KURALLAR ÜLKESİNDE

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KURALLAR ÜLKESİNDE

Üç dört ay Türkiye’de emekli yaz tatilinden sonra kurallar ülkesi Almanya’ya gelince bir rahatlama hissediliyor.
Anavatanda yaşarken devamlı Babavatanla karşılaştırma yapılıyor. Birinci neslin kışın Avrupa ülkelerine geri gelmesi yalnız çocukları ve torunları için değil, aynı zamanda alıştığı düzene gelmek istiyor. Tamamen geri dönen birinci neslin Türkiye’de ruh sağlığını koruması çok zor.

Kurallara riayet etmemeyi spor haline getiren bir halktan bahsediyorum. Trafik lâmbasında yeşil yanar yanmaz arkadan korna çalıyor. Kendi beklemeyi sevmeyen, ama bekletirken bireye saygı gösteremeyen bir toplum. Çöp kültürü, ses kirliliği ruhsal sağlığı bozuyor. İşin kötü tarafı şahıslar bunun farkında değil. Gürültünün kalp rahatsızlığına sebep olduğunu Sesi Sesle Bastırma yazımda yazmıştım. Bilhassa elli yaş üstü erkeklerde plajda kalp ameliyatı geçirenlerin sayısı oldukça çok görülüyor. Yasaklar ülkesinde kimsenin görmediği mekânda tam tersini yapıyor. Plajlar arası site olmayan deniz kenarları, harabeler çöplük ve tuvalet olarak kullanılıyor.
Rengârenk çiçek bahçeleriyle bezenmiş yemyeşil bir site, güzel denizi, sıcak iklimi gibi olumlu özellikler negatif deneyimleri çekilir hale getiriyor.

Her an güler yüzlü, buyurun diyen sıcak davranışlar mutluluk veriyor. Sitelerde bile gruplar birbirine paralel yaşıyor. Herkesin hoşlandığı dost arkadaş grubu var.

Cennet ve Cehennem yazımda bahsettiğim gibi her grup, aile akraba etrafına bir cennet ada kurmuş, cehennemde yaşayanları görmeden yan yana yaşayabiliyor. Hâlâ işçilere bizim sitede Bey denmiyor, Bey olma hakkı yalnız ev sahiplerine veriliyor. Uyarmalarımla kavrayınca durumdan utananlar da yok değil.

Yerel gazetelerde yazan yayın yönetmeni ve köşe yazarları farkında olmayanların yerine de düşünüyor, sosyal sorumlulukları üstlenmek zorunda kalıyor.
                           
Bir marketin sahibi hocam yazlıkçılar köpekleri aç bırakıp gittiler, müşteriler markete gelemiyor, lütfen köşende yaz, diyerek benden yardım istiyor.

Birey belediyeye telefon etmiyor, zira sözü dinlenmesi için tanınmış bir kişi veya başkan olması gerekiyor.
Boş ver, burası Türkiye kavramlarının arkasına gizlenmeyen, böyle gelmiş böyle gitmez diyen ve durumu düzeltmek arzusunda olan sorumlu aydınlara yurtdışı Türkleri çok yardım edebilir. Yaz tatili geçirdiğimiz kentlerde, yerel gazetelerde yazarak, site derneklerde yönetimlerde görev alarak yardım edebiliriz.

Avrupa Türkleri derken kurallara uyanları, yaşadığı ülkede olumlu şeyleri Türkiye’ye götürmek, oradan da olumlu davranış ve kültür örneklerini Avrupa’ya getirmek isteyenleri diğerlerinden ayırıyorum. Diğerleri derken, kuralsız yaşamı oradaki Türklerden daha kuralsız yapanları demek istiyorum. Bu konuda sık sık uyarıldım. Kontrol sistemi ortadan kalkınca şaşıranlar da var elbette.
Avrupa Birliği ülkelerine gezmeye gelip giden komşularım bana, hocam ne demek istediğinizi şimdi anlıyoruz, diyor. Bu nedenle kardeş şehirler daha yakınlaşmalı, sınıf gezileri imkânları yaratılmalıdır, diye düşünüyorum. Derneklere ve politikacılara iş düşüyor. Seyahat özgürlüğü en önemli insan hakkıdır. Türkiye Türklerinin bu hakkı Avrupa’da korunması elzemdir.

Sevgili okurlarım, kurallar ülkesinde elde ettiklerimizin kıymetini bilerek mutlu bir kış geçirmenizi diliyorum.

Hoşça kalın!

İlter Gözkaya-Holzhey   
                
Emekli Öğretmen

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.