KURULTAYIN ARDINDAN

ABONE OL
18:51 - 01/10/2020 18:51
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Cumhuriyet Halk Partisi 34. Olağan Kurultayı’nın, bugüne kadar yapılan söylemlerle toplumda bir heyecan ve umut yaratamadığı için, coşkunun yerine sadece yaklaşan yerel yönetim seçimlerinde yer alabilmek kaygısıyla yapıldığı söylenebilir. Basının güçlü desteği sürekli arkasında olan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, çelişkili düşünceler içinde olduğunu da bir kez daha ortaya koydu.
Emperyalizm karşıtlığından girip, küreselleşmenin yararlarından çıkmak, CHP’nin ilkelerinde yoktur. Zamanın ruhunu iyi okuduklarını söylerken, küreselleşmeyi ve özerkleşmeyi savunmak, CHP’nin ilkeleriyle örtüşmemektedir. CHP’nin köklerinden kopmayacağız derken, küreselleşmeyi göklere çıkarmak anlaşılabilir değildir. Bu söylem küreselleşmenin siyasal yönü, emperyalizmi kabul etmektir. Bu söylem küreselleşmenin ekonomik yönü, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi örgütlere boyun eğmektir. Bu söylem küreselleşmenin kültürel yönü, ulus devletleri yok etmek için siyasal özerkliğe razı olmaktır.

Genel Başkanın, CHP’yi geçmişiyle her zaman onur duyan bir parti olduğu, cumhuriyetin temel değerleri, emperyalizm karşıtlığı, tam bağımsızlık ve Atatürkçülük konusundaki söylemlerini içten değil, toplumun hassasiyetini bilerek, göz boyamak için, hoş görünmek için söylenmiş sözler olarak değerlendirmek gerekir.
Eğer bu söylemler inandırıcı olsaydı Atatürk için katliam yaptı diyen ve CHP kimliğiyle örtüşmeyen isimleri yakın çevresine toplamazdı. Tekke ve zaviyelerin açılmasını isteyenlerin, Atatürk Devrimlerinin bekçisi olmayı istemeyenlerin, Atatürkçülüğü ve laikliği dar kalıp olarak görenlerin, TR 705 kodlu ajanların, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından cesur kadın ödülü alanların, ABD adına istihbarat teşkilatlarında çalıştığı açıklanan Fettullah Gülen’e saygılarını sunanların, Zaman Gazetesi’ni Türkiye’nin vicdanı olarak tanımlayanların, emperyalizmden ve dünyanın para oyuncusu Soros’un TESEV’inden beslenenlerin CHP çatısında altında olmaması gerekirdi.
Toplumdaki ABD aleyhtarlığını azaltmayı, ABD’ye ve emperyalist kuruluşlara daha da bağımlı hale gelmeyi savunmak, dünyada emperyalizme karşı ilk kez zafer kazanan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partide, Cumhuriyet Halk Partisi’nde asla ve asla olmaması gereken bir olgudur. Bunları savunarak Atatürkçülük olmaz. Bu fikirler, Atatürkçülüğe ve ülkeye ihanet fikirleridir; emperyalizmin arzularına uyarak Türkiye’yi parçalamak planlarıdır. CHP’ye gönül veren Kemalistlerin uyarı, tepki ve eylemleriyle bu gidişe son vermelerinin zamanı gelmiştir.
Antalya sahiline demirleyen ABD uçak gemisinin askerlerini konuk eden Antalya Anakent Belediyesi Başkan vekili, ABD’li askerleri ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söylemiştir. Askerlerimizin başına çuval geçiren ABD askerlerini ağırlayacaksınız, mutluluk duyacaksınız; kurultay salonlarına ise Atatürk’ün ve Che Guevara ile Deniz Gezmiş’in posterleri asacaksınız. Bu çelişkiler olduğu sürece, CHP toplumdan gerekli ilgiyi göremeyecek ve bu yapısıyla oy oranı azalarak, umut olmaktan çıkacaktır. İşte emperyalizmin en büyük arzusu ve planı budur. Bu planı boşa çıkarmak Kemalistlerin görevidir. Bu eleştirileri parti eleştiriliyormuş gibi algılamak doğru değildir. Ancak partiyi ilkelerinden ve savunduğu fikirlerden uzaklaştıranların eleştirilmesi doğaldır.
Kurultayda patlak veren liste krizi sırasında oy verme işleminin başlayamaması üzerine, saatlerce gergin bekleyiş yaşanmıştır. Bu süreç, yeni CHP’yi yönetenlerin beceriksizliklerini bir kez daha ortaya koymuştur. Çarşaf listeyle seçim yapmayı demokratikleşme olarak sunanlar, blok listeden daha da kötü bir yol seçerek seçim yaptılar. Kurultayda üç büyük il başkanı tarafından dağıtılan genel başkan listesi adı altında ‘anahtar liste” olarak, bir sarı liste vardı. Ancak bu sarı listenin içinden, üç farklı olan yeni sarı listeler de ortaya çıktı. Yani kurultayda listeler havada uçuştu.
Parti Meclisi seçim sonuçlarına, Seçim Kurulu’nun ”bilgisayar programından kaynaklı bir hata” yapıldığı damgasını vurdu. Gerekli denetim ve kontrol mekanizması işletilemediği için, seçim sonuçlarına şaibe karıştırılmıştır. Bu konuda İlçe Seçim Kurulu ve sandık görevlileri sorumludur. Bazı sandıklarda geçerli oy sayısından fazla oy alan adaylar bulunmaktadır. Divan başkanının “açıklanan sonuçlar doğru ama bazı birleştirme tutanaklarına fazla oylar yazılmış” demesi, durumu özetlemektedir. Seçim sonuçları açıklanmış ama ertesi gün birçok adayın oyu düşürülüp, sıralamadaki yerleri değiştirilirken, Abant platformuna katılan ve Fethullah Gülen’e hoşgörü abidesi diyen, delegelerin oylarıyla ezilen genel başkan yardımcısı, 428 oyla “toprak” olmaktan kurtarılmıştır.

