NELER Mİ OLUYOR?

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

NELER Mİ OLUYOR?

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi İstanbul Şehir Tiyatrosu için bir yönetmelik hazırlamış. 
Bu yönetmeliğin 18. maddesi; “Genel Sanat Yönetmeni, fakülte veya dengi okul mezunu olmak kaydıyla, memur şartlarını taşıyan, kurum içinden veya kurum dışından sanatkâr memur statüsünde atanabilme şartlarına haiz rejisör, oyuncu veya kültür sanat alanındaki çalışmalarıyla tanınan, yazar, eleştirmen, araştırmacı, çevirmen, öğretim üyesi kişiler arasından, başkan tarafından atanır.” diyor.
Başkan Topbaş; bu göreve lise mezunu bir oyuncu, yönetmen ve TV sunucusunu getiriyor.
Sözün özü; Bay Başkan kendi hazırladığı yönetmeliği, ağababalarını örnek alaraktan, bir kere(mi) çiğniyor.
Bu oluyor.
Göreve getirilen arkadaşa soruyorlar. Yanıtlıyor:
“Yönetmelikte, kendini Türkiye çapında kanıtlamış olmak da yazıyor. Bunu neden görmek istemiyorlar. Bana bu görevi teklif edenler benim lise mezunu olduğumu biliyorlar. İki yıl buradayım, gitmeyeceğim. Kimse de gönderemez. Tiyatromu kurtarmaya geldim. Kötü niyetli yaklaşımlarla ilgilenmeyeceğim. Proje üreteceğim. Repertuvarı zenginleştireceğim. Hakkı yenenlerin hakkını teslim edeceğim.” diyor.
Bu oluyor.
İsrail’in Gazze’ye saldırısını protesto için İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri yapıyorlar. Bunlar, konsolosluk yakınında bulunan ve konsoloslukla uzaktan, yakından ilgisi olmayan İlhan Koman imzalı Akdeniz heykelini tahrip ediyorlar. Neden mi? Heykel bir kadın figürü. Eee! Kadının da adı yok. Ondan.
Bu oluyor.
Geziyi destekleyen Genco Erkal’ın bakanlık desteği çiziliyor. Genco boş durur mu? İdare Mahkemesine başvuruyor ve kararın kaldırılmasını istiyor. Mahkeme kararını veriyor:
“Bakanlığın kararı, destek yardımlarına ilişkin yönetmeliğin sadece bir maddesine dayandırılarak verilmiştir. Bir tiyatroyu destekten yoksun bırakmaya yönelik bu tutum eşitlik ve hakkaniyet ilkesine aykırıdır.”
Bakanlık mahkemenin bu kararını temyize göndereceğini açıklıyor.
Bu oluyor.
Sanatın yüzüne tükürenlerin büyük şehir belediye başkanlığına kerelerce seçildiği bir ülke burası.
Sanata  “ucube” diyen bir başbakanın cumhurbaşkanı adayı olduğu bir ülke burası.
Küfreden, hakaret eden, yurttaşını tokatlayan, notu asla orta bile olamayacak denli davranış bozukluğu sergileyen bir insanın, ülkenin tek sahibi olduğunu sanan birisinin tek başına yönettiği bir ülke burası.
Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizi kurulduğu ilden yıkmak üzere yola çıkan bir meczubun şehir şehir dolaşarak meydanlarda boyun damarları çatlarcasına bağırmayı konuşma sayan bir sokak kabadayısının cumhurbaşkanı adayı olduğu, kim bilir belki de cumhurbaşkanı olacağı bir ülke burası.
Bu oluyor.
Az kaldı. Ak koyun, kara koyun belli olacak. Az kaldı.


Hasan Arslan


Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.