MÜNİH’TE GAZETECİLİK ZORDUR

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MÜNİH’TE GAZETECİLİK ZORDUR


Bazılarına dışarıdan cazip görünen gazetecilik mesleği, hakkıyla yapmak isteyenler için oldukça zordur. Türkiye’de bu mesleği icra etmek bir çok açıdan zor ve rizikoludur, ama yurt dışı muhabirliğinin kendine has başka zorlukları vardır. Örneğin, Münih Güvenlik Konferansı’nı izleyebilecek derecede yabancı diller ve siyasal bilgi sahibi olmanın yanı sıra, Bayern Münih maçların yazabilecek kadar spor bilgisine de sahip olmak zorundasın. Türkiye’deki gibi hakim olmak zorunda olduğu tek bir alan yoktur, her konuda bilgi sahibi olup haber yazabilmek zorundasın.

Gazeteciliğin zorluğunun derecesi Münih’te bir kat daha artmaktadır. Parasal olanakları kısıtlı olan yerel basın kuruluşları zorunlu olarak reklama ağırlık vermeleri yüzünden habere para ödenmeyince, piyasada gazeteciyim diye dolananlar reklam temsilcisi haline gelmişlerdir. Buraya kadar mevcut koşullara “ekmek parası” uğruna uyum sağlayanları anlıyorum, kesinlikle saygı duyuyorum.  Ama, bu “reklam temsilcisi-gazeteci karışımı” arkadaşlar diğer gazetecilere çamur atmaya başlayınca işler değişiyor.
Son günlerde böyle “reklam temsilcisi-gazeteci karışımı” bir arkadaşımız anlayamadığım bir nedenle meslektaşlarımıza sosyal medyada saldırılara başladı. İlk saldırıyı yıllarca Türkiye’de gazetecilik yapmış ve  şimdi koşulları gereği Münih’e yerleşerek “Münihin Sesi” diye harika bir İnternet portalı hazırlayan bir profesyonel arkadaşımıza yaptı. Reklam pastasından pay vermek zorunda olacağı korkusu olanlarca, haksız yere kendisine saldırılan bu arkadaşımız, gazeteciliği büyük bir aşkla ile yapıyor ve reklam alma beklentisi içinde değil…

Aynı zamanda bir yazar olan ve geçtiğimiz günlerde kitabını yayınlayan bu arkadaşımız,  efendiliğinden, asaletinden, ona yanıt verme gerek duymayınca bu kez 20 yılı aşkın süredir sadece Münihli Türklerin değil tüm Münih’in ayrılmaz bir  parçası haline gelen efsanevi ARI dergisinin sahibine sosyal medyada saldırdı. Neymiş “üç ayda bir dergi çıkarırmış”.  Bana 20 yılı aşkın süredir ne kendi kişiliğinden ne de dergisinin yapısında hiç taviz vermeden böyle bir dergiyi çıkarabilecek bir yiğit göstersin de saygı duyalım.  Çeyrek asrı aşkın zamandır bu meslekteyim, Münih’te dergi çıkaracağım diye kimler geldi kimler gitti… Ama erkeklerden oluşan kurtlar sofrasında o kadın tüm namusuyla, savaşçı kişiliğiyle ve dergisine olan aşırı sevdasıyla ARI’sını bu güne kadar yaşatmayı ve büyütmeyi başardı. Onu sadece kutlamak gerekir… Eleştirmek kimin haddine…

Beni Münihli gazetecilerle ilgili rahatsız eden bir konu daha var… Münih’te Zaman gazetesinden adam gibi adam üç arkadaşımız var. 
17-25 Aralık operasyonları öncesi bu arkadaşları toplantılarda baş köşelere sığdıramayanlar, şimdi onlara “Paralelci” (Ne demekse?) damgası vurup, cüzzamlı muamelesi yapıyorlar. Bu nasıl insanlık?  Türkiye’de siyasal gelişmeler ne olursa olsun, onlar bizim sevip saydığımız insanlardı. Şimdi ne değişti… Biz o arkadaşları kendileri olduğu için sevdik,  sevmeye devam edeceğiz. Siyasal gelişimler dostlukları bozmamalı. Şimdi onların karakterleri mi değişti? Siyasi oluşumlar gelir geçer, özellikle biz yurt dışındakiler bir şekilde birbirimize muhtacız, kimsenin kimseyi dışlama şansı yok… 

Münih’te gazetecilik konusunda içim dolu, ama daha fazla uzatmak istemiyorum. İstediğim sadece, tüm bu gereksiz sataşmalar sona ersin, lütfen artık kimse kimseyi kırmasın, bu kısacık ömrümüzü dostluk ve karşılıklı saygı içerisinde geçirelim…


Ahmet İNCEL

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.