Merhabalarrrrrr, Sevgili Ahçıbaşı…….

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Sana bir dost olarak defalarca söyledim…Ayrıca; benim dışımda, senin gibi düşünenlerin de çoğu, aynı şeyi söyledi… Bak… Bugün Almanya’da, doğru, dürüst bir Alman yemeği yiyebileceğin lokanta kalmamışken ve her taraf İtalyan, Türk, Çin,Yunan, Balkan, Kore, Japon lokantaları ile dolup taşarken ve buraları dolduranlar da ALMAN vataşları iken, sen kalkmışsın, ” Benim lokantamda sadece Eisbein ve Jägerschnitzel ” satılır diyerek, lokantayı yaşatmaya ve kar etmeye çalışıyorsun… 

Senin bu yaptığın Alman olmaktan çoktan çıkmış Almanya’da Almancılık oynamaya benzedi… Ve sonunun hüsran olmasını da, lokantanın reklamını bizzat üstlenen sayın Başbakan bile önleyemedi… Senin anlayacağın lisan ile söylersek…YEMEDİLER…
 
Efendim malum, 27.01.2008 Pazar günü Hessen ve Aşağısaksonya’da seçimler yapıldı… Özellikle Hessen bizi çok yakından ilgilendiriyordu, çünkü bizim CDU’lu Ahçıbaşı, o eyaletin Başbakan’ı olarak seçimlere girerken kendisine konu olarak yine ülkedeki yabancıları seçmiş, suç işleyen yabancı KÖKENLİ gençlerin sınırdışı edilmesi gibi aynı suçu işleyenlere ırk ayırımı yaparak,çifte cezalandırma yöntemi ile 14 yaşında suç işleyenlerin hapse atılması gibi konuları seçerken, kendisine Federal Başbakan Angela Merkel de destek vermişti… Ancak; ne Merkel, ne de partinin diğer ve biraz daha sağ duyulu kesimleri, Ahçıbaşı’nın bu kadar ileri gidebileceğini kestirememişlerdi…
Aslında; Ahçıbaşı’nın bu çıkışı bizim açımızdan son derece olumlu olarak karşılanmalı… Çünkü; Ahçıbaşı’nın mensubu olduğu parti, açıkca söylemese bile onun görüşlerini TAM olarak destekler hale gelmiş, getirilmiştir ama ona göre daha temkinli davranıp, aynı bizdeki AKP’nin yaptığı gibi tek başına iktidara geleceği günleri bekliyor bir diğer deyim ile Almanca olarak ”Takkiye ”yapıyor…
İşte bu bakımdan, aslında bizim Ahçıbaşına teşekkür borçlu olmamız gerekir…Aslında; bu ve buna benzer uygulamalar, başvuru ve şikayet olduğu takdirde, Avrupa Parlamentosunda ele alınmaya değer konular ama Almanlar, AB Bütçesinin % 40’ını karşılayan bir ülke olarak (Fransız çiftcilere verdikleri özel sübvansiyonlar hariç) özellikle de son zamanlarda Sarkozy’li Fransa’yı yanlarına aldıkları için, adeta sınır tanımaz taşkınlıklara imza atıyorlar…
Hele bir de AB Anayasasında, ülkelerin büyüklüklerine bakılmaksızın VETO haklarını bir ortadan kaldırabileseler… .Fransa ile birlikte AB’nin tek belirleyicisi olacaklar… Neyse…Başka bir yazı konusu…
Şimdi gelelim sonuçlara… Ahçıbaşı, bir önceki seçim sonuçlarına göre % 2-3 oy kaybına uğrayacağını gösteren kamuoyu araştırmalarından hareketle, yabancıları hedef tahtası haline getirerek bir seçim propagandasıyla, kendi partisinin daha sağındaki seçmenler ile kendi partisinin daha solunda olup da bu konuda hassasiyetleri olanların oylarına göz dikerek düşüşü önlemeyi düşledi…
Olanları hep birlikte izledik.. .Sonuç ortada… 2-3 puanı geri alalım derken 12-13 puan kaybı ve iktidardan olma…Yani HÜSRAN…
Şimdi…..Koalisyon olasılıkları üzerinde spekülasyon yapmak için çok erken… Ama….
Başta SPD ve derken de Sol Parti şapkalarını önlerine koyup iyi düşünsünler ve bilsinler ki, bu ülkede ve özellikle yerel düzeyde Türk kökenlilerin oyları olmadan bir iş başarabilmek bu günkü oy dağılımında mümkün değildir…
Birlik90/Yeşiller’den bahsetmiyorum… Onlar bu gerçeği çok önce kavradılar… CDU/CSU bir yoz döngüye girmiştir…Onlar belli virajları alarak dönüş yapamazlar, yoksa kemikleşmiş tabanlarını kaybederler… Ancak; SPD Türk kökenlilere eğilimini arttırabilir, keza Birlik90/Yeşiller de öyle… Ancak burada önemli olan FDP’nin gelecek günlerdeki tutumudur…
Bu arada bir konuya daha değinerek yazımızı noktalayalım… Son gelişmeler şunu göstermiştir…CDU, Türk kökenli aday da gösterse bu, samimi olduğundan değil, Türk kökenli oyları bölme ve gücünü bir partiye yönlendirmelerini önlemek içindir… Zaten; kapalı kapılar ardında konuşulan da budur… Seçilemeyecek bölgelerden, seçilemeyecek sıradan aday göstererek bunu uygulamaya koydular bile…
YERSEN…
Kalın sağlıcakla efendim…

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.