KRİZ DEVAM EDİYOR VE TUTUKLANAN İZİNCİ MUHALİFLER

ABONE OL
11:48 - 23/10/2020 11:48
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KRİZ DEVAM EDİYOR VE TUTUKLANAN İZİNCİ MUHALİFLER

Almanya ile AKP Hükümeti arasındaki Kriz Ankara’nın daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşan Almanya seçimlerinde burada yaşayan Türkiyeli seçmenlere boykot çağrısıyla yeni bir boyut kazandı.

Bu Boykot çağrısına tepki gösteren Alman hükümet yetkilileri ve politikacılar CB Erdoğan’ı direkt içişlerine karışmakla suçladılar ve Erdoğan’a yoğun tepki gösterdiler.

Herkes artık şunu bilmelidir ki Ankara’dan Almanya’ya her tahrik, hakaret ve kışkırtma buradaki Türklere uzun vadede zarar verecek, ortak yaşamı, buradaki komşuluk ve ikili ilişkileri gerecektir. 

Ayrıca birde işin ekonomik, psikolojik boyutu var. Burada müşterileri Almanda olan Türk kökenlilerin işlettiği onca işletme, dükkân, firma var. 

Bunların yanı sıra bu gerilim politikası değişmezse sokaktaki Almanların bize bakış açısı tamamen değişecektir.

Belki de devlet dairelerindeki muamele yavaşlayacak ve hayatın birçok alanını ne yazık ki hep negatif etkileyecektir. 

T.C Cumhurbaşkanı Erdoğan bu boykot çağrısında biliyorsunuz SPD, CDU ve Yeşillere oy vermeyin onlar Türkiye düşmanı demişti. Diğer kalan Partileri ne kadar tanıyor acaba CB Erdoğan? Ne yapsın şimdi vatandaş Almanya için Alternatif yani AfD ye, Sol Parti ya da zenginlerin partisi FDP ye mi versin?

Bence bunların arasında isteyen Sol Partiye oy verilebilir ama diğer ikisi bize uymaz.

Ama bunu bilse sayın CB ona da şiddetle karşı çıkacaktır.

Suçlamaların odağında olan, hakaret edilip, yaşı sorulan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriele gelecek olursak. Biri Ahlen`de diğeri de Berlin’de Bundestag`ta (Alman Federal Parlamento Binası) olmak üzere iki toplantıda kendisini SPD li Hamm-Heessen Bld. Mecl. Üyesi olarak yakından tanıma ve konuşma fırsatını buldum.

Sigmar Gabriel kesinlikle ne Türk nede Türkiye düşmanı. Adamda sıfır kibir sıfır kompleks var. Bizim SPD de yani Alman Sosyal demokrat Partisinde bir gelenek olduğu için bu toplantılarda birbirimize sen diye hitap ettik.

Türkiye ve Türkiyelilere sempatiyle bakan Almanya gibi güçlü bir ülkenin Dışişleri Bakanına bu suçlamaları getirmek mantıksız bir şey. Burada dört milyona yakın insan yaşıyor hem de dört kuşaktır. 60 yıl olmuş buraya Türkiye’den göç başlayalı. Bu insanlar buralı artık Türkiye’den duygusal olarak kopmasalar bile.

Biraz empati lütfen. 

Bu insanlar rahat bırakılmalı onlar ne yapacaklarını, hangi partiyi seçeceklerini bilirler. Biz çocuk değiliz. 

CB Erdoğan’ın seçimleri boykot çağrısına uyacak olan insanlar yaşadıkları, refahını paylaştıkları, insan muamelesi gördükleri bu ülkeye büyük haksızlık etmiş olurlar ve toplumun dışında kalırlar.

Çünkü realite çok farklı. Sorunların çözümü politikadan geçer. Bu nedenle ve ciddiye alınmak istiyorlarsa buradaki her seçmen mutlaka sandığa gitmeli, siyasi yaşama ağırlığını koymalı, Adaylarla tanışmalı onlara sorunlarını, sıkıntılarını aktarmalı, çözüm önerilerini sunmalılar.

Almanya’da Türkiye’deki AKP Hükümetinden ve CB Erdoğan’dan gelen suçlamalara karşın şu açıklama yapılıyor: Biz ne Türklere nede Türkiye’ye karşıyız. Karşı olduğumuz sadece Erdoğan’ın baskıcı, insan haklarını, basın özgürlüğünü hiçe sayıp kendi ve bizim suçsuz vatandaşlarımızı hapise tıkayan politikalarıdır. Hakarete uğrayan biziz ve kendimizi savunuyoruz diyor Alman tarafı. 

Tüm bu Kriz devam ederken Almanya ya da Avrupa’dan Türkiye’ye izine giden birçok (muhalif) insanın özelliklede çifte ve Türk pasaportluların Gümrük kapılarından, hava limanlarından pasaportlarına ‘’ Kamu düzenini bozar, sakıncalı şahıs ‘’ muamelesi yapılarak giremez mührü vurulup ya geri çevrildiği ya da hapise tıkıldığıdır. 

Bu kabul edilemez bir şey. Bu konuda da AKP Hükümeti uluslara arası Platformda çok zorlanacaktır. Ülkenin İmajı içinde iyi bir şey değil küçük sebeplerden insanların özgürlüğünü gasp etmek. 

Bu konuda ARD, ZDF, WDR, RTL, SAT 1 gibi önemli Alman TV Kanallarında ve yazılı medyada sayısız haber çıktı. En son Wuppertal’dan bir T.C vatandaşı Sosyal Medyadaki Paylaşımı nedeniyle Türkiye’de tutuklanmıştı.

Birçok aile bu nedenle mağdur ve tereddütle buradan izine gitmede. İnsanlar endişeli. Alman Dışişlerinin açıklamasına göre bugüne kadar yüzün üzerinde bu muameleye maruz kalan muhalif insan varmış.

Yazık değil mi bu insanlara?

Bunları Uluslararası Hukuk insan hakları ve seyahat özgürlüğünü kısıtlama olarak görüyor ve mağdur kişilerin hepsi, akrabaları aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açmaya hazırlanıyorlar.

Yine Federal ve Eyaletlerin İçişleri Bakanlarına bu konuda Almanya’daki Türk muhbirlerin, ispiyoncuların ve Ajanların yakalanıp oturumlarının iptali için birçok Federal ve Eyalet Milletvekilinden yapılan ciddi çağrılar ve bu konuda yapılan hazırlıklar var.
Bunlara Alman İnsan Hakları savunucularının, Gazeteci Deniz Yücelin, Çevirmen Meşale Tolun’unda tutukluluk halinin hala devam ettiğini eklersek Almanya ile Erdoğanlı AKP Hükümeti arasındaki ilişkileri zorlu bir gelecek beklediğini söyleyebiliriz.
Ülke nereden nereye geldi dostlar. Dehşet gelişmeler yaşıyoruz şu günlerde. Takışmadık komşu ülke kalmadı bitti ve şimdi sırada Almanya var. 

Aşk ile dostça selamlar

Günün sözü: Cahillik aklın gecesidir, ama aysız ve yıldızsız bir gece. (Konfüçyüs)

Mehmet Tanlı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.