KURAN’LA DALGA GEÇEN AKP’Lİ

ABONE OL
18:44 - 01/10/2020 18:44
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

AKP’nin rüşvet suçlamasıyla görevini bırakan bakanı Egemen Bağış’ın, Gazeteci Metehan Demir’le yaptığı iddia edilen telefon görüşmesi bomba gibi düştü gündeme. Konuşma ibretliktir. Toplumun kutsal değerlerine karşı ayıplarla, saygısızlıklarla dolu bir konuşmadır bu.
Metehan alıyor sazı eline: “Sabah yemin ediyorum şu tweetini gördüm var ya, güne nurla başladım, duayla başladım.” diyor. Ses tonundaki alay çok belirgin. “Nur ve dua” sözcüklerindeki vurgudaki alay, gözlerden kaçmamakta. Egemen’in paylaştığı ayetlerden birkaç sözcüğü, Arap aksanıyla okuyor Metehan…

Egemen de aynı alaylı dille yanıt vermekte Ankara’nın nabzını tutan gazeteciye. “Oğlum, ben her gün, her Cuma bir tane ayet sallıyorum.” diyor eski bakan. Böylece “ayet sallamak” sözünü Türkçemize kazandırıyor! “Ayet sallamak” ne demek? Ayet sallanır mı? Bu sözle ayetlerin palavra, yalan olduğunu vurgulamak istiyor. Allah’ın gönderdiği ayetlere bu kadar saygısız davranan birini görmedim bu güne kadar. Hem sabah akşam İslam’ı kullanacaksın iktidar koltuğunda oturmak için hem de ayeti palavradan bir şeymiş gibi göreceksin. Yazıklar olsun!
Bu arada Egemen’in ayetleri Google’dan bulduğunu da öğreniyoruz. “Oradan beğen bir tane salla gitsin.” diyerek saygısızlığını sürdürmekte bakan eskisi. Hani bir kez kullansa “sallamak” sözcüğünü “Dil sürçmesidir, ağzından kaçmıştır.” Diyeceğiz, ama öyle değil. Konuşmada neredeyse en çok kullanılan sözcük.
“Ben sabah beşte çaktım bir tane.” diyerek bu kez “çakmak” sözcüğüyle düzeysizlik sürdürülmekte. Sabahın beşinde ayet paylaşarak namaza kalktığı algısını yaratmakta din sömürücüsü rüşvetten müstafi bakan.
Sıkı durun, bu sözlere dikkat edin. “Ve sabah uyuyarak, uyanıp Allah’ım Egemen Bağış’tan bir ayet inse de ben de onu RT etsem deyip bekleyen on üç kişi de RT etmiş anında.” demekte Gazeteci Demir. Bu sözler saygısızlığın yanı sıra bilgisizlik dolu. Ayetler kimden iner? Kim indirir ayetleri? Ayetlerin Allah’tan geldiğini bilmeyecek kadar bilgisiz mi bu kişiler? Bu saçma sapan söze “Ne diyorsun arkadaş?” diye itiraz etmemekte dini bütün Bağış. Bu da aynı bilgisizliğe ve saygısızlığa ortak olduğunu göstermekte.
Konuşmadaki saygısızlıktan doğan coşku, onları Bakara Suresiyle dalga geçmeye getiriyor. “Her kim ki Egemen Bağış’ı sevmez, Allah en kısa zamanda onun belasını verir. Bakara 159…” diyerek sürdürüyor konuşmayı Metehan. Bakara Suresine kendilerince eklemelerle şaka yaptıklarını sanıyorlar. Egemen gülüyor bu Metehanca buluşa. Hoşuna gidiyor. Dalga geçtiğiniz ne? Bakara Suresi… Yani Kuran, Allah kelamı… Bu aklı evveller, kendilerince Allah kelamını şakaya vurarak dalga geçme malzemesi yapmaktalar. Kuran’a inanan milyonlarca insanla dalga geçiyorlar aslında.
Konu dönüp dolaşıp Metehan’ın patronu Aydın Doğan’a geliyor. Konu Aydın Bey olunca Metehan boş geçer mi bunu? Kendince bir ayet uyduruyor ona da. “Her kim ki Aydın Bey’in o zor gününde onun yanında olur, o Allah’tan her istediğini alır; Bakara 169. Bakara iyi ya… Tövbe ya Rabbim, çarpılacağız şimdi.” demekte gazeteci. Dalga geçme sürüyor, sınır tanımadan.
Egemen, Metehan’ın son ayet uydurmasına kahkahalar atarak karşılık vermekte. “Makara iyi.” demekte Bağış yanıt olarak. Makara yaptıkları Bakara suresi… Keyiflerine diyecek yok.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir, derler. Bakan Bey’in rüşvet konusundaki performansına bakınca bu sözleri şaşırtmıyor insanı. Kuran’a inansa, Allah’tan korksa yoksulun kesesine, harama el uzatmazdı zaten.
Metehan yeni bir söz kazandırıyor dilimize: aşırı yandaş… Kendini de aşırı olmayan yandaş olarak göstermekte telefon arkadaşı bakan eskisine. Aşırı yandaşlarla dalgasını geçmekte. Yandaşlık kötü iş… Bin takla atmaktalar göze girmek için. Bu bin taklayı, yüreklerindeki insanı ortaya çıkarmak için atsalar keşke…
Konuşmada sıkça kullanılan “oğlum, lan…” gibi sözcükler aralarındaki ilişkinin düzeysizliğini göstermekte. Konuşmanın tümünde argo egemen. Topluma örnek olması gereken kişilerin kullandıkları dilin yerlerde sürünmesi ilgi çekici. Birbirlerine karşı saygısı olmayanın, toplumun değerlerine karşı saygısı olur mu?
Egemen Bağış ve Metehan Demir’e ait olduğu iddia edilen telefon görüşmesi, toplumdaki çürümenin, yozlaşmanın ne duruma geldiğinin güzel bir göstergesi. Din sömürüsü yapanların ikiyüzlülüğünün nasıl pervasızca olduğunu göstermesi bakımından çok önemli bu konuşma. Dini kullanarak halkın cebindeki paraları ayakkabı kutularına dolduran siyaset madrabazlarını Türk Milleti iyi tanımalı. Tanımalı ki, bu hayasızların ipliğini pazara çıkarmalı.
Allah’ın Kuran’ına, İslam değerlerine, milletin inancına böylesi bir saygısızlığı Türk Milleti’nin bağışlaması gerek. Ruhen çürümüş bu güruhu başından en kısa zamanda def etmeli halk. Def etmeli ki, devlet idare etmenin soytarılık olmadığını anlatmalı tüm dünyaya.
1919’da Haçlı irtica İslam’a saldırmıştı. Türk Milletinin değerlerini, varlığını yok etmekti amaçları. Atatürk ve arkadaşları Haçlı ordularını ve onların işbirlikçilerini yendi. Türk varlığının sürmesini sağladılar bu topraklarda.
Bugün de aynı Haçlı irtica saldırmakta değerlerimize, varlığımıza. Kutsallarımızı ticari metaya dönüştürmekte bu aymazlar. Şimdi görev Atatürkçülerde… Türk Milletini ve onun kutsallarını Haçlı irticadan kurtarmak için zaman yitirmemeli. Bu konuda vicdanlı, namuslu, cesur, gerçek din adamlarına görevler düşmekte. Doğruyu söyleme zamanı gelmedi mi daha?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.