LAİKLİĞİN ÖNEMİ

ABONE OL
18:10 - 01/10/2020 18:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

LAİKLİĞİN ÖNEMİ
 
Yeni yıl bombalama, silahlı saldırı, askerlerimizin şehit edilmesi gibi terör olaylarıyla başladı ve anlaşılan “başkanlık” gelene kadar devam edecek gibi gözükmektedir. Artarak süren bu terör eylemleri sonucunda toplum korkmuş, sinmiş, bezmiş ve evinden çıkamaz duruma getirilmiştir.
 
Yılbaşı günü sosyal medyada yaptığı paylaşımla şimşekleri üzerine çeken ünlü bir modacı, İstanbul Atatürk havalimanında uçaktan indiği sırada, kışkırtılmış bir kalabalık tarafından feci şekilde dövülmüş ve gözaltına alınmıştır. Saldırganların uçağın yanına kadar nasıl geldikleri, önlem alması gereken güvenlik güçlerinin olmaması gibi nedenlerle bu olayda bazı anlaşılmazlar olduğu gibi, soru işaretleri de vardır. Ancak bunları araştırmak yerine cinsel tercihi ve dini inancı sorgulanan ünlü modacı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla tutuklandı.
 
Ünlü bir iş adamı “bu milletin .mına koyacağım” dediği zaman, sessizliğe bürünenler ya da o fiilden zevk alanlar, şimdi hakaret suçlamasıyla bir insanı linç etmek için uluslararası bir havalimanında uçağın yanına kadar kolaylıkla girebilmektedirler. Bu şekilde yönetilen bir ülke, her türlü teröre açıktır ve trajik olaylara gebedir.
 
Ülkemizde Türk bayrağı ayaklar altına alınırken, milliyetçilik aşağılanırken, şehitler kelle, kahramanlar ayyaş ilan edilirken, terör örgütlerine her türlü destek verilirken, ordumuz tasfiye edilirken, cumhuriyetimiz yıkılırken, laiklik ortadan kaldırılırken ve ülkemiz bölünme-parçalanma sürecine sokulurken sessiz kalanların, ünlü bir modacının sosyal medyadaki paylaşımından rahatsız olmaları düşündürücüdür.
 
4 Ocak 2017 tarihinde hükümetin büyük destek verdiği ve bugünkü yoz eğitimin şekillenmesinde payı olan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) yeni önerilerini açıklarken toplum sessizliğini korumuştu. “İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ortaokul ve lise müfredatından çıkarılmalı. Din ve ahlak eğitimi birinci sınıftan itibaren verilmeli. Öğrencilerin Kuran’ı Türkçe seslerle seslendiremedikleri için Kuran okuma öğretim programı yapılandırılmalı” gibi laiklikle, demokrasiyle, cumhuriyetle bağdaşmayan önerileri yapan bir kuruluşun eğitim sendikası olması düşündürücüdür.
 
Aynı sendikanın Nevşehir Şube Başkan Yardımcısı ve Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu Müdürü ise, laikliğe küfür ederek, İstanbul saldırısının yaşandığı yılbaşı gecesinde “İlk laik şeytandır. Allah var kabul ederim ama koyduğu kanunları kabul etmem demektir laiklik. Kafirliktir laiklik. Dünyada ne kadar hırsız, p… varsa laiktir” ifadelerinin yer aldığı görselleri sosyal medyada paylaştı. Ayrıca “2024 de hilafet geri gelecek. Diğerlerini söylemeye gerek bile yok” yorumunda da bulundu.
 
Benzer şekilde 25 Nisan 2016 tarihinde İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği’nin düzenlediği toplantıda konuşan TBMM Başkanı, “laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır” sözü ile açık açık şeriat çağrısı yapmıştı. Bu eylem ve söylemlere yeterince tepki vermeyenler, laikliğin önemini anlayamamaktadırlar.
 
Eşsiz liderimiz Atatürk’ün “laiklik, adam olmak demektir” sözünün bugün eğitime yön verenleri ve laiklikten payını alamamışları tanımladığı açıktır. Laiklik, dini fikirlerle dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır; toplum ve devlet yaşamının akıla ve bilime dayandırılmasıdır. Toplumun binlerce yıl önce konmuş, belki o günün sorunlarına çözüm getiren kurallara göre yönetilme zorunluluğunun kaldırılmasıdır. Din adına yapılan baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır. Laiklik, aydınlanmanın ve çağdaşlaşmanın en gerekli ilkelerinden biridir. Yeni CHP’nin genel başkanı “ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Eğer tehlikede dersek bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem” demişti.  Yeni CHP genel başkanının yaşanan bu olaylar karşısında ne zaman tepki vereceği de merakla beklenmektedir. Laiklik konusunda sessiz kalanlar ya da yeterli tepki vermeyenler, gidilen rejim değişikliğine ortak olduklarını bilmek zorundadırlar.
 
Laikliği anlamayan kafalar uzaya değil, ancak lağım çukuruna gidebilirler. Laik, bilimsel ve kamusal eğitim olmayınca, ülkemizin her türlü yolsuzluğa, vurguna, teröre ve karanlığa doğru yol alacağı çok iyi bilinmelidir. Ülkemizde temel insan haklarının, ifade özgürlüğünün, özgür düşüncenin, bağımsız yargılamanın, cumhuriyetin ve demokrasinin yerleşmesi için, laikliğin önemi kavranmalıdır. Laikliğin önemini kavrayamayan beyinler, diktatörlüğe gidişin bile farkına varamazlar..

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.