MÜNİH’TE YEREL SEÇİM CURCUNASI

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cehennemde her millete için ayrılmış özel ateş dolu kuyular ve her kuyunu başında da zebaniler varmış. Bunların görevi kuyundan çıkmaya başaracak kadar üste tırmananları ellerindeki mızraklarla tekrardan aşağıya itmekmiş. Almanların, İngilizlerin veya Fransızların kuyu başlarında birçok zebani görev yaparken, Türklerin atıldığı kuyu başında tek bir zebani bile yokmuş. Sebebi sorulduğunda da şunu söylemişler “kuyudan çıkmayı başaracak kadar üste tırmananları zaten diğerleri çekememezlikten tekrar aşağıya doğru çekerlermiş, bu nedenle Türklerin kuyularına zebani koyma gereği duyulmuyor” demişler.

İşte bu uydurma öyküden, alınacak çok ders var. Yaşamımızın birçok alanında üst çıkanı aşağıya çekme geleneğimiz Münih’te 16 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde de kendini bariz bir şekilde gösteriyor. Geçen genel seçimlerde Türkiye kökenlilerin tercihli oylarının bölünmesinden hiç ders almayanlar, şimdi de Belediye Meclisi adaylarına çeşitli çamurlar atarak, engellemeye çalışıyorlar. Neymiş o aday “Cemaatin”, diğer aday “Ankara’nın, yok diğer aday “PKK’nın veya diğer bir aday “solcuların” adayı gibi kendi kendimize damgalar vurarak bu insanların meclise girmelerini engellemeye çalışıyoruz.

Oysaki Türkiye kökenli adayları için birlik olsak ta aralarında gerçekten de burada yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin kendilerine özgü sorunlarının çözümünde “en etkili hangileri olabilir?” diye saptasak ve onlara destek versek daha iyi olmaz mıydı?
Zaten buradaki adayların desteklenmesinin seçiminde Türkiye’nin aynası bir politika yürütmek baştan yanlış… Burası Almanya ve destekleyeceğimiz adayı buranın siyasal koşullarını öne alarak desteklemeliyiz, Türkiye’ye endeksli değil.

Ayrıca, bazı partilerin sadece “bakın biz de yabancıları ciddiye alıyoruz” diyebilmek için bazı Türkiye kökenlileri en son sıralardan aday göstermektedirler. Bir vitrin mankeni olmaktan öteye geçemeyecek olan bu adaylara verilecek oyların da sadece Türkiye kökenli göçmenlerin oylarını bölmekten öteye geçemeyeceğini aklımızdan çıkarmayalım. Bizlere sempati ile bakmayan partilerin yine bizim insanlarımızı kullanıp, bizim belediye meclisinde temsil edilmemizi engelleme çabalarıdır bunlar…

Aslında, bu Türk oylarının adayların seçilmelerine olan katkısının da abartıldığını düşünüyorum. Bunu Türkiye kökenli seçmen sayısının azlığı olarak demiyorum, aksine seçme hakkı olan Türkiye kökenlilerin bu haklarını kullanmada gösterdikleri duyarsızlığa dayanarak söylüyorum. Gayri resmi rakamlara göre Münih’te yaşayan yaklaşık 30 bin Alman pasaportlu Türkiye kökenli var. Bunların geçen genel seçimlerde sadece yüzde onunun, yani 3 bin tanesinin oyunu kullandığı gayri resmi olarak saptandı. Yani adam, bütün gün kahvede, camide veya sokakta ahkâm kesiyor, Türkiye’de iken yaşadığı mahallenin muhtarının seçimiyle ilgileniyor, ama burada seçim günü geldiğinde sandığa gidip oy kullanma gereksinimini bile duymuyor veya eve gelen mektupla seçim pusulasını reklam kâğıda sanarak çöpe atıyor.

Burada yaşayan bizlerin tam demokrasi bilincine ulaşması için herhalde birkaç nesil daha geçecek…

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.