NE DERSİNİZ

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Aşağıdaki önerilere, kimden geldiklerini başlangıçta bir kenara koyup dikkatli bir okur olarak, bir de siz bakın istedim. Koyu harflerle yazılanlar önerileri yapanın, altlarındaki sorular da benimdir.

1. Yüzde 10 seçim barajını kaldıralım.
Dünyanın hiçbir ülkesinde seçim barajı olarak bu yükseklik yoktur. Sürdürelim mi, kaldıralım mı, değiştirelim mi? Yüzde kaç yapılması bizim ülke koşullarımıza en uygunudur?
2. Milletin vekillerini liderler değil, millet seçsin.
Milletvekili adaylarını, şimdi olduğu gibi, parti genel başkanları mı belirlesinler? Adayları parti delegelerinin belirleyeceği bir düzenleme mi yapalım? Hangi uygulamada milletvekilinin eli mahkûm, hangisinde özgürdür?
3. Düşünceyi ifade ve inanç özgürlüğünü güvence altına alalım.
Düşüncenin yasaklanmasını yasaklasak mı, yasaklamasak mı? İnsanların inançlarına ya da inançsızlıklarına karışsak mı, karışmasak mı?
4. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü bir haktır, güçlendirelim.
İnsanları bu konularda tam anlamıyla özgür bırakmak mı doğrudur, yoksa bugüne değin yapıldığı gibi önümüze geleni gaz bombalarıyla bombarduman etmek mi?
5. Din ve vicdan özgürlüğü tartışılamaz. İnançlar arası farklılık gözetilemez. Bunu
gerçekleştirelim.
Aralarında fark gözetmeden tüm insanlara ve inançlara aynı yakınlık ya da aynı uzaklık mı daha doğrudur?
6. Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim.
Demokrasiyi, tüm kurum ve kurallarıyla işletmek mi, onu bir araç olarak görüp maksuda erince aracı terk etmek mi?
7. Basın hürdür sansür edilemez. İletişim özgürlüğü esastır. Bunu sağlayalım.
Basını haber yapmada özgür bırakmak mı doğru olur, bizden olmayanın ümüğünü sıkmak mı? Basını özgür bırakarak insanların doğru haber almalarının önünü açalım mı? Yalan yanlış haberlerle onları manipüle etmek mi gelir işimize?
8. Tutuklu siyasetçi, bilim adamı, gazeteci ve öğrenci ayıbına son verelim.
Canımızın istediği hükümlü milletvekilini serbest bırakırsak mı, suçu kanıtlanmamış milletvekilini „Bizden değil, tekerimize çomak sokar.” anlayışıyla hapiste tutarsak mı akıllılık etmiş oluruz? Profesöleri, gazetecileri ve öğrencileri, subayı,astsubayı, erbaşı, eri, neredeyse tüm Silahli Kuvvetleri, salt bizim gibi düşünmedikleri için, biz gelince ayağa kalkmadıkları için örneğin, zindanlarda çürütelim mi?
9. Özel yetkili mahkemelerini kaldıralım.
Bu hukukdışı yargı organı ne için kuruldu sizce? Kime hizmet ederler bu yargı ve bu yargının yargıçları? Sorunun yanıtını bilmeyen varmı daha aramızda?
10. Özel yetkili mahkemelerin 2005 yılından bu yana verdikleri kararlar için yeniden
yargılama yolunu açalım.
Bunun için zamanın çoktan geldiği ve geçip gittiği ayan beyan değil mi?
11. Milletin iradesi hapsedilemez. Meclis, milletvekillerinin tutukluluğuna son verecek
yolu açmalıdır.
Ne sözler verildi, ne anlaşmalar yapıldı? Kim verdiği sözü tuttu, kim tutmadı? Kim imzasının arkasında durdu, kim durmadı? Kim, bu konuda TBMM Başkanı’nı hiçe saydı?
12. Faili meçhuller, yargısız infazlar cezasız bırakılamaz. Zaman aşımı engellenmelidir.
Bu konuda verilmiş namus borcu sözleri tutuldu mu? Yoksa içinden bir tuğlası çekilen duvarın yıkılacağı ve yıkılan duvarın altında kalma korkusu mu egemendir? Derin devlet mi, gladyo mu? Ne menem bir şey? Öğrenmeyelim mi?
13. Gizli tanık ve yasadışı dinlemelerle yargılama olmaz, adalet dağıtılmaz. Türkiye bu
yanlıştan kurtulmalıdır.
Yeğenine tecavüz edeni gizli tanık mı yaptık biz? Bu ayıp da yetmiyorsa bize, örtsünler ki ölek!
14. Uludere’nin hesabı verilmelidir.
Kim verecek bu hesabı, bu hesabı kim soracak?
15. Diyarbakır’a cezaevi değil, Diyarbakır cezaevi demokrasi müzesi yapılmalıdır.
Bu hapishanede yapılan işkenceleri okuduğumda insanlığımdan utandım ben… Siz de mi?
16. Mayınlı araziler temizlenip, topraksız köylüye verilmelidir.
Salt o topraklar mı? Köylüye vereceğimiz başka topraklar yok mu? Kaç toprak ağası, kaç köy ve köylü sahibi ağa var hâlâ bu ülkede?
17. Nevruz resmi bayram ilan edilmelidir.
Olsa da olur, olmasa da. Ama; bırakalım isteyen istediği gibi kutlasın bayramını! Öyle değil mi ama?
18. Üretim ve yaratıcılık eşitlikçi ve demokratik bir anlayışla desteklenmelidir.
Hem sanayide hem tarımda verilecek bu desteğin emekçiye sağlayacağı yarar saymakla biter mi?
19. Toplumsal yaşamın bütün alanlarında tüm yurttaşlara fırsat ve olanak eşitliği sağlanmalıdır.
„Yandaşa soruları ve yanıtlarını vermeye son verelim.” Isteminin başka bir biçimde dile getirilmesi değil midir bu?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılçdaroğlu’nun yayın organların genel yayın yönetmenlerine yaptığı özgürlük bildirgesinin ana hatları bunlar. Hiçbir ayırım yapmaksızın tüm yurttaşlarımıza, herkesin hak ve inançlarının eşit ve insan onurunun egemen olduğu, özgür ve demokratik bir Türkiye kurmak için çağrıda bulunuyor Genel Başkan.
„CHP ve Türkiye buna hazırdır.” diyor. Biz de hazır mıyız? Ne dersiniz?

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.