NATO-ALMANYA VE TÜRKİYE

ABONE OL
11:49 - 23/10/2020 11:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

NATO-ALMANYA VE TÜRKİYE

“NATO üyesi ülkelerden herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikeye düştüğünde ya da dışarıdan bir saldırıya uğradığında diğer NATO ülkeleri bu saldırının kendilerine de yapılmış olduğunu kabul edeceklerdir.” 

NATO’nun temel amacı ve kuruluş ilkesi budur. NATO’nun en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye tam da bu anlamda, yıllardır dışarıdan, Irak/Kandil`de üstlenen PKK terör örgütü tarafından saldırılara uğramaktadır. On-binlerce insan bu nedenle yaşamını kaybetmiş ve Türkiye 500 Milyar doları aşan ekonomik zarara uğratılmıştır. Ülke bağımsızlığı ve güvenliği açıkça dışarıdan gelen bir saldırı ve tehdit altındadır.
Bu da yetmiyormuş gibi, Saddam’ın ABD tarafından savaşla düşürülmesi sonucu ve Esad’in beş yıldır düşürülmeye çalışılması nedeniyle, bu iki ülke topraklarında oluşan IŞİD terör örgütü, Türkiye için yeni bir tehdit oluşturmuştur. IŞİD tarafından Suriye sınır bölgesinden yapılan füze saldırıları sonucu, sınıra yakın kentlerde, onlarca insan yaşamını yitirmiştir.  Ayrıca bu örgütün canlı bomba eylemleri sonucu da yüzlerce vatandaşımızın canına kıyılmıştır.  

NATO ülkesi Türkiye’nin güvenliğine ve de toprak bütünlüğüne karşı yaşamakta olduğu dışarıdan yapılan bu saldırılar karşısında, NATO’nun bırakın  Türkiye’nin yanında yer alarak bu  terör örgütlerine karşı savaşmayı, tam aksine başta ABD olmak üzere, Almanya, Fransa ve bazı diğer NATO ülkeleri,  özellikle PKK ve onun Suriye kanadı PYD`ye destek vermektedirler. PYD bu ülkelerden önemli düzeyde silah, eğitim ve lojistik yardım görmektedir. Buna gerekçe olarak`da bu terör örgütünün, IŞİD`e karşı kara gücü olarak savaştığı veya savaşacağı gösterilmektedir.

NATO’NUN AFGANİSTAN SAVAŞI VE TÜRKİYE 
ABD, 11 Eylül 2001’de ikiz kulelerin El-Kaide`ye bağlı kişiler tarafından  vurulduğu iddiasıyla, bu saldırıya karşı NATO’nun Afganistan savaşında, ABD’nin yanında yer almasını istemiştir. NATO’nun desteğiyle 2001 yılından bu yana El-Kaide ve Taliban terörüne karşı bu savaş yürütülmektedir. Savaşın Afganistan`da El-Kaide`ye karşı yürütülmesinin gerekçesi olarak, bu terör örgütü lideri Usame bin Ladin`in Afganistan`da yaşamakta olduğu gösterilmiştir. Bir dizi saldırıdan sonra Usame 2 Mayıs 2011 tarihinde Pakistan’daki evinde öldürülmüştür.

Burada çok açıkça görülen şudur: El-Kaide`ye bağlı kişiler tarafından New York`da yapılan terör saldırısı nedeniyle, NATO ABD’nin yanında 5-10 bin km uzaklıktaki bir ülkeye savaş açıyor. İspatlı bir kanıtı olmamasına karşın, ikiz kulelerin Usame bin Ladin`in lideri olduğu El-Kaide tarafından yapıldığı iddiasıyla bu savaş yürütülüyor.

