NEONAZİLER VE TÜRKLER

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bugün Münih’te Neonaziler sözüm ona kahramanları anma günü gerekçesiyle yürüyüş yapıp, kirletecek başka bir yer yokmuşçasına “Barış meleği” anıtına çelenk koydular. Kentteki tüm partiler hep bir arada bir karşı gösteri düzenlediler ve başta Belediye Başkanı Christian Ude ve Yabancılar Meclisi Başkanı Cumali Naz olmak üzere birçok kişi burada konuşma yaptı. Bu gösterilerde iki binin üzerinde Münihli çoluk çocuk Neonazilere karşı tavırlarını gösterdiler. Evlerinden çarşaflara “Nazilere dışarı” yazıp pencerelerinden astılar. Yüzlerce polisin güvenliği sağladığı gösterilerde, özellikle genç Alman bayanların Neonazilere erkeklerden daha fazla cesaretle tepki göstermeleri beni çok etkiledi.

Neonaziler ise konuşmalarında tabii ki göçmenlere değinmeden duramadılar ve “Yabancılar bu ülkeyi Almanlarla birlikte biz kalkındırdık diyorlar, bu koca bir yalandır, bu ülkeyi dedelerimiz ve “harabe kadınları” ninelerimiz yoktan var etmiştir” dediler.

Tüm bu gösteriler olurken gözüm bizimkileri aradı. Birkaç görevli Türk haricinde göremedim. Sanki Neonaziler sadece Almanların sorunu, sanki onlar bu ülkede yaşamıyor, sanki Neonaziler iktidara gelince Türklere dokunmayacağız sözü vermiş.

Karşı gösteride Katolik, Protestan, Yunan Ortodoks ve Musevi dini temsilcileri görürken, tek bir Müslüman temsilciyi göremedim. Gönlüm isterdi ki DİTİB’den bir din görevlisi de kıyafetiyle onların yanında olsun.

Son günlerde 30 liste ile “Yabancılar meclisi” seçimlerine dalmış Türk dernek temsilcilerini de bu karşı gösterilerde göremedim. Benim gözümde bir süre vaatlerde bulunan bu listeyi dolduranlar, daha seçilmeden sınıfta kalmıştır. Toplumunu tehdit eden bir tehlikeye karşı pasifte olsa tavır alamayanlardan bir şey beklemiyorum.

Balolarda, konsolosluğun düzenlediği toplantılarda gazetecilerin çektikleri resimlerde çıkmak için ön sıralarda bulunmaya çalışanları da göremedim. Hele bizim gazetecileri… Konserlerde veya balolarda gazeteci enflasyonu yaşanırken, nedense (tek bir gazete hariç) meslektaşlarım bu önemli olayı okurlarına duyurma gereğini bile duymadılar.

Her söyleşilerinde “Faşizme karşıyız” diyen 12 Eylül 1980 öncesinin romantik devrimcilerini de faşistlere karşı yapılan bu gösteride göremedim.

Nedir bu duyarsızlık, lütfen artık Türkiye’deki, AKP-CHP-MHP tartışmalarını ikinci plana alalım. Yaşadığımız ülkede olup bitenlerle daha yakından ilgilenelim. Unutmayalım, içinde bulunduğumuz tekne delik alır batarsa hepimiz boğuluruz…

NOT: Karşı gösteriye katılıp tepki göstermiş ve gözüme ilişmeyen tüm Türkleri bu yazdıklarımdan tenzih ederim.

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.