MERKEL BİR TÖTON ŞÖVALYESİ Mİ?
Uzun bir süredir aklımı kurcalıyor. Paylaşmadan edemeyeceğim.
Merkel bir “Töton Şövalyesi” olabilir mi?
Türkiye’ye yaptığı anlamlı ziyaretin altında neler var?
Alman silah sanayi İkinci dünya savaşında bile üretmediği kadar çok silahı ne yaptı? Kimlere ve nerelere satış yaparak böylesine önemli bir getirim elde etti? Merkel’in başkanlığındaki hükümet buna nasıl izin veriyor ve bankalar yeni silah yatırımlarına nasıl kredi açıyor? Biliyoruz ki hükümetin onaylamaması halinde bu tür krediler çıkmıyor.
Acaba Dünya savaşlarındaki yenilgilerin öcünü mü almaya karar verdi?
Doğrusu, İnsan bütün bunları düşünmeden edemiyor.
Merkel Seçildiği günden beri Alman sanayisini insan egemenliğinden kurtararak, robotlaştırma, daha az insan gücü kullanma derdinde. Peki, robotların yerini aldığı insanları ne yapacak? Bunları nerelerde istihdam edecek? Bu durum işsizliği tırmandırmıyor mu? Alman iş adamlarının kârları ve uluslar arası prestijleri artarken, Alman halkının büyük bir bölümü fakirleşmiyor mu?
Bu gibi konular her zaman çok iyi araştırılması ve gözlenmesi gereken sorulardır.
Yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalan tüm Avrupa ülkeleri sonuçtan korkmuş görünürken, Merkel son derece rahat tavrı ile yeni göçmenlere kapısını aralamakta hiçte tereddüt etmedi. Her ne kadar Türkiye’ye “Ahlaksız teklif “ sunmak için kendisini aracı seçmelerine rağmen umurunda değil gibiydi. Sadece pazarlıkta uyuşamamış bir tüccar edası ile toplantı sonrasında yüzünün son derece asık olduğu söylenebilir.
Türk hükümetinin Mülteciler için bütçeden harcanan rakamı açıkladığında doğrusu çok şaşırdım. Uluslar arası bunca insani yardım kuruluşu, vakıf vs. dururken, böylesine bir sorunu bizimkilerin üstlenmesi gerçekten ç ok asilane bir davranış. Bu insani davranışın; ticari bir yatırım olup-olmadığı önümüzdeki günlerde anlaşılacak.
Göçmenler kapılarını çalıncaya kadar ölümleri umursamayan bir Avrupa’nın, şimdi sokak başlarının tutulmasını istemesini yadırgamamak mümkün değil.
Türk insanını; aptal, cahil, düşünme becerisi yok zannedenler her devirde çok yanılmışlardır. Anadolu topraklarına sığınan mültecilere her evden bir yardım paketi çıkması Merkel’i bile şaşırtmıştır. Bu durum bizim insanımızın yaradılışının bir eseridir. Ne devlet zorlamıştır, ne de kapısı çalınmıştır.
Hoş olmayan şey, “Siz onları burada tutun, biz size rüşvet verelim” gibi bir pazarlığın yapılması çok çirkindir.
Bence sahil güvenlik komutanlığımız, gece gündüz “Hangi bot devrilecek, kaç kişiyi kurtarmak zorunda kalacağız?” diye tedirgin olacağına, sağlam tekneler ile göçmenlerin karasularımızdan denize açılmalarına nezaret etse sanki daha iyi olacak. Böylece konu Türkiye’nin bireysel sorunu olmaktan çıkar ve tam anlamı ile bir uluslar arası göç dalgası olarak adlandırılabilir.
Gelelim şövalyelere…
Sanıyorum doğuda “Turan ordusu” filizlenirken, , batı’da Töton şovalyelerinin haçlı seferini sürdürmek için hazırlanması yadırganamaz. Hücuma en zayıf halka olan orta doğunun bahtsız ülkelerinden başlaması hiçte tesadüf olmasa gerek.
Eh, boş durmalarını bekleyemezsiniz ya… Bu kadar silah boşuna mı üretiliyor?
Ancak her Avrupa ülkesinin kara belası haline gelmiş ve yeraltına inmiş, faaliyetlerinin izlenmemesi için yazılı hiçbir kaynak kullanmayan, ezoterik bir biçimde çalışan, simge ve semboller ile haberleşen bir şövalye örgütü olduğu, ülkenin idaresinde görünmez bir güç olarak söz sahibi olmaya çalıştığı tüm istihbarat örgütlerince kabul edilen bir gerçek.
Ne dersiniz? Merkel bir yandan insani davranışlar ve tavırlar sergiler iken acaba öte yanda bilerek veya bilmeyerek töton şövalyelerinin elçiliğini mi yaptı?
Taner Tümerdirim
