KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR

Sevgili mü’minler,  Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “De ki: ‘Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”[1]

Sevgili Peygamberimiz (s) de şöyle buyuruyor:“Birbirinizle ilgiyi kesmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Birbirinize kin gütmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun!”[2]

Sevgili mü’minler !
İslam âlemi olarak, inanan gönüller olarak bir Kurban Bayramı’nı daha idrak ettik. Ancak sevinemiyoruz. Hüzünlüyüz; çünkü islâm coğrafyasında yangın var, kan var, gözyaşı var. Duamız, İslâm Âlemi üzerinde dolaşan kara bulutların dağılması içindir.
Kurban Bayramı günleri, mü’minlerin tek yürek, tek vücut olması gereken günlerdir. Aynı düşünce, aynı gaye etrafında toplanması gereken günlerdir.
Müslümanlar Hac ibadetini yerine getirmek için Mekke’de tek yürek olmuş gibidirler. Bu birliğin ülkelerine döndüklerinde de devam etmesi, temennimizdir.
Bugünler, Hz. İbrahim’in duasıyla[3]inananların aynı iman ve aynı ruhla mukaddes topraklara geldikleri; tek merkezde, Kâbe’de tavaf ettikleri; tek meydanda, Arafat’ta toplanarak hac farizasını yerine getirdikleri önemli günlerdir. Kurban Bayramı günlerinde biz mü’minler; İbrahimî bir arayışla Rabbimizin lütfettiği nimetlere şükranlarımızın bir ifadesi olarak kurban ibadetini eda ederiz. Hayvan kurbanı ile veya sahip olduğumuz diğer mal varlıklarımızla bu ibadeti yerine getiririz. Fakir fukarayla, Ehl-i İmanla, Ehl-i Kitapla ve diğer din mensuplarıyla kaynaşmak, kucaklaşmak için yaparız bu ibadeti.

Sevgili mü’minler !
Kurban bayramı günlerinde eda edilen hac ve kurban ibadeti anlamlı ibadetlerdir. Mesaj yüklü ibadetlerdir bunlar. Her şeyden önce hac, birlik ve vahdetin göstergesidir. Kurban ise bize, dini sadece Allaha has kılarak O’na teslim olmanın yollarından birini gösterir. İnsan neslinden kanın akıtılmaması gerektiğini ifade eder. Anlamlıdır.

Ancak İslâm âlemi bugün bayramın mana ve ehemmiyetini anlamış değildir. İnsanlar kan ve gözyaşı içinde acı çekmektedir,
Kurban bayramı her yıl mesajını vermektedir. Bu mesajlar güçlü mesajlardır ve çok yönlüdür ve anlamlıdır. Bu güçlü mesajı alacak Müslüman bulmak oldukça zordur. İslâm coğrafyasına baktığımızda mesajın Müslümanlara ulaşmadığını görmek zor değildir.

Oysa Kurban Bayramı’nın bir yüzü ahirete, bir yüzü bu dünyaya, bir yüzü geçmişe, bir yüzü geleceğe dönüktür. Bu özelliği ile Kurban Bayramı Müslümanları eğitmelidir. Kurbanın; Hz. İbrahim’den gelen tarihi arka planı vardır, sosyal adalet açısından verdiği mesaj vardır, nefislerimizin terbiyesi için kendimizde olanı başkasıyla paylaşma buyruğu vardır. Amaç, tüm insanların mutlu ve barış içinde yaşayacağı, bir gelecek inşasıdır.

Sevgili mü’minler !
Kurban, Allah’a teslimiyetin ifadesidir, bu ifade doğrudur. Ancak bugün Müslümanlar bu teslimiyetin neresindedir?
Kurban, bizim gerçek anlamda kardeş olmamıza katkıda bulunan bir ibadettir, bu da doğrudur. Ancak bugün Müslümanlar bu kardeşliğin neresindedir?
Teslimiyet ruhundan, kardeşlik duygusundan uzaklaştıkça, Müslümanların hangi belalarla, hangi fitnelerle, hangi tezgâhlarla karşılaştığı bugün aşikardır. Bu tespit de doğrudur.
Ancak bugün Müslümanlar bu tezgahların, oyunların ne kadar farkındadır?
Müslümanlar, değişik güç odaklarının, mü’minlerin kanı üzerinden nasıl güç devşirdiği, mü’minleri birbirine yakın kılan iman kardeşliğinin zedelenerek nasıl kavgaya, şiddete ve düşmanlığa dönüştürüldüğünün ne kadar farkındadır?

