KRV EYALET SEÇİMLERİNİN ARDINDAN

ABONE OL
11:48 - 23/10/2020 11:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KRV EYALET SEÇİMLERİNİN ARDINDAN

Geçen hafta Almanya’nın en büyük ve en önemli Eyaletlerinden birisi olan Kuzey Ren Vesfalyada (NRW) Eyalet Parlamentosu seçimleri vardı. Sosyal Demokratların kalesi olan bu Eyalette seçimleri yüzde 33,0 ile CDU yani Hristiyan Demokratlar kazandı ve büyük bir ihtimalle önümüzdeki günlerde yüzde 12,6 oy alan Hür Demokratlarla (FDP) ile Koalisyon kuracaklar.
Yüzde 31,2 oy alan Hannelore Kraft öncülüğündeki SPD de büyük hayal kırıklığı yaşanıyor. Seçimi kaybeden Bayan Kraft hemen istifasını verdi ve tüm görevlerinden istifa etti.
Şu demokrasi kültürüne bakınız Allah aşkına. Türkiye’de yedi, sekiz seçim kaybedenler bırakın istifa etmeyi Partide kendisini eleştiren en iyi Vekilleri ihraç istemiyle Disiplin Kuruluna veriyorlar.
Türkiye ile Alamnyadaki politik kültür, etikte aradaki fark gece ile gündüz kadar açık ve belirgin.
İzninizle ben önce bu Eyaletle ilgili sizlere küçük bilgiler vermek istiyorum: Eyaletin 18,5 Milyon nüfusu var. Bir Milyonun üzerinde Türkiye’den gelen insan yaşıyor. Toplam göçmen sayısı 4 Milyonun üzerinde. On şehir yan yana Ruhr Havzasında. Krupp, Thyssen gibi Ağır sanayinin Marka isimleri bizim Eyalette.
Eyalet tam bir Kültür Mozaiği. Yabancı iş gücü göçü 19. Yüzyılda o zamanki Çekoslovakya ve Polonya’dan gelen Maden işçileriyle başlamış. O insanların torunları bugün tamamen asimile olmuş durumda. Torunları ne Polonyaca konuşabiliyorlar nede Çekçe.
Biz şimdi onlarla aynı işyerlerinde Fabrikalarda, Devlet dairelerinde, şehir idarelerinde birlikte çalışıyoruz. Onları ama ancak sadece soyadlarından tanıyabiliyoruz. Buna artık siz uyummu dersiniz asimilasyonmu bilemem.
Almanya’da 24 Eylül’deki Genel seçim için bir Test sayılabilecek bu seçimi SPD ve Yeşiller Koalisyonun kaybetmesi biz göçmenler ve Türkler içinde hiç iyi olmadı.
Ücretsiz Kreş ve Yüksek öğrenim sözü veren SPD yani Sosyal demokratlar seçimi kaybettiler.
Geçen pazar günkü NRW Eyalet Parlamentosu seçimi için 13 Milyon insanın seçme hakkı vardı bunlardan yüzde 65,2 si sandığa gitti.
Yeşiller partisi ile koalisyonda bulunan Sosyal Demokrat Parti (SPD) yaklaşık 13 milyon vatandaşın oy kullandığı seçimde 8,5 puan oy kaybederek, ikinci sırada yer aldı.
Şimdi hükümeti kuracak olanlar varlıklılar, işverenlerden yana olan siyasi Partiler.
Yani bir anlamda dar gelirli Almanlar ve seçme hakkı olan göçmenler aynı Türkiye’deki gibi sandığa gidip patronların partilerine oy verdiler. Celladını seven Stockholm Sendromu deniyor buna.
Bu arada başka Eyaletlerde seçimlerde başarılı olan AfD diye aşırı sağcı bir parti var bu Partide bu seçimde yüzde 7,4 gibi bayağı oy aldı ve Parlamentoya girdi.
Avrupada küçük bir azınlıkta bulunan ama her zaman var olan bu gizli Irkçılık bu tip partilerle resmen kurumlarda yer ve hayat buluyor artık. Utanç verici bir durum Almanlar için.
İnanmayacaksınız ama AfD den (Almanya için Alternatif Partisi) Hamm şehrinde Türk kökenli bir Aday bile vardı.
Akıllara durgunluk verecek bir şey. Bilmemiz gereken şudurki: AfD ye oy verenlerin hepsi protestodan vermiştir.
Peki nedir onlar? Buraya gelen 1 Milyonun üzerindeki Mülteci göçü, Berlin’de TIR la Noel pazarına dalan ve 12 kişiyi katleden Işid`in Terör eylemi, Türkiye’den siyasilerden Almanya’ya yapılan, gelen hakaretler, yasaklar (İncirlik Üssüne Vekillerin girememesi). İki ülke arasındaki gerginliklerin hepsi burda sandığa yansımaktadır. Eyaletteki Otobanlardaki tıkanma, köprü inşaatlarıda seçimde tavrı belirleyen nedenler arasında sayılabilir ama en önemlisi iç güvenlik ve terör eylemleriydi.
, Avrupalı Hristiyan toplumlar yukarda saydığım nedenler dışında ‘’ Refahı ‘‘İslam ülkelerinden gelen kültürü, dini inancı çok farklı çoğunluğunun buraya uyumda zorlandığı Mülteciler ya da başka gruplarla paylaşmak ve ülkelerinde terör görmek yaşamak istemiyor olay bu.  Yineliyorum belki ama İç Güvenlik bu seçimlerde önemli bir rol oynadı. İnsan canı burda çok önemli ve ‘’ pahalı’’.
