MISIR OLSA DA YESEK

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

YAŞANMIŞ BİR SAVAŞ ÖYKÜSÜ MISIR OLSA DA YESEK

Öğretmenliğe, bundan tam 50 yıl önce, Giresun’un şirin ilçesi Tirebolu’da başladım.
O yıllarda oldukça yaşlı bir Mustafa Dayı tanıdım. Şimdi kimlerden olduğunu anımsamıyorum ne yazık ki!
Yazımın konusu olan bu öyküyü ondan, akça pakça, son derece sevimli ve sevecen Mustafa Dayı’dan dinledim.
Mustafa Dayı; 1. ve 2. İnönü Savaşları sırasında cephededir ve İsmet Paşa’nın da emireridir. 
Çok çetin geçmektedir savaş. 
Yunan ordusu bizimkilerin on katı kadar daha fazla askere sahiptir ve daha güçlü silahlarla donanmıştır.
Savaş beklenenden uzun sürünce de bizimkilerde yiyecek namına bir şey kalmamıştır.
Mustafa Dayı’nın anlattığına göre asker çarığını bile yemiştir.
Açlıktan bîtap düştükleri o durumda İsmet Paşa; emireri Mustafa’dan yiyecek bir şeyler bulmasını ister.
Ne yapsın Mustafa?
Cephe gerisindeki köylere doğru çıkar yola, bir şeyler bulabilmek umuduyla.
Köylünün elinde avucunda da bir şey kalmamıştır.
Terkedilmiş köy evlerinin birinde tavana asılmış mısır bulur Mustafa Dayı.
Alır o mısırları tavandan. Bir güzel kaynatır ve getirir komutanına.
Komutan elbette yalnız yemez o mısırları. Askerlerine de verir o bulunmaz ganimetten.
Kurtuluş savaşı kazanılır. Cumhuriyet kurulur. Vatan kurtarıcısını, Cumhuriyet kurucusunu çok erken yitirir. 
İsmet Paşa, II. Cumhurbaşkanı olur Cumhuriyetimize.
Aradan yıllar geçer. Yurt gezisine çıkan İsmet Paşa; Tirebolu’ya da gelir ve kaymakamlıkta Tireboluluları kabul eder.
Mustafa Dayı da girer Paşasının yanına sırası gelince.
İsmet Paşa; Mustafa Dayı’ya şöyle dikkatle bakar ve “Mısır olsa da yesek be Mustafa!” der.
Sarılırlar birbirlerine, gözyaşları gözyaşlarına karışır.
İşte savaş budur.
Kandır savaş.
Ölümdür.
Ölmek ve öldürmektir.
Açlıktır.
Öksüz ve yetim kalan çocuklardır.
Eşlerini toprağa veren genç gelinler, yavrularını yitiren analar, babalardır savaş.
“YURT SAVUNMASI SÖZ KONUSU DEĞİLSE EĞER CİNAYETTİR SAVAŞ.”
Bu özdeyişin Kurtarıcı ve Kurucu’ya ait olduğunu siz de biliyorsunuz.
Savaş; eğer, seçimlerde daha çok oy alabilmenin hesabıysa cinayetten de ötedir.
Ülkemizi Ortadoğu’da savaşa gönderenler bunu yurt savunması için yaptıklarını söylüyorlar ya, geçiniz!
Savunma kendi topraklarımızın üzerinde yapılır.
Savunma için başkalarının topraklarına girilmez.
Biz; kimin, hangi projede eşbaşkan olduğunu ve bu pozisyonuyla tafralar attığını bir güzel biliyoruz.
Onun adını savunma koyduğu bu kirli savaşa kimin çıkarları için girdiğini de.
Orada toprağa düşecek her çocuğumuzun, oradan sakatlanarak gelen her yiğidimizin vebâli o eşbaşkanın sırtındadır.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.