Mü’minler, her türlü fitneye, fitnenin getireceği kargaşaya, huzursuzluk ve felaketlere karşı ne kadar uyanıktır? Mü’minlerin, basiretleri ve ferasetleri ne kadar açıktır? Asıl üzerinde durulması gereken konular bu soruların cevabıdır. Müslümanlar bu soruların cevabını bulma konusunda ne kadar organize olmuşlardır?

Sevgili mü’minler !
Müslümanlar olarak Kurban Bayramı dolayısıyla şüphesiz birbirimizi tebrik edeceğiz. Geçmişi hatırlayacağız, birbirimizle kucaklaşacağız, geleneklerimizi hatırlayacağız, kendimizi bilme ve bulmaya çalışacağız, yardımlaşma ve dayanışma konusunda daha duyarlı olacağız, egoistlikten kurtulacağız, ben değil biz düşüncesiyle hareket edeceğiz. Bu bayram vesilesiyle dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan mazlumları da unutmayacağız.

Bu konudaki hassasiyetimiz imanımızdandır elbet. Ancak kendi bulunduğumuz bilgedeki hizmetleri unutup da uzak hedefler önümüze koyanlara karşı da uyanık olacağız. İstismar etmeyeceğiz, istismar da edilmeyeceğiz.

Sevgili mü’minler !
Kesilen her kurbanlar, akan her kurban kanı; yüzyıllar boyunca Müslümanlar olarak varlığımızı sürdürmek için verdiğimiz kurbanları hatırlatıyorsa, yüreklerimizi bu ateşle yakıyorsa, bu anlamda bize kuvvetli bir ışık oluyorsa onlar kurbandır.
Kesilen kurbanlar; mü’minlerin kanlarının, gözyaşlarının akmasını önlüyorsa, İslâm coğrafyasındaki acıyı dindirmeye vesile oluyorsa, olacaksa o zaman kurbandır.
Kesilen kurbanlar, mü’minleri birlik şuuruna erdiriyorsa veya erdirmeye yönelikse, mümin gönüllerin İslam’ın barış mesajını kavramasına vesile oluyorsa, mü’minlerin, ‘mü’minler ancak kardeştirler’ düsturunca kardeş ve ümmet olma bilincine katkıda bulunuyorsa veya bulunacaksa o zaman kurbandır.
Kesilen kurbanlar mü’minlere;  “Ey Resulüm! De ki! “Benim dua ve yakarışlarım, namazım, kurbanım ve diğer tüm ibadetlerim, hayatım yani yaşayış gayem ve ölümüm sadece bütün âlemlerin Rabbi, Yaratıcısı, Yaşatıcısı ve Yöneticisi olan Allah’a kulluk içindir. (Enam 162)” şuurunu verebiliyorsa veya verecekse o zaman kurbandır. Değilse kurban değildir.

Sevgili mü’minler !
Allah’ın emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına karşı Hz. Habil’in samimiyeti, İbrahim (a)’ın sadakati, oğlu Hz. İsmail (a)’ın itirazsız teslimiyeti kurbanlarımızın kabulünün şartıdır.
Hz.Âdem (a) ile başlayan kurban bir sınavdır. Allah yolunda,  bize emanet ettiği malımızı ve gerekirse canımızı bile hiç tereddüt etmeden verebileceğimizin sınavıdır. Allah’a yakın bir kul olmanın vesilelerinden biri olan kurban (yakınlaşma), mal ve can emanetine sadakatin sınavıdır.

