MAÇA 1-0 YENİK BAŞLAMAK…

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Üç hafta süren çetin pazarlıklar sonunda, nihayet CDU/CSU ve FDP arasında koalisyon anlaşması imzalanabildi… Aslında bir hafta önceden de imzalanabilirdi ama taraflar, kendi tabanlarına söz verdiklerini gerçekleştirmiş, karşı tarafa kabul ettirmek için büyük pazarlıklara girmiş havasını verebilmek için, son ana kadar işi uzattılar…İyi ama sonuçta ne oldu..? Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (Türkçesi KOBİ ) partisi olan FDP, seçim sürecine girildiği andan itibaren söylediği ve ekonomik krizden çıkışın anahtarı olarak gördüğü “Steuersenkung” yani “Vergi İndirimi” konusunda hangi noktaya ulaşabildi..? Her üç tarafın da (CDU/CSU ve FDP) koalisyon anlaşmasının imzalanması sırasında, basına açıkladıkları gibi, kendi açılarından, başarılı bir anlaşmaya imza atmış mı oldular..? Bence hayır…Bu pazarlığın kaybeden tarafı FDP, kazanan tarafı ise CSU olmuştur…FDP kaybetmiştir, çünkü seçmenine verdiği sözü koalisyon ortaklarına kabul ettirememiş, vergi indirimini sağlayamamıştır…Koalisyon sözleşmesine göre, vergi indirimi 2011 yılında uygulanmaya başlayacakmış ve FDP’nin hedeflediği 35 milyar değil, 24 milyar civarında olacakmış…Peki..! 2010 yılı, yani krizin ortasında küçük ve orta ölçekli işletmelerin durumu ne olacak..? FDP’nin kendi tabanına dönüp ” Benden bu kadar, 2011 yılına kadar bakın başınızın çaresine, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir..! ” deme lüksü var mı..? 2011 yılına kadar bu köprülerin altından çok suların akacağı ortada… O tarihe kadar dünya ekonomisinin ne yönde gelişmeler göstereceğini bu günden bilebilmek, sadece falcıların işi..Ayrıca; siz kalkıp şimdiden 2011 yılı için ahkam keserseniz,  bir politika bilgesi olan sayın Sülayman Demirel’in değimi ile ” Doğmamış çocuğa don biçerseniz ” ve size söylenecek en basit söz ” Bu kadar ileriyi görebiliyordun da, 2008 krizinin geleceğini neden önceden görüp tedbirini almadın..? ” olur…

Kurulan yeni kabinede dikkat çeken bir diğer nokta ise, eski İçişleri Bakanı Wolfgang Scheuble’nin Maliye Bakanlığı koltuğunu üstlenmesi…Burada Angela Merkel’in, üç ayrı amaca yönelik çok akıllı bir adımını görüyoruz…Birincisi; Wolfgang Scheuble’nin, İçişleri Bakanlığı döneminde, parti içi ağırlığını kullanarak ve terörle mücadele bahanesi ile, özel yaşama müdahale olarak nitelenmesinden ötürü son derece eleştirilen, özel telefon ve internet hatlarının, çok kolay bir biçimde izlenmesine olanak tanıyan uygulamanın önünü açması…
İkincisi; yeni koalisyonda en çok tartışılacak olan vergi indirimi konusunda birinci derecede sorumlu ve yetkili olan Maliye Bakanlığı’nı kendisine vererek, hem ortaklar arasındaki pazarlıklarda kendi elini güçlendirmek, hem de sıkı maliye politikalarını uygularken, kendi elini ateşe atmamış olmak…
Üçüncüsü ise; bu zorlu dönemde en çok yıpranacak olan kişiyi,önce koalisyonda, sonra kamuoyunda ve en son olarak da parti içinde zayıflatarak, partideki gençleşme hareketinin önünü açmak…
Tabii; söz konusu vergi indirimi eğer uygulanacak olursa, bundan en çok eyaletler etkilenecek olduğu için, en ciddi çatışmalarda, Eyaletler Meclisi’nde (Bundesrat) çıkacak ve Federal Parlamento’da alınan kararların Eyaletler Meclisi’nden geçmesi daha da zorlaşacak…
Bu arada dikkat çeken bir diğer husus ise, koalisyon hükümetinin, Federal Parlamento’dan güvenoyu alması sırasında, kendi saflarından 9 fire vermesi…Verilen bu firenin CDU tarafından olduğunu hiç zannetmiyorum…CSU deseniz, seçim öncesi savudukları tazlerin tamamına yakınını koalisyon protokolüne sokabildikleri için, zaten pazarlıkların kazanan tarafındalar…Geriye kala, kala FDP kalıyor ve bu da, daha şimdiden bu koalisyonun geleceği konusunda işaret fişeği olma eğiliminde…Yani; başa dönecek olursak, FDP maça 1-0 yenik başlamıştır ve parti içindeki bu huzursuzluğun da, zaman içersinde artabileceğini tahmin etmek, falcılık olmasa gerek…Özellikle; koalisyonlarda taraf değiştirmekten sabıkalı bir FDP ile yola çıkanların çok dikkatli olmalarında yarar vardır…
Eğer;1982 yılında, Almanya’nın kaderini değiştirip, Helmuth Kohl’e iktidar yolunu açan ve 16 yıl iktidarda kalmasını sağlayan bir FDP ile muhatapsanız, iki misli dikkatli bir şekilde adım atmanız gerekmektedir…Ne dünya ve Avrupa 80’li 90’lı yılları yaşıyor, ne Angela Merkel, Helmuth Kohl kadar partiye hakim, ne de Guido Westerwelle, dünya tarihinin en uzun süreli Dışişleri Bakanlığı yapan, eski Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Andrea Gromiko’nun rekorunu zorlayan bir Hans-Dietrich Genscher kadar tecrübeli…Dış politikada, özellikle de AB politikalarında Almanya, maraton koşusunun son dönemecine gelmek üzere, çünkü AB’nin küçük ülkelerinin halkları, artık Fransız-Alman baskılarına eskisi gibi tepkisiz değiller ve ” Lizbon Sözleşmesi ” nin, özellikle bu iki ülkenin baskıları ile kabul edilmesi halinde, kamuoyu tepkilerinin, AB’nin geleceğini etkileyecek biçimde artması söz konusu olabilecek…
Bakalım…Bekleyecek ve göreceğiz…
Kalın sağlıcakla efendim…
  
M.Deniz Olcayto

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.