LAZER SİLAHI VE GÜNEŞ FIRTINASI!

ABONE OL
19:01 - 01/10/2020 19:01
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bilimkurgu filmlerinin vazgeçilmezi olan uzun menzilli lazer silahı ilk kez başarıyla denendi. 1000 km menzili olan lazer silahı okyanus üzerinde üç insansız uçağı vurmayı başardı. 50 yıl önce icat edilen ilk lazer silahı, bilim dünyasını ve sinemayı derinden etkiledi. Ancak lazerin bir silah olarak kullanılması hayalden öteye geçemedi. Amerikalı silah devi Raytheon, bu hayali gerçeğe dönüştürdü. Şirket geçen hafta okyanusta bir gemiye yerleştirilen Yakın Mesafe Silah Sistemi (CIWS) adı verilen lazer silahıyla, saatte 480 kilometre hızla uçan insansız üç hava aracını vurarak düşürdü.

Şirket yetkilileri, mayıs ayından beri test edilen silahın tek atışta 50 kilowatt ışın gönderdiğini, insansız hava araçları, roketler, küçük gemilere karşı etkili olacağını söyledi. Silahın ABD, İngiltere ve NATO gemilerine monte edildiğini söyleyen Raytheon’un Başkanı Mike Booen, Deney Star Wars’tan çok daha gerçekçiydi. Bu savunma sanayisi için büyük bir adım diyor.

Savunma sanayiinde çığır açacak lazer silahı 2016’ta satışa çıkacak. Bu silah sayesinde Afganistan ve Irak’taki üsler roket saldırılarından korunacak. Yani; Star Wars gerçek oluyor.

Dünyanın sonu Güneş fırtınası mı olacak?
Bundan 150 yıl önce, çok güçlü bir güneş fırtınası Avrupa ve Amerika genelindeki tüm telgraf kablolarını kül etti ve tüm gökyüzü elektrik yüklendi. Güneşin yeniden hareketlenmesi, modern çağın sonunu getirebilecek bir felaketin yaşanabileceği endişesi yaşatıyor.

Güneş’te yaşanan patlamalar, Dünya’ya doğru hareket eden elektrik yüklü gaz dalgalarının oluşmasına neden oldu. Güneş tsunamisi olarak adlandırılan olayın gerçekleştiği günün ertesinde, BBC Aurolar olarak bilinen Kuzey/Güney Işıkları’nın güneye doğru kaymakta olduğunu belirtti. Önemli olan ise, Aurolar’ın da yüklü gaz parçacıklarından oluşması.

Son gelişmeler ışığında, Güneş tsunamisi ve Kuzey Işıklarının yer değiştirmesi gibi olaylar Dünya’nın manyetik alanını doğrudan etkileyebilir. Dünya’ya doğru ilerleyen yüklü gaz parçacıkları manyetik alanları bozabileceği gibi, Kuzey Işıklarının manyetik alanı Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşerek olumsuz gelişmelere neden olabilir.

Yaşanan Büyük Güneş Fırtınası o kadar güçlüydü ki, 24 saat içinde Kuzey Amerika genelinde birçok noktada gökyüzü kırmızı, yeşil ve mor renklerle parlamaya başladı. Madenciler gecenin bir yarısı işe gitmek için uyandı, gazeteler Küba’ya kadar uzanan bir bölgede Kuzey Amerika’da gündüz yaşandığını yazdı.

Güneş fırtınası parçacıklarının çok büyük bir ölçekte Dünya atmosferinin üst katmanlarıyla çarpışması neden oldu. Bu çarpışma o kadar etkiliydi ki, dünyanın dört bir yanındaki telgraf hatları kullanılmaz hale geldi, hatta kıvılcımlar saçarak yanmaya başladı.

Telgrafçılar, hatlara elektrik gönderen bataryaların bağlantısı kesmelerine rağmen bu durumu engelleyemedi. Aurora’nın neden olduğu elektrik akımı o kadar güçlüydü ki, atmosferden yüklenen hatlar mesaj iletmeye devam etti. Pusulalar kuzeyi gösterecek şekilde kilitlendi.

Şüphesiz, 19’uncu yüzyılın ortasındaki insanlık, Güneş fırtınasının etkilerini bugünkü kadar iyi değerlendiremezdi. O yıl Mors alfabesi kullanan telgraf sistemi henüz 15 yıldan beri geçerliydi. Uydudan televizyon yayını, bankamatik, internet, cep telefonları, iPad, büyük elektrik şebekeleri GPS uydu yön bulma sistemi gibi teknolojiler hayal bile edilemezdi.

Ancak 1859 yılında insanlığın telgraf dışında yaygın telekomünikasyon sistemi kullanmaması, Güneş fırtınası felaketinden çok az zararla çıkmasını sağladı. Benzerinin 2012 veya 2013’te yaşanması, bankacılık, iletişim, sağlık, bilgisayar, ulaşım ve elektrik ulaştıran enerji şebekelerinin çökmesine ve dünyanın kaosa sürüklenmesine neden olabilir.

Güneş fırtınasının her 250 yılda bir gerçekleşme ihtimali bulunuyor. Bu tür bir fırtınanın taşıdığı elektrik yükünün Dünya’nın atmosferine çarpmasına birkaç saat kalana kadar fark edilemeyecek. Elektrik şebekeleri ve bilgisayar ağlarını çok büyük bir risk taşıdığını belirten bilim insanları, elektriğin günlerce kesilebileceğini, bilgisayar sürücüleri ve sunucuların hasar görmemesi için yeraltında yedeklenmesi gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, çarpışan manyetik alanlarının oluşturduğu etkiden hiçbir şey kurtulamayacak.

Güneş fırtınaları kendi manyetik alanlarına sahipler. Bu manyetik alanlar kuzey ve güney manyetik kutuplarıyla etkileşime girdiği zaman, fırtınanın Dünya’ya taşıdığı yüklü gaz parçacıkları da atmosfere girer. Yüklü parçacıklar atmosferimizdeki gazları harekete geçirir ve parlamalarını sağlar. Ortaya çıkan renkler, etkileşime giren gazların çeşidine bağlıdır. Kırmızı veya yeşil parlaklık oksijeni, mavi ve mor parlaklık ise nitrojen gazından oluşur.

Günün SÖZÜ: Düşündüğün sürece yaşadığını anlarsın.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.