LAİKLİK – LAİSİZM NEDİR?

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Eski Yunancada sıradan insanı din adamından ayıran ”laikos” tur etimoljik kökeni sözcüğün.
Toplum yaşamını dinin kurallarına bağımlı olmaktan kurtarma istemi anlamına gelir.
Lâik devletin dini yoktur. O devlet tüm inançlara eşit uzaklıkta ya da yakınlıktadır. Dinler arasında bir sıralama kesinlikle söz konusu değildir lâik devlette. Siz; ”Yüzde doksanı müslüman olan devlet” diye başlayan konuşmalara ve düşünceye kulak asmayın
Lâik devlette dinler arası oran söz konusu bile değildir.
Hele; ”Devlet lâik olur ama, kişi lâik olamaz.” açıklamasının hiçbir değeri yoktur.
Bu açıdan bakıldığında, Başbakanın Mısır’daki ”Ben lâik değilim ama, lâik bir ülkenin başbakanıyım.” lafı da boştur.
Lâik kişi, birey, yurttaş olmadan lâik başbakan mı olunurmuş?
Geçin bunu!
Türkiye’yi Ortadoğu’nun bahar yaşayan devletlerine örnek devlet eden onun ”lâik” bir demokrasiyi içselleştirmiş olmasıdır.
Başbakan istese de istemese de…
Demokrasiyi amaç değil, araç olarak gördüğünü söylese de Türkiye Cumhuriyeti’nin ”lâiklik” özelliğine el bile süremez.
Bir adı da sekülarizm olan bu özellik çağımız demokrasilerinin en temel ögesidir.
Lâik ya da seküler devletlerde devletin çarkı dinin kurallarıyla değil, hukukun kurallarıyla döner.
Cumhuriyetimizin bu özelliği ülkede ne mollanın ne de mellenin kural koymasına izin verir.
O nedenle bizim cumhuriyetimiz, lâiktir, demokratiktir, sosyaldir ve hukukun üstünlüğüne dayanır.
Anayasamızın değiştirilemeyen ve değiştirilmesi için önerilemeyen maddesinin dibacesinde de yazılıdır lâikliği.
Sebest Fırka’nın kurucusu Fethi Okyar’a yazdığı mektupta ”Memnuniyetle tekrar görüyorum ki; lâiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir tarafı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur. Lâik cumhuriyet esası temelinde fırkanızın her türlü siyasi faaliyetinin bir engelle karşılaşmayacağına güvenebilirsiniz efendim…” tümceleri kurucunun cumhuriyetin her tür siyasetinde lâiklik ilkesinden ödün vermeyeceğinin son derece açık bir anlatımıdır.
”Yaşamın gerçek yol göstericisi bilimdir.” özdeyişinin anlamı da yaşamın belirleyicisinin bilim dışında aranmasının yanlışlığına işaret etmiyor mu?
Eğer lâikliği içselleştiremediyseniz, matematik yarışmasını kaybeden öğrencinizin kaybetme nedeni olarak yarışmaya apdestsiz girmesini gösteren eğitimcinin konumuna düşersiniz.
Köksal Toptan’ın Millî Eğitim Bakanı olduğu 1993 yılında bir ilimizin Temel Sağlık Lisesi Müdürü çok kişiye şu kutlama iletisini gönderir:
”Ramazan-ı Şerif Bayramınızı tevhid-i imâniye ve uhuvvet-i İslamiyede ittifaken, tevazu ve telaifle tebrik eder, alem-i İslâmâ Malik-i Ebedîden saadet-i dareyn ve Vahdet-i îtikad niyaz ederim.”
O zamandan bu zamana ne değişti?
”Dik dur, eğilme! Dindar gençlik seninle!” sloganı kimin için atıldı daha birkaç gün önce ve kim kendisine atılan bu sloganla övündü partisinin gurup toplantısında?
Yanıtınızı duyar gibiyim.
O zaman…

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.