MİLLİ İÇKİMİZ SORUNU

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MİLLİ İÇKİMİZ SORUNU

2013 yılı Nisan ayı ortalarında dönemin başbakanı RTE, Oslo, rezaleti, PKK ile ittifak ilişkilerinden dolayı Erdoğan’ın Hızır’ı konumundaki Bahçeli’yi bile öfkelendirmiş, Erdoğan’ı;
”Behey densiz, behey kanun tanımaz ahlak bilmez…” Diye azarlarken, Erdoğan aynı dozda;
”Ağzından salyalar saçıyor, zürriyetsiz” Karşılıklı devlet adamlığı örneği veriyorlardı.

AKP içinden de PKK ilişkilerinden homurtular yükselince Erdoğan, ne alaka dedirtecek bir çıkış yapıp;
”Bizim milli içkimiz ayrandır.” Demişti.

Bende bu köşede ”Bizim milli içkimiz Kımız’dır” Diye yazdığım karşı yazıya, o tarihlerde Türkiye’yi birlikte Vahabi Arabistan’a çevirmek için AKP ile paralel çalışan Cemaatin Frankfurt’taki ZAMAN Gazetesi beni hedef alarak; ”Müptezelin biri Milli İçkimiz Kımız’dır”, diye ….başlayan bir yazı ile aklınca çatmıştı 

Şimdilerde Bahçeli’nin, altından kaymaya ramak kalan oturduğu koltuğu sadece Erdoğan’ın şefaatiyle koruyacağına inanıp iman edip, benliğini, ruhunu, ilkesini onun padişah-halife olması arzusuna  rehin verince, Erdoğan’ın Padişah- Halife umudu depreşti. 

Erdoğan’ın PKK, FETÖ, IŞİD, ESAD üzerine Türkiye’yi bulaştırdığı belalardan, yüzlerce askerin, polisin, sivilin kan ve-can vermesinin sorumluluğunu, bu felaketlere ille de Halife-Padişah olma hırsının neden olduğunun sadece Türkiye değil dünyanın da farkına varmasını saptırmak için, üç yıl sonra yine;
”Bizim milli içkimiz ayrandır.” Demiş, kürsüde konuşurken içmek için ayran istemişti.

Erdoğan İmam Hatip yıllarında Arapçadan bütünlemeye kalması onun Arapçadan zayıflığının ve de Suudi Dinarı’nın kudretinden olsa gerek; İslam’ı Vahabi Mezhebi olarak dayatmaktadır.

İnsanların kime, neye inanacağı, kime tapacağı kişinin inanç özgürlüğü kapsamına girer.

Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökenli olduğunu bir suç ihbar eder gibi duyurduktan sonra, onun rakıyı sulu içtiğini de ima etmişti., 

Rakının susuz içileceğini mi öğütledi? anlaşılamadı ama rakı tecrübesi olduğu anlaşıldı.
Siyasete yeni başladığında Kasımpaşalı Kudret bitirimi ile genelevlerde ve meyhanelerde parti propagandası yaptığı düşünülürse, meyhane müdavimleri meyhanede su içenle muhabbet etmeme kuralı günahı boynuna insana, acaba? sorusunu akla getiriyordu.
Arapça gibi Türkçesinin de zayıf olduğu ortaya çıkıyor.  
Çünkü; ”Ayran, aslında içki değil içecektir.” 

Ayrıca kendi ağzından duyduğumuza göre RTE Gürcü asıllıdır. Anadili Türkçe olmadığından dolayı da bu incelikleri bilmeyebilir.

Gürcülerin milli içkisi ÇAÇA diye adlandırılan su renginde çok sert bir şaraptır. 
Alkol derecesi 70 ila 80 olan, Çaça üç kadeh içildiğinde adamın rotasını değiştirir.
Siyasi tarihimizde bir başbakanın, cumhurbaşkanının muhalefet liderlerine durduk yere;
”Cibilliyetsiz-şerefsiz, boyun kadar konuş!”Demesi ÇAÇA’ dan mı kaynaklanıyor? Bilemiyorum. 

Türklerin milli (ulusal) içkisi kısrak sütünden yapılan Kımızdır.

Asya’da Hun Türklerinin, Göktürklerin, ve Avrupa Hunlarının Kımız içtikleri bilinir.
Kıpçak Türklerinin Rus elçilerine resmi içkileri olan Kımız ikram ettikleri yazılıdır.
Orta Asya’da yaşayan Türkler tarafından kımız içki olarak günümüzde de kullanılmaktadır.
Kazak Türkleri Kımızı ortaklaşa yapar ve kullanırlar. Moğollar tarafından da beğenilmiş yapılmıştır. 
Kımız, kendine özgü bir çeşit maya ile ekşitilerek az köpüklü, mayhoş, güzel kokulu keyif verici içki durumuna gelir.
”Ak kımız ve kara kımız olarak iki türü vardır.”