Sevgili mü’minler !
“Bu kurban ettiğiniz hayvanların, etleri de ve kanları da Allah’a ulaşmaz. Fakat asıl O’na ulaşan, sizin iyi bir kul olabilmek için gösterdiğiniz samimi gayretleriniz, yani takvanızdır. (Hac 37)”
Ayetinin ışığında hareket edenlerin kurbanları Habil’in kurbanı gibi kabul edilecektir,  Kabil’in kurbanı gibi yakılmayacaktır!

Kurbanını, çıkarlarına vesile olsun niyetiyle Allah’a adayan Peygamber Adem’in oğlu Kabil’e bile torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmayacaktır.  Kimse şuraya –buraya kurban göndermenin gururuyla kendisine pay çıkarmasın.  Zira bu asrın Müslüman topluluklarının işlediği suçlar, ilk katil Kabil’in suçundan daha büyüktür.
Kurbanlar ibadeti  bu suçların bir daha işlenmemesi için yerine getirilmesi gelen bir ibadettir. İnsanlara et yedirmek için yapılan bir ibadet değildir.
Körü körüne, Batılılaşma adına, İslami değerlerini, kulluk görevlerini, İslam hukuk düzenini, tüm şeytani izmlere kurban eden ve de hâlâ bundan rahatsızlık duymayanların keseceği kurbanlar niçin kabul edilsin ki?

Allah „eti ve kanı bana ulaşmaz“ deyip dururken, isterseniz kurbanlarınızı dünyanın en ücra köşesinde yaşayan insana et yedirmek için kesin. Oraya kadar gidin masraf edin, Allah bu kestiğiniz kurbanı niçin kabul etsin ki?

Kabil, kurbanı reddedilince, kin ve hasedinden kardeşini öldürürken, bugün kardeşlerini acımasızca katlederek aile ocaklarını yakanların kurbanlıkları niçin kabul edilsin ki?

Sevgi ve merhameti nefrete, ilmi cehalete, barışı savaşa, sadakati ihanete, kardeşliği düşmanlığa, doğruluk ve dürüstlüğü yalan ve iftiraya kurban edenlerin kurbanlıkları Allah niçin kabul edilsin ki?

Kurban kelimesiyle aynı manaya gelen akraba ziyaretlerini ve bayramlaşmaları sahillerde, otellerde kurban edenlerin kurbanlıklarını niçin kabul edilsin ki?
Ahlak, edeb ve hayâyı ahlaksızlığa, ticareti sahtekârlığa, hukuk ve adaleti zulüm ve haksızlığa, helalleri haramlara, evlilikleri imam nikahına, metrese kurban eden haramzâdelerin kurbanlıklarını niçin kabul edilsin ki?
Yüz yıllardan beri, kurbanlıklarımız Kabil’in torunlarının bombaları altında yakılıyor! Bu işgaller, bu savaşlar, bu sefaletler niçin ve neden yapılıyor? Hâlâ anlayamıyor muyuz?

Sevgili mü’minler !
Yeniden  tövbe edelim, Allah’ın sağlam, sarsılmaz yolu İslam’a itirazsız ve şüphesiz bir imanla dönenim o zaman  kurbanlarımız kabul edilecek ve yangınlar  sönecektir inşallah!

Allah’ım, nifak ehlinin,  küfür ehlinin eliyle yurtlarından, evlerinden ve canlarından olan kurbanlık mazlum kullarına yardım et!

Allah’ım, içimizdeki beyinsizlerin yüzünden dünyanın her yerinde sahipsiz olan kurbanlarımıza ve kurbanlıklarımıza yardım et!

Allah’ım, günümüz Nemrutlarının yeryüzünü cehenneme çeviren ateşlerini, kardeşlik, birlik ve beraberlik yağmurlarıyla İbrahim’in Cennetine çevir!

Bu vesilesiyle hayatlarını bizim yetişmemiz için kurban eden Ana ve babalarımızı ve huzur içinde Müslümanca yaşama uğruna din ve vatan kurbanlarını tüm şehid ve gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum.

Bayramın, topyekûn insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.

Rüştü Kam

[1]En’âm, 6/162.
[2]Müslim, Birr ve Sıla, 30.
[3] Bakara, 2/126.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.