MEZATA ÇIKARILMIŞ MEDYA

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MEZATA ÇIKARILMIŞ MEDYA

Türkiye’nin demokrasiyi ve bilimi en doğru yol gösterici olarak, Ortadoğu’da kapitalizmin; emir, şeyh, kral rütbeleri verdiği kan emicilerini;

”Besmele görmüş şeytan gibi korkutmuştu.”  Korkuları Türkiye uygarlaştıkça arttı.
Bu korku sadece bu ilkel Bedevilerle sınırlı değildir.

Bu korku batılılaşmayı büyük ölçüde başarmış Batı’nın sömürgeci yöneticilerini hem yenmiş, hem de diğer mazlum ülkelerce örnek alınan bir, Hukuk Devleti Laik Türkiye Cumhuriyeti batı bölgesinin sömürgecilerini de korkutmuştu. 

Bir dönemlerde denediği ama başaramadığı Haçlı Seferleri uygulamasını ”Truva Atı” görevi ile Siyasi İslamcıları kullanmıştır. 

İki binli yıllarda ilk kez Siyasal İslam tek başına iktidara getirildi.
Emperyalizm, Siyasal İslamcıların yönetici kadrolarının dönme Müslüman, dönme Türk olması kuralına da özenle dikkat etmeleri de rastlantı değildir.

Osmanlı’da, Divan makamındaki sadrazamların, vezirlerin Anadolu halkından değil, savaşlarda esir alınmış dönmelerden seçilmeleri de rastlantı değildi.

Dünya siyasetinde; çoğu kez bir önceki söylediğini bir sonraki sözleriyle yalanlayan temelsiz, tutarsız bir siyasetçi yüz yıl da bir gelirmiş ya, şansımıza 21. Yüzyılda bu lider bize rastladı. 

Yirminci Yüzyılın dâhisi Mustafa Kemal Atatürk’e bu unvanı hem savaş hem de uygarlık alanında yendiği düşmanları vermişti. Biri gurur diğeri utanç sayfamız olarak tarihe geçecektir.

Yasama yürütme hem de yargı böylesi bir asrın liderine (!) teslim edildi.
Şimdi bu asrın lideri denilen parti başkanı yellense yasa sayılıyor.
 
Yargı, uzun boyu hatırına, kostak kostak önlerinde yürürken telaşla ayağa fırlayıp cepsiz, iliksiz cübbesini ilikleme telaşındaki yargıçlara teslim edildi. 

Dördüncü güç Medya onlardan geri kalır mı?

Benzin istasyonlarında, marketlerde bedava dağıtılan, iktidar korkusuyla okunmadıkları halde, yandaş işadamları, bin-bin beş yüz-beş bin adet bu gazetelere   abone olup  paralarını peşin ödemekteler.

Yalan, iftira, gerçekleri saptırarak kalemini, çıkarı için, sırf para için (Engin Ardıç gibi:) ”Parayı bastıran için yazarım.” Diyen gazeteciler ve onun gibilerin villalarla ödüllendirildiği bir dönemden geçiyoruz.

Bu dönemde Medya’ya;”Deveye eğri boynunun nedeni ” gibi abes soru sorulur mu? 

Şair Eşref’in (1847-1912 Abdülhamit dönemini şöyle anlatmıştı;
”Devri istibdatta söz söylemek memnu idi, söyler isen ağlatırlardı ananı,
   Şimdi devri hürriyetteyiz, önce söyletirler, sonra ağlatırlar ananı.”
Şimdi ise değişen tek şey, Padişah Abdülhamit yerine aynı kafada bir parti başkanının olması.

Havuz medyası, iş adamlarından toplanan haraçlarla oluşturulurken, damat, medya denetim göreviyle Sabah’ta; ”Alo Fatih” sansür dümenini kayınpederinden devralarak medyada da bir Damat Ferit dönemi başlatıldı.

 ”Yandaş Medya” oluşturulurken haraç veren iş adamları Mehmet Cengiz öncülüğünde devletten aldıkları kelepir ihalelerle hem devletin hem milletin bir yerlerine koyduklarını da aleni ilan etmekten utanmıyorlardı.

FETÖ medyası, yandaş medya ve muhbir gazetecilerin de katkısıyla, Ergenekon, Casusluk, Suikast kumpaslarıyla aydınları, askerleri, gazetecileri, bilim adamlarını hatta TC’nin Genel Kurmay Başkanını terörist başı diye toplama kamplarında ölüme terk ederken bunların bir kısmı ödüllendirilip milletvekili yapıldı. 

Dönek Marksistlerse, Türkiye’ye olan kinlerini, jurnallerle, bol maaşlı köşe yazılarıyla medya ahlaksızlığına çeşni olmuşlardı.
Ana Akım Medyası denilen Doğan Medya gurubu, ederinden fazla vergi cezası ile tehdit edilince teslim bayrağını çekip, Atatürkçü, yurtsever, dürüst gazetecileri başbakanın emriyle işlerinden atarak Ciner Grubu ve Doğuş Grubu ile yanaşma medya grubuna katıldılar. 

Abdulkadir Selvi’yi, ailesinin Tayyip Erdoğan Müridi oluğu için reddetmesine rağmen, AKP milletvekilliğine layık görülmedi. 
Ama Tirajı düşük yandaş Yeni Şafak’tan Doğan Medya’ya dolgun maaşla hem Erdoğan’ın sözcüsü hem de sansür amirliği ile cakalı havaya ulaştı.

Devletin TRT’si, tüm vatandaşların vergileriyle tarafsız olması gerekirken iktidarın kanalı görevini üstlenmesi basın ahlakının nasıl çirkefleştiğinin en somut örneği olmuştur.
Üstelik çağdışı, sapıklık derecesinde yayınlarıyla siyasal İslam’ın seviyesini yansıtmaktadır.

15 Temmuz’un fırsatçı sunucusu Hande Fırat kurgudaki rolü karşılığı hem Doğan Medyada hem de AKP katında makbul yanaşma mertebesine ulaştı. 
Resepsiyonda, Aydın Doğan’ı peşine takıp, Erdoğan’la birlikte resim karesine girmek için kalabalığı yarma çabaları boşa çıkmış, Aydın Doğan bile bu seviyesizliği hazmedememiş, salonu terk etmişti.
Ama Hande Fırat, yine de bu eksikliği nikah töreninde gidermişti!
Yandaş medya zamanla AKP’lilerce bile ciddiye alınmayınca devreye CNN Türk, Haber Türk ve NTV giriyordu.
Bu kanallara değişimli olarak akademisyen, hukukçu, gazeteci maskesiyle Ak Troller çıkıp, AKP Başkanının önce söylediklerini beğeni ile topluma anlattıklarını es geçip sonraki söylediklerini   öyle bir kıvraklıkla sunmaları var ki apışıp kalırsınız.

Anadolu’da düğünlerde dansözler, köçekler kıvırarak dönerken seyirciler alınlarına para yapıştırırlar
Ama bizim yandaş ve yanaşma medya köçekleri ve dansözleri Müjdat Gezen’ in dediği gibi;
”Öyle hızlı kıvırıp dönüyorlar ki, denk getirip para bile yapıştıramazsınız! ” 

Burada, gerçekleri yazabildiğimiz için yazıyoruz…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.