“Almanya Hıristiyanlığın ve Museviliğin yurdu olduğu kadar İslamiyet’in de yurdu olmuştur” dedi ya…

Kıyamet koptu…

Son zamanlarda, söylenen sözleri, cümlenin tamamını görmezden gelerek, istedikleri ve işlerine gelen noktasından ele alıp, üzerine yorum yapma hastalığına tutulan Alman politikacıları, nasıl R.T.Erdoğan’ın sözlerini yanlış anlama ve çarpıtarak üzerine yorum yapma yarışına giriştilerse, bu seferde, Alman Cumhurbaşkanı’nın sözlerini çarpıtabilmek için, bir birileri ile yarışıyorlar. Ve tabii bunu yaparken, saçmalama noktalarının sınırlarında dolaşmayı bile göze alabiliyorlar. Önce fırlayıp ipe, sapa gelmez laflar ediyorlar, sonra da ya geri adım atıyorlar ve olması gereken çizgiye geriliyorlar veya ” Sözlerim yanlış anlaşıldı ” ya da ” Sözlerim, amacını aşan biçimde yorumlandı ” gibi ” Özrü kabahatinden büyük ” virajlar almaya çalışıyorlar.

Ama..!

Topluma karışı sorumluluk taşıyan, toplumsal barışın korunmasını en ön planda tutması gereken bu sorumsuz politikacılar, sonradan ne kadar özür dilerlerse dilesinler, ne kadar kıvırırlarsa kıvırsınlar, tüpten çıkan diş macununu tekrar tüpe geri sokamazlar ve ağızlarından çıkan sorumsuz, saçma, sapan lafların, toplum üzerindeki olumsuz etkisini gidermezler…

Ve işin ilginç tarafı, bunu yapan kişiler, 82 milyon nüfuslu, nüfusunun % 96’sı eğitilmiş, Avrupa’nın birinci, dünyanın üçüncü büyük ekonomisine sahip bir ülkeyi yönetmeye talip olmuş, politikaya soyunmuş, Milletvekili, hatta Bakan olmuş kişiler.

2011 süper seçim yılı ya..! Popülizm diz boyu..!

Sözüm ona seçmene mesaj verecekler.. Mesaja bak..! Eğer bu seçmene verilmiş bir mesaj ise, böylesi saçma, sapan sözlere mesaj anlamı yükleyen seçmenin hali, acınacak durumda demektir… Yazık..!

Gelin; şu mesaj niteliğinde olduğu iddia edilen sözleri birlikte ele alalım…

” Almanya Hıristiyanlığın ve Museviliğin yurdudur, tarihten gelen beraberlikleri vardır. Ülkede yaşayan Müslümanların da yurdudur ama İslamyetin yurdu değildir..! “

Yani; bu ülke, içinde yaşayan yaklaşık 5 milyon Müslüman`ın yurdu olacak, ama bu insanların inançları olan İslamiyet’in yurdu olamayacak…

Ne demek şimdi bu..?

Türkçesini şöyle tercüme edebiliriz… ” Sak üstünde damdağan, kaz beline vurmayı..! ” Yani…”.Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı ” saçmalığının bile, ötesinde bir saçmalık…

Sayın bayım..! Ne demek istiyorsunuz..?

Yani; bu ülkede yaşayan Müslümanlar, burasını yurt edinebilirler ama dinlerinin yurdu yapamazlar, mı demek istiyorsunuz..? Ülkeye girerken dini inançlarını gümrükte bıraksınlar, mı demek istiyorsunuz..? Müslümanlar burada yaşasınlar ama dinlerini bu ülkeye sokmasınlar, mı demek istiyorsunuz..? Yoksa..! Müslümanlar bu ülkeyi yurt edinsinler ama ibadetlerini gizli yapsınlar, falan mı demek istiyorsunuz..? Müslümanların toplu ibadet yeri olan, bir diğer değimi ile İslamiyet’in simgesi olan camilerin yapımının, giderek bu ülkeyi aynı zamanda İslamiyet’in de yurdu yapacağından falan mı endişelisiniz..?

Sayın bayım… Kafalar karışık. Bu sözlerinizin ardından gelen açıklamalarınız, ne yazık ki, bu sözlerinize bir açıklık getiremedi. Lütfen en açık şekli ile ne demek istediğinizi, tane, tane açıklayınız, zira konu oldukça nazik..! Bu sözlerinizin üzeri kapatılamaz, görmezden, duymazdan gelinemez. Siz bakmayın, bu ülkede yaşayan ve sizi en üst düzeyde, sözlerinize açıklık getirmeye davet etmesi gereken, İslami toplum liderleri..! nin sesiz kaldıklarına… Sokaktaki insan bunları unutmuyor, o liderlerin de, ne kadar lider olduklarının ortaya çıkmasından dolayı, ayrıca da memnun oluyorlar…

Gelelim işin tarihi boyutuna..! Museviliğin Almanya’daki tarihi kökleri ne kadar geri gider, bilemiyorum. Almanya’nın Museviliğin yurdu olmasının miladı nedir..? Onu da bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var. O da, hiç bir sorumluluk sahibi Alman politikacının Almanya – Tarih ve Musevilik sözcüklerini, aynı cümle içersinde telaffuz etmemesinin gerektiği, aksi takdirde, karşısına cevabını veremeyeceği soruların çıkmasına yol açacağıdır..!

Evet… Bu ülke, Museviliğin yurdu olmuştur… Ama nasıl ve hangi bedel karşılığı..? Sayın bayım..! Cevap vermekte zorlandığınızı hisseder gibiyim… İsterseniz size yardımcı olayım. Museviliğin bu ülkeyi yurt edinmesine, 1934 – 1945 arasında son, daha doğrusu ara verildi. Bu dönem içersinde yaklaşık 6 milyon Musevi, toplama kamplarında, kemiklerini, etlerini, derilerin, saçlarını kısacası, hayatlarını vererek bu ülkeyi tekrardan kendilerine yurt yapabildiler…

Almanya’nın diğer şehirlerini bilemem, ama Berlin sokaklarında bazı evlerin önündeki kaldırımlara çakılmış, 10 cm x 10 cm. ebadında, sarı pirinç levhalar vardır. Bunların ne anlama geldiğini çoğu kimse bilmez… Ama merak ediyorsanız söyleyelim. Bu levhalarda isimleri yazan kişiler, 1934 – 1945 arasında, o evlerin içinde veya önünde, genellikle ense köklerine ya da, kafalarına sıkılan kurşunlarla öldürülen Musevilerdir ve bu levhalar onların Alman tarihindeki yerlerinin, daha doğrusu tarihten gelen beraberliklerinin simgesi olarak o kaldırımlara çakılmıştır…

Müslümanların da bu ülkeyi yurt yapabilmeleri için ödemeleri gereken bedelin ne olduğu da açıklanırsa, insanlar önlerini daha net görebilirler, bu ülkedeki geleceklerine daha gerçekçi bakabilirler…

Son bir soru… Sayın bayım… Bu ülkede yaklaşık 5 milyon Müslüman yaşamakta. Lütfen cevaplar mısınız, acaba şu anda kaç milyon Musevi bu ülkede yaşamaktadır..?

Kalın sağlıcakla efendim

  

M. Deniz Olcayto