Kımız bir süre bekletildiğinde alkol oranı artar ve lezzetli bir içki durumuna dönüşür.
Orta Asya’dan göçen Anadolu’ya gelerek İslamiyet’i kabul eden Türkler kımız içme geleneğini sürdürmüşlerdir.
Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti dönemlerinde beylerin ve padişahların verdikleri şölenlerde Kımız bolca kullanılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra da Fatih tarafından Tekfur Sarayında verilen şölenlerde Kımız sunma geleneğini sürdürmüştür.

Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi Malazgirt’ten çok önce Türkmen Alevileriyle  başlamıştır. 
Osmanlı Beyleri olan Osman Bey, Orhan Bey, Bizanslı tekfurlarla içki içtiği bilinmektedir.
Yıldırım Beyazıt, Çelebi Sultan Mehmet, I. Murat ve II. Murat, Fatih Sultan Mehmet komutanları ve vezirleriyle İYŞİ NUŞ (içki alemi) düzenlerlerdi.

Yavuz Sultan Selim arada bir içki içer ve şiir okurdu.
Kanuni Sultan Süleyman müzik dinlerken içki içerdi ama sonra içki yasağı getirdi.
Osmanlı’nın yasağı üç gün sürer, deyimi yine gerçekleşerek bir zaman sonra meyhaneler yeniden açıldı.
Padişah II. Selim’in lakabı Sarhoş Selim’di.

İçkiyi yasaklayan IV.Murat içki içerdi, ama içki içenleri astırdı. IV. Murat’ın Şeyhülislamı Zekeriya zade Yahya Efendi yazdığı şiirinde şöyle diyordu:

”Mescitte riyam işler etsin ko riyayı
Meyhaneye gel ki ne riya var ne mürai”
Şimdiki Türkçede anlamı ise şöyledir:
”Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakarlığa”
”Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakar”

Osmanlı’da bütçe açık verdikçe içkiyi vergilendirilip serbest bırakılırdı.
Dünyada Türk içkisi olarak bilinen Rakı namı diğer Aslan Sütü bizim yeni Ulusal İçkimizdir.
Rakı’nın asıl tarihi bilinmemesine rağmen  Osmanlı topraklarında şimdiki Irak Türkmenlerinin razakı üzümlerinden yaptığı ve Arak sözünden türediği kabul edilmektedir.

Osmanlı; Bizans, Arap, İran ve Orta Asya’nın bileşimiydi. (Daniel Goffman)

Türkiye Cumhuriyeti, Misak-ı Milli ilkelerinin yarattığı ve Nüfusunun yüzde yetmiş beşini oluşturan Türklerin ve yüzde yirmi beş nüfusuyla aynı haklara,aynı ilkelere aynı kıvanca sahip Kürt, Çerkez, Arap,Boşnak, Ermeni, Rum, Musevi kökenli yurttaşların ortak vatanının adıdır.

İslam ile Şamanizm’i yoğurarak  Arap ve Acem’in kültür egemenliğini benimsemedi.
Dün Kımız içerdi bugün Rakı, yerine göre Şarap içerler.

Fazlası elbette zararlıdır. Her şeyin fazlası gibi. 
Türkiye’de ve Türkiye dışındaki Türklerin büyük çoğunluğu (%95) domuz eti yemez.
Ama % 70′ i alkollü içki içer.
İkisine de haram derler ama yine de içkiyi içerler.
Domuz etinin alternatifi vardır, ama alkolün alternatifi yoktur.
Kul hakkı yemek hem haram hem ahlaksızlıktır.
Kul hakkını, yetim hakkını yemeyi hak bilenlerin, rakıya şaraba savaş açmalarının gerisinde suç bastırmak vardır.
Üstelik, içkiye savaş açan sözde müminler içkiden alınan vergiden pay alırlar, evlerine bu vergilerden aldıkları para ile ekmek götürürler.

Bu ülkede sadece Vahabi mezhebinden olanlar yaşamıyor.Müslüman olamayan içkiyi kutsal sayan yurttaşlarımız da var. 

İçkiyi gerçekten haram sayıyorsanız kaldırın içkiden alınan vergiyi, evine helal ekmek götür.
Ya haram ya da takiyye! Birini seçsinler…
Görelim gerçekten inançlı mısınız?

”Türkiye Cumhuriyeti Laik, demokrat sosyal bir hukuk devleti olarak rejimini emperyalizme karşı verdiği ulusal kurtuluş savaşı ile belirlemiştir.”
Vatandaşın yaşam tarzına sudan bahanelerle dokunmak kimsenin haddi değildir. 
Ayran içki değil içecektir.
Canı isteyen ayran içer, canı isteyen şarap,canı ister rakı.
Kime ne?
Ya da 
Sana ne?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.