Oysa Türkiye`ye  30 yılı aşkın bir süredir,  komşu ülke Irak topraklarında bulunan Kandil`den binlerce Türk vatandaşının yaşamına neden olan terör saldırıları yapılıyor. ABD ise yıllardır PKK`ya doğrudan ve dolaylı yollardan ve Suriye kanadı PYD`ye açıkça ve doğrudan her türlü yardımı yapıyor. Bu saldırılara beş yıldır komşu ülke Suriye`den IŞİD terör örgütü saldırıları da ekleniyor. ABD ve bazı NATO ülkelerinin sembolik hava saldırıları dışında, Türkiye’nin sınırlarının korunması yönünde gerekli yardım yapılmıyor.

ABD VE ALMANYA TERÖR ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLEMEKTETEN VAZGEÇMELİDİR
NATO ülkeleri, Türkiye`ye komşu ülkeler üzerinden gelen PKK/PYD ve IŞİD  terör saldırıları karşısında destek olmayınca, Türkiye kendi güvenliğini sağlayabilmek için, Suriye sınırında güvenli bir bölge istemekte ve oluşacak bir terör koridoruna asla izin vermeyeceğini öteden beri söylemektedir. Bu nedenle de terör örgütlerini Türkiye’nin Suriye sınırından temizleme hareketi başlatılmıştır. PKK ve PYD tarafından kullanılan ve Türk askerlerinin ölümüne neden olan bazı silahların, ABD ve  Almanya tarafından verildiği görülmektedir. Bu da NATO antlaşmalarına açıkça aykırıdır.

Türkiye’nin, kırmızı çizgi olarak gördüğü Fırat nehrinin batısından PYD’nin çekilmesi kararlılığına ve ABD’nin en üst yetkililerinin, PYD’nin bunu yapacağına ilişkin verdikleri güvencelere karşın, PYD buradaki varlığını sürdürmektedir.

Türkiye halkına ve devletine karşı izlenen bu kabul edilemez, iki yüzlü ve utanmaz politikaları, Türkiye artık NATO düzeyinde gereğince ele almalı ve hatta bu politikaların sürmesi durumunda, Türkiye’nin NATO üyeliğini ciddi olarak gözden geçirmek zorunda kalacağını da, çok açık ve net olarak söylemelidir.

Almanya gizli istihbarat teşkilatı (BND)’nin, skandal düzeyindeki bir uygulamasını da, bu ilişkide kamuoyuyla paylaşmak isterim.  BND, Türkiye`de birçok terör saldırısında bulunmuş ve bir taksi şoförünü öldürmekten aranmakta olan DHKP-C terör örgütü Almanya şefini; (işlediği ağır terör suçları nedeniyle gıyabında Türkiye’de müebbet hapse mahkum olan) Alaattin A. isimli teröristi korumaya alarak 7 yıl süreyle çalıştırdığı haberi (Süddeutsche Zeituung, 2. Mart 2015), yayınlandı. BND’nin bu kişiye Köln`de bir ev satın aldığı ve kedisine yüklü paralar ödendiği haberde belirtiliyor. Bu terör örgütünün Türkiye`de banka, devlet binaları ve polis binaları olmak üzere 70 saldırıda bulunduğu, DHKP-C tarafından 2004 yılında İstanbul`da otobüse yapılan bir bombalı saldırıda  4 kişinin ölümüne ve 20 kişinin de yaralanmasına neden olunduğu belirtiliyor. Bu kişinin Almanya`dan toplanan yüz-binlerce Avroyu örgüte aktardığı ve  aranan bazı teröristlerin Avrupa’ya gizli yollardan gelmesine yardımcı olduğu da haberde açıklanıyor. Türkiye istihbaratıyla birlikte çalıştığı bilenen BND’nin bu uygulaması asla kabul edilemez ve müttefik ülke ilişkileriyle bağdaşmaz.

Türk halkının, Türkiye’nin dostu olarak gördüğü ve görmek istediği özellikle Almanya, Türkiye`ye ilişkin izlediği bu yanlış politikalardan ivedi olarak vazgeçmelidir.

Prof. Dr. Hakkı Keskin                                                                          

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.