Bu arada genel başkanın listesini delen iki isim ilginçtir. 14 Aralık 2011 tarihinde PKK terör örgütünün Fırat Haber Ajansı’na konuşan CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, PKK terör örgütünün yapacağı bir ateşkes veya eylemsizlik kararını destekleyeceklerini bildirmiştir. “Muhatap Öcalan’dır. Onunla görüşmeler yeniden başlamalıdır” diyen ve kim olduğu bilinen, Almanya’dan ithal, Türkiye’deki solu sulandırmakla görevlendirilmiş birine, delegelerin 459 oy vermesi düşündürücüdür.
28 Eylül 2008 tarihinde Zaman Gazetesi’ne verdiği röportajda, “Ergenekon`un avukatıyım” diyen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın devlet içindeki illegal yapılanmanın adamı olduğunu öne süren Fikri Sağlar, 14 Ocak 2009 tarihinde de TRT televizyonunda Tuncay Güney’in Cumhuriyet Halk Partisi için ‘Cesur Hırsızlar Partisi’ tanımlaması yapması ve Fikri Sağlar’ın CHP’den uzaklaştırılması için Veli Küçük’ün Deniz Baykal’a direktif verdiğini iddia etmesi karşısında sessiz kalmıştır. Siyasi hayatında Kemalizm ve altı okla uyuşmayan denemelerin içinde olan, numaracı cumhuriyetçilerin gözdesi Fikri Sağlar’a da delegelerin 572 oy vermesi düşündürücüdür.
Cumhuriyet Halk Partisi, Kemalist Devrimlere sahip çıkan, altı oku benimseyen, emperyalizm karşıtı, tam bağımsızlıkçı, laik ve devrimci kadrolar ve söylemlerle zafere ulaşacaktır. Yanlış kişiler ve söylemlerle umut olmaktan çıkacağı gibi, zafere ulaşmak da hayal olarak kalacaktır. CHP’ye ve Türkiye’ye sahip çıkmak isteyen yurtseverlerin, Atatürkçülerin en kısa sürede gereğini yapmalarının zamanıdır…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.