0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Aslında bu konuda yazmama bile gerek yoktu; amaç belirgin, bu konuda az biraz bilgisi olan, görebilen, farkında olan herkesin malumu yapılmak istenen!..

Neden 11 yıllık iktidara rağmen durup durup da bugün gündeme getirildi bu namus konusu, bu korumacılık sevdası, zaptiyelik hevesi?

Şimdiye kadar mhafazakâr değildiler de şimdi mi oldular? Yeni mi geldi akıllarına zinanın suç olduğu, günah olduğu?! Zinayı suç olmaktan çıkartırken muhafazakâr değiller miydi?! Unutmuşlar mıydı o günlerde günah veya ayıp olduğunu?! Neden sadece öğrenciler de diğer yüzlerce nikahsız yaşayan, aynı evi paylaşan onca kişi değil?!
Daha pek çok soru geliyor akla ve insanın gülesi geliyor artık!..
Hani şu öyküdekince; padişah durmaksızın vergi üstüne vergi bindirir de, halk sonunda gülmeye başlar ve sorar her defasında olduğu gibi padişah: Halk ne yapıyor, tepkisi nedir diye de, yanıtlarlar: Gülüyor artık diye. O hale mi geldik ne ki artık üst üste gelen saçmalıklara güler hale geldik?

Samimiyetle, inançla örtünen ve inancı doğrultusunda yaşayanlara lafım yok ama şu AKP’den sonra, yarattıkları modaya uygun örtünenlerle, menfaat karşılığı örtünenlerin bazılarının yaşam biçimlerine şahit olmuşlukla söylüyorum ki günahlarına pek güzel kılıf bulmaktalar!..

Öğrencilikleri süresince, imam nikahı ya da dini nikah adı altında anlaşmalı birliktelikler yaşayarak, okul bitimi de boş ol deyip pir-ü pak dönüyorlar baba ocağına!..

Ya da uzun süreli birliktelik yaşamak istemeyip de, anlık dürtülerini tatmin adına muta nikahı adıyla anlık bir nikah kıyıveriyorlar kendi aralarında da, sözüm ona günahkâr olmuyorlar!

Daha fazla örnek vermeyeceğim yazıyı uzatmamak için, zaten pek çoğu, pek çoğunuzca malum.

Birisini tasvip ediyorum, birisinden yanayım ya da birini kınıyor da, diğerini savunuyor değilim. Herkesin yaşam tercihi de, günahı ve vebali de kendisine ait; beni ilgilendirmez. Hele de aileleri varken, bana laf düşmez. Üstelik, neredeyse hepsi 18 yaşını doldurdurmuş, reşit gençler.

Beni ilgilendiren tarafı; konuya “Yurtlarda, kızlı erkekli kalınıyor” diyerek yalanla girilişi, tek taraflı oluşu, bu konunun Gezi olaylarından sonra ortaya çıkışı, neden her kesimden onca aynı evde birlikte yaşayan varken, hiçbirinden değil de, sadece diğer üniversite öğrencilerinden hesap sorulacağı, neden evlerin basılacağı?!

Yasa dışı bir işlem yoksa, çevre rahatsız edilmiyorsa, çirkinlikler kapı dışına taşmıyorsa, her evde dört duvar arasında yaşananlara, neden devletin gözetim ve yaptırım uygulayacağı?!

Zaten öncesi de tuhaf değil miydi; tavşana kaç, tazıya tut tavrınca, zinayı serbest bırakıp kürtajı yasaklayarak?!

Yanlış, çirkin, maksatlı, ayıp ve de çok düşündürücü doğrusu!..

Bu gençleri korumak, kollamak, doğruya eğindirmekse maksat; neden sadece cinsel boyutuyla ilgileniliyor da, bu çocuklar aç mı, açık mı, evlerinde ocak yanıp tencere kaynıyor mu, ne yer ne içerler, ne giyer, kirayı, yakıtı, elektriği neyle öderler, harçlarını ödeyebiliyorlar mı, kitaplarını satın alabiliyorlar mı, ailelerinin maddi durumu nedir, ne denli destek olabiliyorlar gibi pek çok soruya yanıt bulmak adına gözlemlenmiyor bu çocuklar?! Neden bu konularda ilgilenilmiyor, araştırılmıyor, takip edilmiyor gereken yapılmıyor da, sadece uçkurlarının derdine düşülüyor?!

Doğrusu merak etmeden duramıyor insan!..

Belki de, yine daha önceki örneklerinde gördüğümüzce, çok önemli şeylere gebe de ülke, yine millet bu defa da bununla oyalansın da, haberdar olmasın asıl gerçekten tavrı bu?

Bilemiyorum henüz, yaşayacak ve göreceğiz!

Perihan Reyhan Alkan