Kültürlerin Sesi

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Wo man singt, da lass Dich nieder, böse Menschen haben keine Lieder. (Alman Atasözü)

 
Kültürleri sesle, resim, şiirle edebiyatla ve davranış biçimleri ile dışa, başkalarına bildiririz. İnsanlık tarihinin birikimi, ulaştığı   uygarlığı ve zenginliğini kolayca aktarmak mümkün değildir. Hele hele bir öğrencimin sorduğu gibi, bunları küçük bir kültür seyahat çantasına [Kulturtasche] sığdıramayız.
Müzik ile geçte olsa “konserler dizisi” adı altında Almanya’da kırk yıllık göçmenlik hayatımızda ilk defa güzel bir başlangıç yapıldı. Halbuki böyle etkinlikler konuk işçilerle beraber Avrupa’ya kırk sene önce getirilseydi, Türkiye’nin yalnız Avrupa’ya vasıfsız işçi gönderen bir ülke olduğu intibası verilmeyecekti.
 
Kadınlar günü etkinliğinde şöyle bir hikâye duymuştum. İşveren temsilcisi bir türk bayan (Präsidentin) Brüksel’de Parlamento binasında kapıcıya toplantının hangi odada yapılacağını sormak ister. Daha kadıncağız ağzını açmadan kapıcı: “Bütün binada temizlik çoktan yapıldı.” der.
Almanya’nın da ders kitaplarında Türkiye ve Türkler üzerine bilgileri Viyana önlerindeki tarihte bırakması hatasını Bayan Böhmer yalnız düzeltemez.
Dört konser de Berlin’in en muhteşem, saygın salonlarında yapıldı. Akustik, ışık ayarları çok muntazamdı. Müzik severlere bu eşsiz akşamları yaşatanlar T.C. Başkonsolosu Ahmet Alpman, Bakanlık göçmen ve Uyum Sorumlusu Federal Devlet Bakanı Prof.Dr. Maria Böhmer, son akşam çok mutlu olduklarını saygıdeğer basın mensuplarının önünde gösterdiler.
Bu proje ile Türkiye’de batı müziğinin 200 yıllık bir geçmişi olduğu anlatıldı. Türk dinleyicisinin büyük bir bölümü için Klasik Batı Müziği, kendi kültürlerinin bir parçasıdır. 1970 yıllarında öğretmenlik tahsilini Türkiye’de tamamlıyarak Almanya’ya gelen ve müzik dersi veren öğretmenler olduğu halde, almanların çoğu anlamak istemiyorlardı. Çünkü dikkatlerinde türkleri başka, öteki yapma eğilimi vardı. Halbuki bizi birleştiren unsurlar öne çıkarılmalıydı.
Ama müziğin etkisi daha kuvvetlidir.  
Biletler numaralı olduğu için türk geleneğindeki, beni çok üzen, utandıran, tanıdığa yer ayırma yerine ilk defa türk müziği  konserlerinde medenice yerlerimizi aldık. Alman, türk yanyana oturdu. Salonda hiç ciddi, asık yüzlü izleyici yoktu, tam tersine birbirlerine gülüyor, zaman zaman konuşuyorlardı.
Tanıdığın dostunla evde buluş, ama en iyisi utançtan daha öteye giden bu kötü alışkanlığa başka bir yazımda değineyim.
Bütün bu dört konserde alman müzisyenler türk müziğini, türk müzisyenler batı müziğini birlikte söylüyorlardı. En çok Nuri Karademirli ile alman orkestra veya koro şefi elele tutup, birlikte selam verince müzik severler coşkuyla alkışlıyorlardı.
            
Bu konserler dizisinde adından saygınlıkla söz ettiren Berlin Türk Musikisi Konservatuarı müzisyenleri ve müdürü Nuri Karademirli ile bu kapsamlı programı Gernot Rehrl, ROC Berlin Müzisyenleri ve sanat yönetmeni yaptı. İki ayrı alman orkestrası ve iki koro iştirak etti.
Konserler dizisinde almanlar türk kültürüne, müziğimize ilgi göstermiyor, diye bir sorun yoktu. Her dört konserde salonun  yarısınden fazlası almanlardan oluştuğuna göre, iki toplumu bir araya getirecek doğru ve isabetli programlar uygulanmıştı.
1998 yılında Nuri Karademirli ve eşi Halime Hanım ile birlikte Berlin Türk Musikisi Konservatuarını açtığında onu hayalperest olarak görüp,
başaracağına inanmıyanlar vardı. Ama o başardı, artık derin bir nefes alabilir. Hem de alışıldığı gibi konservatuar devlet destekli olmadan, kendi imkân ve öz verisi ile açılmıştı.
Yükselecek en yüksek yere tırmandı başarılarının devamını diliyorum.
Sayenizde alman basını belki de ilk defa türklerin yaptığı bir işi pozitif olarak yazdı.
Bugün bu müzik okulunun 300 öğrencisi var. Öğrencilerin aileleri çeşitli ülkelerden gelmiş. Keman, gitar, piyano, klarnet, bağlama, ud, ney, tanbur, kanun ve kemence derslerinin yanında okul öncesi müzik eğetimi, koro, halk oyunları gibi birçok müzik dalında ders veriliyor.
24 Ekim 2007 tarihinde başlayan, 3 Nisan tarihinde sona eren dört konseri müzik yönünden değerlendirmeyi ayrı bir yazımda ele alacağım. 
 
Kültürlerin sesi projesi “Almanya Fikirler Ülkesi” girişimi tarafından yılın en seçkin etkinliği ilan edildi. 
 
Haydi, ana babalar çocuklarınızı müzik okuluna götürünüz. Yazıma başladığım alman atasözünde olduğu gibi, müziği duyduğun yerde kal, eğlen, hiç korkma, müzik yapanlardan asla kötülük gelmez.
 
 
İlter Gözkaya-Holzhey
Emekli Öğretmen
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.