Bu seçimde bende Partideki görevlerim, Belediye Meclis Üyeliğim nedeniyle aktif çalıştım. Bölge Milletvekili Adayımızla ev ziyaretleri, Bilgilendirme masalarında, Afişleme, evlere broşür dağıtmada Türkçe haber yaparak Seçim bildirgesini Türkçeye çevirerek, birde sosyal medyayı kullanarak, son olarakta Belediye tarafından görevli olarak Sandık Kurulunda çalışarak Partiye ve Adayımıza katkı sunduk.
Çok yorulduk. SPD olarak Seçimi kaybettik ama Bölge Adayımızın direkt seçim bölgesini alması ile SPD nin Hammda 1. Parti çıkması biraz olsun yüreğimize su serpti.
Seçim sürecinde diğer gözlemlerimden biriside seçme hakkı olan Türklerin ezici çoğunluğunun sandığa gitmemesidir. Oysaki Almanların çoğu sandığa gitmek istemediği zaman oylarını mektuplada yollayabiliyorlar. Bunu bizim insanlarda yapabilir(di).
Seçimler demokraside çok önemli, halkın politik sürece etkisi ve katılımı için hayati önem taşır.
TÜRK KÖKENLİ 11 SİYASETÇİ MİLLETVEKİLİ ADAYIYDI
Ama ne yazık ki sadece dördü seçildiler. SPD den 3, Yeşillerdende 1 aday seçildi. Serdar Yüksel ikinci kez (Bochum-Herne bölgesinden) İbrahim Yetim ikinci kez (Wesel bölgesi) ve Volkan Baran ilk defa (Dortmund bölgesinden), Berivan Aymaz ilk defa (Köln’ den) seçilerek Eyalet Parlamentosuna girdiler.
Aday listelerinde Türkiye kökenli en fazla adayı Sol Parti gösterdi. Sol Parti’nin Kuzey Ren Vestfalya’daki liste başı adayı Özlem Alev Demireldi. Sol Parti ayrıca Aslı Nau ve Ezgi Güyildar’ı milletvekili adayı gösterdi. Sol Parti’nin yüzde 5 barajını aşması durumunda her üç Türkiye kökenlinin de parlamentoya girmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Bende şahsen Sol Partinin Meclise girmesini isterdim. Özlem Alev Demirelle Hammdaki bir Mitinginde tanışmıştım. Münsterdeki Akarabalarını zaten çok yakından tanıyorum (Yazar Molla Çetin Demirel). Üzücü belki ama Sol Parti yüzde 4,9’la 5 Puan seçim barajına takıldı. Bize yine en yakın Partilerden birisi olan Yeşillerinde aşırı oy kaybetmesi sürpriz oldu. Yine bu arada Korsanlar partisi de Baraja takıldı.
TÜRK KÖKENLİLER HANGİ PARTİLERİ TERCİH EDİYOR?
Merkezi Essen kentindeki Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı (TAM) Türk kökenlilerin hangi partiye, hangi gerekçelerle oy verdiğine ilişkin 2016’nın mayıs ayında bir araştırma yaptı. Göçmenlerin hangi partiyi tercih ettikleri konusunda onların kökenlerinin bulunduğu ülkede edindikleri tecrübelerin, Almanya’da yaşadıkları sürenin, toplum tarafından ne ölçüde kabul gördüklerinin ve seçimlere katılım imkanlarının rol oynadığı ortaya çıkıyor.
“Şimdi seçim olsa hangi partiyi seçerdiniz?” sorusuna geçmiş dönemlerde olduğu gibi şimdi de Türk kökenli seçmenlerin —Alman vatandaşı olsun ya da olmasın- yüzde 65’i Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) oy vereceğini açıklamış. Yüzde 12’si Hristiyan Demokrat Birlik partisini (CDU), yüzde 10’u Sol Parti’yi diğer yüzde 10’luk kesim de Yeşiller Partisi’ni tercih edeceğini belirtmiş. Hür Demokrat Parti’yi (FDP) yüzde 1’den daha bir kesimin benimsediği, yüzde 2’lik bir kesimin ise diğer partilere oy vereceğini açıklamış. (Sputnik News Türkiye)
Genel seçime etkisi olacağı düşünülen bu seçim sonuçlarının 24 Eylül’de yapılacak Genel Seçime yansımaması en büyük dileğimiz. Çünkü CDU nun Kohl dönemiminde burda bize AB de Türkiye’ye uyguladığı ayrımcı, dışlayıcı muamele ortada ve hala zihinlerde.
Oy hakkı olan vatandaşlarımızın kızıp, küsüp ya da belirli mercilerin, yerlerin etkisi altında kalıp sandığa gitmemeleri ilerde her türlü siyasi talebimizin, rol alma arzumuzun ret edilmesine yardımcı olacak, neden olarak gösterilecektir.
Masada olmak istiyorsan toplumsal olaylarda sürecin içinde, alanda olman gerekiyor.
Baskı altında kalmadan, oyların çalınmadığı ve doğru olarak sayıldığı seçimlerde oy vermek her duyarlı, bilinçli birey için güzel bir duygu olsa gerek.
 
Aşk ile
Selam ve sevgiler
Mehmet Tanlı
 

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.