MASAL ZAMANI

ABONE OL
18:46 - 01/10/2020 18:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Kış mevsimi yaklaşırken, Noel Bayramı rengârenk sabırsızca yapılan reklâmlarla öncü haberler veriyor. Karanlık, soğuk günlerde çocuklara masal okumayı ihmâl etmemeli.

 
Masal çocukların düşünce ve fantezi yeteneklerini geliştirir. Karşılaştıkları sorunları çözmede yol gösterir.
 
İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Bu çocuğu iyi olma, güzel huylu olmaya yöneltir. Bir varmış, bir yokmuş der demez, zamanın çok geride kaldığı anlaşılır, ama masalda geçen olayların gerçek unsurları bu gün hâlâ vardır. Başına üzücü bir olay geldiğinde geçici olacağını öğretir. Geleceğe pozitif duyguyla bakmasını sağlar. Çocuğa okuduğu masalın resmini yaptırmak veya resimli kitap okuma resim yapma sanatına daha küçük yaşta ilgi duymasını sağlar.
 
Eskiden televizyon, internet yoktu, komşular toplanır masal anlatanı beklerdi. Geçmişte masalın yaşamdaki toplumsal önemi tarih olarak anlatılmalı. Bu gün de okumaya önem vermeli ki, çocuklar ekran tiryakisi, bağımlısı olmasınlar, ellerine kitapta alsınlar.
 
Avrupa’da anlatılan masallar ilk defa orada yazıldı. Ama dilden dile anlatıların doğudan derlendiğini araştırmacılar ortaya çıkarıyor. Örneğin Külkedisi masalını Kuzey Vietnam’da ilk defa masal ninelerin anlattığı tespit edilmiştir.
Azınlığa ait oldukları için Türk çocukları bu konuda evde iyi hazırlanmalı. Doğu Batı değil insanlığın birlikte ulaştığı bir masal kültürü vardır. İlk yazılı Dede Korkut masalları, yanılmıyorsam Adnan Binyazar Leipzig kitaplığında buldu. Macar Türkologları yazdı, Macar, köre, Fin dillerin Türkçe ile akraba dili olduğunu hatırlatmakta fayda var.
 
Grimm Kardeşler klâsik masalları derleyip, batı kültürüne uyarladı. İyiliği sembolize eden kral, kraliçe, prens prensesler hep beyaz, sarışın olurlar. Bazı yazılarımda tekrarladığım bir olayı hatırlıyorum. Alman öğretmen öğrencim Aslı’ya presesin saçını sarıya boyamasını zorluyordu. Öğrencim benim annemin saçı da siyah, o da prensestir, dedi. İşte bilinçli yetiştirmek deyince bunu anlıyoruz. Birinci nesil yaşadıklarını masal gibi torunlara anlatırsa nesiller arası iyi ilişkiler oluşur. Anlatma esnasında büyük anne, büyük babaya torunun içinde kalan soru ve sorunları açığa çıkarabilir.
 
Okuma ve konuşma yeteneğini geliştirir. Berlin’de yapılan masal anlatma günlerini takip ederken, diğer şehirlere örnek olabilir. Çadır ve kitaplıklarda masal anlatma etkinliklerinde diğer çocuklarla birlikte dinleme fırsatı verilmelidir.
Ayrıca çocuğu götüren yetişkinler de masal çadırında dinleyebilir. Zaten masal yalnız çocuklar için değil yetişkinler için de eğlenceli ve faydalıdır. Bizi güncel, henüz çözemediğimiz sorunlardan uzaklaştırır, dinlendirir.
 
Bazı problemleri zaman çözer, zamana bırakmayı, yani sabrı öğretir. Aralık ayında tiyatroda birçok masal oyun olarak gösteriliyor. Klasik masalların biraz yumuşatılması gerektiği tartışıldı.
 
Bunlardan altı masalın yeniden filmi çekildi. Bu filmlerde hiç Türk çocuğu oynamıyor, iyilik rolü üstlenen oyuncular maalesef hepsi sarışın. Noel öncesi bu filmler televizyonda gösterilecek. İkinci nesil genç anne babalar uyarıcı mektuplar yazmalıdır. Türk kökenli rejisör, yönetmen ve film yapıcıları hep Batı’dan hazır almayıp kendileri masal ve çocuk filmlerinde aktif olmalıdır. Zira farkında olmadan alınan karakter vasıfları ırkçılığı teşvik eder.
 
Klasik masalları yumuşatarak anlatmak zorunludur. Oduncunun Çocukları masalında üvey anne çocuğu ormanda bırakır, ama baba bunu nasıl yapar? Çocuklara gelecek korkusu verir, güveni sarsılır. Ayrıca kötü huylu, kalpli üvey anne ile kadın düşmanlığı yaratılır mı, diye tartışmaya kulak vermeli. Kendimizi Türk dizilerine kaptırmadan kültür kanallarında Almanca masal eleştiri yayınları dinleyerek bilinçli okumalı.
Dışarda kar yağarken, soğuk hava, yarı karanlık güneşe hasret kalınan Kış günlerinde yumuşacık bir battaniye, sofa üstünde buğulanan çay eşliğinde, okunan veya anlatılan masalı ailece dinleme keyfine diyecek yoktur.
 
Eski hikâye ve masallarda kalan sevgi ile dostlukları tekrar ortaya çıkarmalı. Çağımızda her şey parayla ölçülür, alınır olmuş. Bunu ancak can çekişen yok olmaya doğru giden güzel ölümsüz duygu ve huyları masal aracılığı ile çocuklarımıza verebiliriz. Bize ilk kitap sevgisini aşılayanların bazen adını bile hatırlayamayız. Ne fark eder adsız kahramanlar da yaşamda yer alırlar.
 
Aziz Nesin, Ben de Çocuktum kitabında kendi çocuklarını yetiştirirken yaptığı hatalardan dolayı çok üzüntü duyar. Anababalara tavsiyesi siz de bir zaman çocuktunuz. Bunu aklınızdan çıkarmazsanız çocuk eğitiminde az, hatta hiç hata yapmazsınız, diyor.
 
Bu satırları okuyan sevgili okurlarım, çocukları anlamak için siz de bir zamanlar çocuk olduğunuzu aklınızdan hiç çıkarmayın.
 
O zaman onları arkadaş olarak iyiye, güzele, doğruya yönlendirebilirsiniz.
 
Hoşça kalın, iyi okumalar!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
Şu anda masamın üzerinde okumayı bekleyen iki kitap:
Elif ile Mahmut, Adnan Binyazar
Ortadoğu Verlag, Oberhausen
ISBN: 3-925206-86-8
 
Ben de Çocuktum, Aziz Nesin
Adam Yayınları, İstanbul
ISBN: 975-418-306-6
Dergi:
Die Weisheit der Märchen,
Natur und Medizin, sayfa 11, Ausgabe Nov./Dez. 2013

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.