0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KÜRT KARDEŞLERİMİZE ÇAĞRI

Son günlerde PKK’nın, IŞİD ve El Kaide usulü bombalama eylemleri, Sur, Cizre ve diğer yerleşim yerlerindeki terör mücadelesi gözleri bir kez daha Kürt kökenli kardeşlerimize yöneltti. İstesek te istemesek te gerçek bu… 

En çok korktuğum Türkiye’nin Türk-Kürt diye ayrıştırılarak eski Yugoslavya’ya dönüştürülmeyen çalışılması. Bu şer odaklarının amacı, ayrıştırma ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde nihai hedefleri olan Kürdistan’ın kurma hayalini gerçekleştirmek. 

İnsan hakları ve demokrasi en büyük önceliğimiz, ama onların ülkeyi parçalama hedefine karşı mücadelede hep birlikte olmalıyız. Hükumetin bazı tavır ve politikaları düşünce yapımıza ters gelse de söz konusu vatan olunca hep birlikte olmalıyız. Malum gerisi teferruattır… 

Ülkem insanının Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Rum ve Ermeni gibi ırksal olgulara dayalı olarak ayrıştırılmasına kesinlikle karşıyım. Bu vatanı ve bayrağını seven herkes hangi ırktan olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit hak ve yükümlülere sahip insanıdır. 

Dünya’nın herhangi bir yerinde, özellikle son günlerde vahşetleriyle gündeme oturan IŞİD katiller ordusunun İslam adına yaptıkları yüzünden Müslümanlar olarak zan altında bırakılıyoruz. Müslüman olduğum için “bu teröristlerin yaptıkları yüzünden kesinlikle dinimi savunmak zorunda değilim” diye düşündüğüm halde, ben de sık sık dinimi savunmak zorunda kalıyorum. Çünkü bu sapık katiller yüzünden İslam kötüleniyor. 

Bu nedenle sık sık Müslümanlar olarak Avrupa’da sokaklara dökülüp, IŞİD’i ve İslam adına terör estirenleri lanetliyoruz, Avrupalıya barış dini İslam’ı göstermeye çalışıyoruz. 

Alman komşunun artık her başörtülüyü veya sakallıyı muhtemel canlı bomba olarak görmeye başlaması gibi, Türkiye’de de Kürt kökenli komşulara şüpheli gözle bakılmaya başlanmış olması çok vahim bir durum. Çok sevdiği kenti Diyarbakır’ın harabeye dönüşmesini dile getiren herhangi bir Kürt kökenli yurttaşımız hemen „PKK’lı“ damgası yiyor. Son günlerde PKK’lı katillerin yaptıklarının “Kürtler” şunu yaptı, bunu yaptı şeklinde ifade edilmeye başlanması gibi… 

Özellikle Avrupa basını, devletin PKK terörüne karşı yaptığı mücadeleyi hükumetin Kürtlere karşı silahlı eylemi gibi göstermeye çalışıyor. Alman basını sürekli olarak „PKK“ yerine „Kürtler“ ifadesini kullanıyor ve onların hala „PKK Terör örgütü“ ifadesi yerine „Kürt İşçi Partisi“ diye haber geçmesi, olaya ne denli yanlı bakıldığının açık kanıtıdır. 

Bu haksız yaklaşımları sona erdirecek, yanlış algıları değiştirecek olan yine Kürt kökenli kardeşlerimizdir. 

Bu aşamada hemen hemen hepsinin bu tür terör eylemlerini tasvip etmediklerini gönülden inandığım Kürt kökenli kardeşlerimizin sivil toplum örgütleri kanalıyla gösteriler düzenleyip, sokaklarda PKK terörünü Kürtler olarak lanetlemelerinin, bu teröristlere verilecek güzel bir yanıt olacağını düşünüyorum. 

Bu gösterilerde mümkün oranda Türkçe pankartların yanı sıra Kürtçe ve İngilizce pankartlar yer alması mesajın gerekli yerlere ulaşması açısından çok anlamlı olur. Bazılarının, ülkemizi Suriye ve Irak’a benzetme çabaları boşa gitsin, Dünya, PKK’nın ardında Kürt kökenlilerin desteği olmadığını görsün.
 
Bu teklifi yaparken, Polyanacılık oynamıyorum, bu demokratik tepkinin çok doğal ve mümkün olduğuna inanıyorum. Tabii bu tepkiler yasalar çerçevesinde şiddete yönelmeden gösterilmelidir. 

Ahmet İNCEL