LAİKLİKÇİLİK-LAİKÇİLER … ​

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

LAİKLİKÇİLİK-LAİKÇİLER …

Laiklik ilkesinin anlamını değiştirecek, sulandıracak terimler eklemek ya laikliğin özünü bilmemek ya da laikliğin özünü bilerek saptırma aymazlığıdır.

Kimi; ”Laikçiler, laikçilik” gibi terimlerle hedef saptırmak için,
Kimi; Laiklikten ışığı görmüş yarasalar gibi korkanların laikliği inanç düşmanlığı olarak göstermek için,
Kimi; din bezirganlarının, kaybedecek bir şeyi kalmamış halk yığınlarına, laikliğin seçkinleri hedef göstererek karşı cephe yaratmak için,
Kimi; demokrasinin olmazsa olmazı laikliği kendi ilkel yönetim şekline engel olduğu için,
Daha iğrenci, liberallerin din olgusuna inanmadıkları halde, dincileri saflarına çekmek için özlerinde olan ikiyüzlülük prensibini din maskesiyle dayatmak için, laikliğe karşı olmadan öte, düşmandırlar.

Liberalizm; eşit toplum düşüncesine karşı olanların, aslında kendilerini ”seçkin” görenlerin uydurduğu bir göz boyamadır.

Türkiye’de, daha önceleri solculuğu bir dönem kendilerine sıçrama tahtası gören sonraları solculuğun ağırlığını taşıyamayıp, ucuz ve kısa yoldan dünyalıklarını devşirmek için fır döndüler.

Akıllarınca bir taşla iki kuş vurma kurnazlığı ile demokrat görünerek aslında demokrasiyi sadece kendi felsefeleri olan; ‘’Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ ‘düzeni kapsamında isterler…
Bunlar Türkiye’de LİBOŞ markasıyla tescilleşmiştir.
Liberaller, tüm var olduklarından beri dünya genelinde dikta, cunta ve faşizmle iş birliği içinde olmuşlardır.

O nedenle tarihte hep diktatörlerin, faşistlerin akıl daneleri olmakla tanınırlar…
Güney Amerika’da, Almanya’da, İtalya’da, İspanya’da faşist ve diktatörlerin safında yer almışlardır.
Dünyada demokrasiye karşı her darbenin gönüllü destekçileri olmaları da yapılarının gereğidir.

Türkiye’de de Siyasal İslamcıları da bu nedenle desteklediler. 
Ama Siyasal İslamcılar bunları, AB’ye karşı propaganda aracı olarak, AB ile ittifakı pekiştirmek için beslediler, onların bazı kaprislerine de göz yumdular.
AKP, liboşların destek görevleri bitince ya ke trenlerinden attılar, sonra da çoğunu hapsettiler, 

AKP iktidarı asıl amaçlarını ara sıra toplumun tepkisini ölçmek için iki konuyu gündeme getirirler;
1- Anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesini
2- Laiklik ilkesinin kaldırılmasını isterler.
Ama toplumdan tepkiyi görünce geri adım atarlardı.
Ama son zamanlarda, hele Bahçeli’nin Erdoğan’a biat etmesinden aldıkları cesaretle sıradan biriyle değil, altmışlı yılların Amerikan 6. Filosunu kıble yapıp, solcuları protesto namazı kıldıranların önderi, bugün ki AKP’li meclis başkan sıfatıyla ”Yeni anayasada laiklik olmamalıdır.” Dedi.

AKP’nin kuruluş amaçlarından en önemlisi Laikliğin kaldırılmasıdır.

Bu sadece AKP’nin isteği değil, Suudi, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başındaki güdümlü yobazların; Laik, demokratik Çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi halklarınca örnek alınmasından, korktukları için AKP ile ittifak içindedirler.
AB ve ABD’nin AKP iktidarını destekleme nedeni de bu nedenlerdir.

Fetullah Gülen Cemaati ile AKP’nin ortaklığının amacı da Laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmaktı.
Hoca Efendi, FETÖ olunca AKP, yeni şeriat yanlısı tarikatlarla kaldığı yerden devam kararı aldı.
Gülen Tarikatı yerine şimdi başka tarikatlarla iş birliği yapılmaktadır. 
Milli Eğitim bir tarikata, sağlık bir başka tarikata daha korkuncu yargı bir başka tarikata teslim edilmektedir. Geçmişte Gülen Cemaati ile bakanlıklarda, yasamada, yargıda, emniyette tarikat sayıları üzerine yapılan pazarlıklar şimdi başka tarikatlarla yapılmaktadır.

MHP içerisindeki İslamcı kesim oldu bitti Laik ve demokratik Türkiye’ye karşı idiler.
Parlamentoya girmek için ”Türk-İslam Sentezi” denilen milliyetçilikle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir uyduruk ideolojiyle şimdiye kadar ”dinci-milliyetçi” koalisyonunu sürdürdüler.

Devlet Bahçeli’nin öncülüğündeki İslami Faşizm tasfiye edileceklerini anlayınca Erdoğan’ın yargıçlarınca koltuğunu kurtarınca AKP’ye kayıtsız şartsız teslim olarak AKP’ye yamandılar.
Artık Bahçeli’nin MHP’si ne Laiklik ne demokrasi ne de parlamenter demokrasi umurunda.
Bahçeli’nin ”Devletin Bekası” kendini kurtarma telaşıdır.
Bunedenle;
Türkiye’de etnik kökeni ne olursa, inancı ne olursa olsun, eğer çağdaş demokrat, laik bir Türkiye’den yanaysak Laiklik ve Demokrasi Cephesinde taraf olmak zorundayız.
Laiklik, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Haftaya Laikliği tartışalım…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.