Ne Desem, Neresinden Başlasam..?

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Bazen; tanışıklığınız çok öncelere dayanan, zaman içinde arkadaş olduğunuz ve hatta giderek bu arkadaşlığınızın dostluğa dönüştüğü kişileri beklenmedik bir anda kaybedince, onunla ilgili yazılacak yazıya, neresinden başlayacağını bilemiyor insan..!

70`li yılların sonu… Prof. Dr. Şaban Karataş TRT Genel Müdürü… Her kurumda olduğu gibi, TRT`deki personel arasında da müthiş bir “Sağ-Sol” bölünmesi,hatta kavgası, almış başını gidiyor…Koridorlarda, her iki grup tarafından en çok itilip kakılan, hakarete maruz kalan ve hatta dayak yiyenler de “Ben devlet memuruyum, görevimi yaparım ve işime siyaset karıştırmam…” diyenler… Bu satırların yazarıda o gruba aitti… İşte o günlerde, sağ görüşlüleri ama özellikle de, tarafsız kalıp görevlerini yapmaya çalışanları, kurum dışında kollayan sağ görüşlü gruplar ortaya çıkmıştı… Kişileri kurum dışında uzaktan kollarlar, asla yanlarına yanaşıp tanışmazlar ama başlarına birşey gelmemesi için de azami dikkati gösterirlerdi… İnsanlar da, tanımaşalar bile, kendilerini korumak adına sokaklarda dolaşan bu kişilere sempati duyarlardı…Sık, sık değişen ekiplerde, uzaktan bile olsa bazı çehreler insanın hafızasında kalıyor…
1989 Berlin`deki bir televizyon için röportajlar yapmak üzere Ankara`dayım…1987 affından sonra siyasiler ve Mamak Askeri Ceza Evi sakinleri serbest… Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Ertugrul Özkök`ten başlayarak, tüm parti başkanları ile röportajlar yaparak Ankara`nın nabzını tutmaya çalışıyorum… MHP Genel Başkanı merhum Alpaslan Türkeş`le röportajdan sonra, partinin basın sözcüsü, daha sonra Ankara milletvekili olacak, Şevket Bülent Yahnıcı, akşam yemeğine davet ediyor…Yemekte, oturduğumuz masanın yanından bir grup, geçerken selam veriyorlar ve Şevket`de kalkıp selamlarına mukabele ediyor ve özel olarak, içlerinden birisini benimle tanıştırıyor… 70`li yılların sonlarında TRT dışında bizleri uzaktan kollayan o tanıdık simalardan birisi… Kendisine o günleri hatırlatıyorum.. Cevabı mı..? Başını öne eğip, mütevazi bir tavırla ve hafif mahçupca gülümseyerek ” Fırtınalı günlerdi…Görevimizdi..” demekle yetiniyor…
2000`li yıllar…Berlin’de TD-1 televizyonunda, politika içerikli programlar yapıyorum… Stüdyo konuklarım değişken… Ama birisi hemen, hemen hiç değişmiyor… Türkiye Gazetesi Berlin Temsilcisi Mesut Yeter… Berlin`e gelen politikacıları konuk etmek ise neredeyse programın olmazsa, olmazı…
Bu proğramlardan birisine o da katılıyor ve bence son derece güç, gazetecilik jargonunda ” Kılçık ” denilen tipte, hatta biraz da provakatif tarzda sorular yöneltiyoruz Mesut`la, adeta çapraz ateşe alırmış gibi… Son derece sakin, aklı başında, dengeli, çağa ve ülke gerçeklerine uygun, demokratik, barışçı cevaplarla ardı, ardına gelen soruları göğüslüyor… Gelin bu programın anısını, Mesut Yeter`in yolladığı bir e-mail`den birlikte okuyalım…
Seninle birlikte TD 1 ‘de Pazar günleri hazırladığımız ”Basın gündemi proğramına ” BBP Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu misafir ettiğimizde, proğramın nasıl başlayıp bittiğini anlamamıştık.
Gündemde olan konulara verdiği , dürüst ve açıklayıcı cevaplar pekte alışa gelmiş Türk siyaset adamı görüntüsünden ziyade, Adam gibi Adam, tam bir Şovalye gönül adamı, halk ozanı, sağ kesimin lideri profili üzerinde seninle sohbetlerimizi hatırlarmısın…
Deniz ağabey, Türkiye’de bir şeyler tezgahlanıyor….Buradayım ve tam içindeyim…. Bazı yerlerde adımda geçiyor… Ama, meydana gelen bu ”kaza” sonucu birileri ”ele geçen fırsatı iyi değerlendirerek” Türkiye’nin bir öz evladını” koparıp aldılar… O’na dayanamadım….
Hatıralarımızı, köşende kullanırsan, hem beni mutlu etmiş olursun,hem de rahmetli Muhsin Başkanın ruhunu yad edersin…
Mesut e-mailinin başında, kaza yapan helikopterin neden kazadan 48 saat sonra, uzman ekipler değil de köylüler tarafından bulunabildiğini, geniş bilgiler vererek eleştirmiş…
Ailesinin, tüm BBP`lilerin, Türkiye`de Avrupa`da kendisini tanıyıp sevenlerin başı sağ olsun… Berlin`den Kemal, Osman ve Ahmet… Sizlerin de başınız sağ olsun dostlar… Allah tüm geride kalan yakınlarına ve dostlarına sabır versin…
Sana gelince Muhsin Başkan… Allah sana rahmet eylesin, mekanın cennet olsun… İnsallah yüce Allahım, bu vatan için çektiğin ızdırapların, sıkıntıların ve bu vatan için yaptıklarının mükafatını verecektir…
Sen rahat uyu Muhsin Başkan…Yaşamında hep hayal ettiğin, uğrunda mücadele verdiğin gibi, bu ülke er veya geç, uluslararası arenada başı dik, onurlu, gelişmiş, demokratik, modern bir ülke ve halk olacaktır…Güle, güle dostum…
Size gelince….
Kalın sağlıcakla efendim…
  
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.