlar. Bonn’da çok büyük bir cami kurdular.

İslâmofobi’ye gelince; İslâmofobi 11 Eylül olayından sonra Amerika tarafından bütün dünyaya pompalandı. Medya destekli olarak bu yapıldı. Hâlâ da yapılıyor. Alman medyası da Amerikalıların oyununa geldi.

Bütün insanlar tanımadıkları şeyden korkarlar. Biz Neukölln’de yaşadığımız için korkmuyoruz. Birbirimizi tanıyoruz. Köylerde yaşayanlar Müslümanları, Türkleri tanımıyor. Medyanın tanıttığı kadar tanıyor. Korkmaları normal.

Mehmet Balıkçı/Üniversite öğrencisi

Almanlar, Selefilerin Kur’an’ı dağıtmasından değil Selefilerden korkuyorlar. Amaçları nedir Selefiliği gündeme getirenlerin onu bilmiyorum.

İnsanlar tanımadıkları şeye karşı mesafeli dururlar. Almanlar da mesafeli duruyorlar. Almanlar diyalog kurmuyorlar, diyalog kurulması da istenmiyor gibi. Diyalog kuramayanlar birbirlerine karşı tahammüllü olamazlar. Çarşaflı sakallı diye insanlardan kaçarsan diyalog kuramazsın. Sonra da o insandan korkarsın. Diyalog kurulsa belki her şey çözülecek. Medya bir resim çizdi. Alman halkı da bu resme inandı.

Mustafa Kilci/ Makine Yüksek Mühendisi

Bazı şeylerin arka planı vardır. Selefi olayının da arka planının olduğunu sanıyorum. Kimlerdir bunlar? Onu bilmiyorum. Türkiye’deki Danıştay baskını, Uğur Mumcu cinayeti gibi. Bu olayla, çamur at izi kalsın politikası uygulanıyor. Maksat İslâm’ı kötülemektir.

Almanlar günün birinde azınlıkta kalacaklarından korkuyorlar, nüfusları hızla azalıyor. Önceden kapitalizmin düşmanı sosyalizmdi. Şimdi sosyalizm gitti, onun yerine İslâm’ı düşman olarak koydular. İslâm dağıtımdaki adaletsizlikten şikâyetçidir. Kapitalizm tekelcidir. Sorun buradadır. %20, %80 ni yönetmek istiyor.

İslâm’dan korkanlar halka İslâm’ı düşman olarak tanıyorlar. Halk da inanıyor.

Nedim Gür/Esnaf

Selefilerin kim olduğunu ve hangi amaca hizmet ettiklerini bilmiyorum. Kur’an’ı niçin dağıttıklarını da bilmiyorum. Her Türk’ün ve her Arab’ın evinde Kur’an vardır. Bunlar Kur’an’ı kime dağıtıyorlar ve dağıtmakla ne yapmak istiyorlar belli değil. Herhalde bir hesapları var veya arkalarında hesabı olan birileri var diye düşünüyorum.

Almanlar Türklerden korkuyorlar, Müslümanlardan değil. Araplar Müslüman değil mi? Onlardan korkmuyorlar ve onlara Türklere davrandıkları gibi davranmıyorlar. Türkler iş yapıyorlar, büyüyorlar, gelişiyorlar. Almanlar büyüyeni sevmez. İslâmofobi bahaneleridir.

Devam edecek

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.