0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yıpratarak emellerine ulaşıyorlar. Sloganlaşmış basmakalıp sözcüklerle halk uyutulurken, devletin varlık nedeni kurumlar sarsılıyor.

Avrupa Birliği süreci; Türkiye’yi içten ve derinden yıkılışa götürüyor..
Darbe söylentileriyle gündemde tutulmaya çalışılan Yargı’yı ve TSK’yı yıpratma ve bir suç örgütü gibi gösterme çabaları amacına ulaşmış görünüyor

Yargı mensuplarının dinlenmesi, karşıt karar alanlar hakkında ihraç talepleri bir planın uygulamalarıdır. Yargıtay başkanı Yargı’da ateş bacayı sardı derken boşuna konuşmuyor.

AB’nin istediği de buydu. AB kararları uygulamaya birer birer konuluyor..

AB, Türkiye’nin güçlü bir ordusunun olmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, TSK’yı hedef almaya devam ediyor. Türkiye’nin AB süreci için yol haritası niteliği taşıyan Katılım Ortaklığı Belgesi’nde de bu konu yer almıştı. Bu belge’de, TSK’nın görevinin güvenlik konuları ile sınırlı kalmasını sağlayacak düzenlemelerin beklendiği belirtilmişti. Belge’de, askeri harcamaların ve savunma harcamalarının meclis denetiminden geçmesi ve askeri mahkemelerin sadece askeri personeli yargılaması da istenmişti. Bunun ardından da Türkiye’de asker karşıtı planlar, entrikalar, tezgahlar, eylemler çoğalmaya başladı.

Taraf gazetesinde yayınlanan Balyoz Harekat Planı İkinci Ergenekon adı verilen davadaki delillerden 51 numaralı DVD’de mevcut. DVD’deki belgeleri, Taraf gazetesine kim veriyor?

Devletin iki temel kurumu yargı ve orduyu sarsmaya devam eden planlamaları hazırlayan uygulayan güç odağı kim ya da kimlerden oluşuyor?

Belli ki; bir ekip kurulmuş çalışıyor. Yüksek teknolojiden faydalanıyor. Dinleme imkânlarına sahip araç ve gereçleri var. Elde edilen verileri değerlendirebilecek stratejik bilgiye, birikime sahip elemanları bulunan ciddi bir örgütlenme var. Ve tüm faaliyetlerine rağmen bu örgütsel yapıdakiler yakalanamıyor. İlginç değil mi?

O zaman soru şu; Bunlar kamu görevlileri, gazeteci, akademisyen, eski sivil/askeri savcılardan meydana gelen ABD de ve ABD’nin Avrupa’daki eğitim okullarından eğitim görmüş unsurlardan mı oluşuyor? Belli ki bu güç, bir istihbarat ağı ile yapılanmış örgüt!
Yargıyı ve TSK’ni hedef alan faaliyetlerine rağmen yakalanmamış olmaları mümkün mü?

Bu darbe iddialarından kim menfaat sağlıyor? Belli değil mi? ABD ve AB’ın isteği değil mi, yüzyıllar boyunca egemenliği altına alamadığı Türkiye’yi, uşaklarıyla ele geçirmesi.

İşte ABD de AB’de; gözleri kör kulakları sağır, kalpleri mühürlü bir güruhun iktidarı ile amacına ulaşıyor. Washington, Londra, Brüksel, Paris ve Vatikan’dakiler, tarih boyunca böyle sevinç yaşamamışlardır.

Türkiye’de bu kaotik ortamdan ve ortaya konulan iddialardan kimin menfaat sağladığı o kadar açık ki, Kimse açıkça söyleyemiyor. Mimlenme bir diğer değişle fişlenme endişesi.

Türkiye’yi çözmek için önce Yargı’yı ve TSK’ni çözmek gerektiğini bilen, bu amaçla rapor üzerine rapor hazırlayanların, neyi amaçladıkları o kadar açık ki!

Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sınırlardan çekmek, jandarmayı lağvetmek, yerine 50 bin kişilik polis ordusu kurmak gibi fikirler, TESEV’in hazırladığı bir almanakta savunulmuştu.

Taleplerin kaynağı Avrupa Birliği’dır! Ülkenin bütün ekonomik kaynakları, yabancılara geçti. Yasalar AB talepleri doğrultusunda değiştirildi. Sıra Anayasa’ya geldi. Anayasa değişikliği ile Türkiye cumhuriyeti’ne son nokta da konulmuş olacak!

AKP bir taşeron örgüt gibi! Eline verilen Atlantik ötesi planların sadık uygulayıcısı olan kişinin; Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanı olması boşuna değil. Baksanıza ABD adına bölge ülkeleriyle görüşmeye gidiyorlar taleplerini iletiyorlar. Onlar adına arabuluculuk yapıyorlar. Karşılığında da iktidar için de her türlü istihbarat bilgisini, desteği alıyorlar.

Türkiye’nin kuruluş felsefesinin değiştirilmesi hedeflenmiştir. Cumhuriyete aykırı eylemlerin odağı olan AKP iç ve dış işbirlikçilerle birlikte, cumhuriyetin kaderine karar vermiş!

Süreç bu süreçtir. Planlar, bu doğrultuda işlemektedir. Servis edilen belgelerin tersyüz edilerek, milletin düşüncesini kanaatini altüst etme girişimi de, bu planın parçasıdır.

GüNüN SözÜ: Sana yönelen saldırıya karşı en iyi savunma, hareket etmektir.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.