KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR

ABONE OL
19:03 - 01/10/2020 19:03
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

” Sevgili türkce ögretmenim,ben hic bir zaman Atatürk ü elestirmedim,Yaptiklari Tüm icratlara katiliyorum.Atatürkcülük masa basinda raki toküstürarak olmuyor,diyorsunuz ki bu nasil Türkce ne yapalim Almancamizda yarim kaldi ,Türkcemizde.Kimsiniz? Nesiniz? Necisiniz? diye sormussunuz,ben deniz okumayi,arastirmayi seven bir Türk vatandasiyim.Evet itiraf ediyorum yazim kurallarindan bu denli uzak olmam benide cok üzüyor.ne yapalim köylü milletin efendisi degilmiydi?Unutuyordum Laikligi yasam bicimi olarakta kabul ediyorum,yeter ki din düsmanligi olmasin.Türk milletin en büyük kaybi GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü ERKEN KAYBETMEMIZ.kim vesile olduysa erken ölmesine veya öldürülmesine ALLAH belalarini versin.saygilarim la türkce ögretmenim.Takma isimle hic bir yere yorum yazmamisimdir”

Yukarıdaki tümceleri ben kurmadım. Bir illetime yanıt olarak, adı bende saklı bir okurdan geldiler bana. Kolayca anlaşılacağı gibi, bilgisayarında Türkçe harfler olmayan bir okurdur bu arkadaş. Bilgisayarda Türkçe harfler olmaması dilimizin en basit yazım kurallarını bile çiğnemenin özürü olamaz doğal olarak. Dil adları özel adlardırlar ve tümcenin her yerinde büyük harfle başlanılarak yazılırlar Onlara ulanan çekim ekleri yukarıdan ayırma işaretiyle ayrılırlar. Bu işaret tüm bilgisayarlarda vardır. Büyük harflerin nerede kullanılacakları, nerede kullanılamayacakları kuralı da çok açık ve çok basit bir kuraldır. Canınızın istediği yerde harfi küçük, istemediği yerde büyük kullanamazsınız. “Atatürkçülük masa başında rakı toküstürarak olmuyor.” Bu değerlendirmeyi tüm Kemalistlere yapılmış bir hakaret sayıyor, aynı sertlik ve saygısızlıkla sahibine geri çeviriyorum. Ben; Atatürkçü değilim. Ben, Kemalistlim. Kemalizm, bir dünya görüşü, bir yaşam biçimidir.

Hani deveye sormuşlar, “Boynun neden eğri?” diye. O da; “Nerem doğru ki!” diye yanıtlamış ya soruyu. Bu iletinin de her yeri eğri. “Almancamizda yarim kaldi, Türkcemizde.” Güzel kardeşim; yarım kaldıklarının ayrımındasın, bak! O zaman önceliği eksiklerini tamamlamaya vereceksin! Ben de tam bunu söylüyorum. Bilgi sahibi olacaksın! “Bendeniz” in aslı “bende”dir. “Köle” anlamına gelir. Bu durumda, bendeniz de köleniz demektir. Ayrı yazılmaz. Yanlışa düşmemek için Türkçesini kullanacaksın! İşte; ben de tam bunu anlatmaya çalışıyorum. Ha kimse kimsenin kölesi değildir, olmamalıdır. Ne demiş Türkçenin koca ozanı Nazım: “Yok edin insanın insana kulluğunu!”
Ne demiş?

Sizinle bir anımı paylaşmama izin verin lütfen! Evliliğimizin ilk yıllarında rahmetli babam, bize kahvaltıya geldi. Eşim, konuğumuza güzel bir kahvaltı sofrası donattı. İlk bardak çayını bitiren babam, ikincisi için bardağında kalan artık çayı peynir tabağına boşaltınca eşim, şaşkınlıkla “Ne yaptın baba?” diye sordu. Babamın verdiği yanıt daha da şaşırtıcı olmuştu. “Ne yapalım kızım? Biz köylüyüz…”

Bu arkadaş da yazım kurallarından, kendi anlatımıyla, bu denli uzak olmasını “Ne yapalım köylü milletin efendisi değil miydi?” diye açıklamaya çalışarak, belki bilmeden, belki de bilerek köylüye hakaret ediyor. Ben de bir köylüyüm. 42 yıllık Türkçe öğretmeniyim. Dilimizin yazma ve konuşma kurallarını anamın karnında öğrenmedim. Öğrenmenin yaşı yoktur sevgili köylü kardeşim, sen de öğren!

Laikliği yaşam biçimi olarak kabul etmene de şapka çıkarıyorum. Yıldız Bey de onu anlatmaya çalışmıyor mu aslında? Laiklik, olası din düşmanlığının da güvencesidir. Laik; kimsenin dinine düşman olmaz. Dinin devlet işlerinin yürütülmesinde ölçüt olmasını yadsır. Anlayacağın sevgili köylü kardeşim, dini devlet işine karıştırmaz, karıştırılmasına izin vermez, karıştırmaya yeltenene haddini bildirir.

Takma ada gelince; benim adım, gerçekten, Hasan Arslan’dır. Takma ad kullanmam. Sana yazdığım iletide de takma ad kullanmadım. Nereden çıktı bu ad Allah aşkına?

Paşa’nın Petit Parisien muhabirine dediği; “Biz ne Bolcevikiz ne de komünist, ne de bir diğeri oluruz.”
doğrudur. Güzel dememiş mi? Hem de çok güzel demiş. İşte; ben, tam da o nedenle Kemalistlim. Bana ne alemin bolşevizminden ya da bilmem nesinden. Bana Kemalizm yeter. Yıldız Bey de işte tam bunu anlatmaya çalışıyor. Bir noktaya açıklık getirelim: Kemalizm’de milliyetperverlik (ulusseverlik) vardır da dinimize bağlılık yoktur. Tüm dinlere eşit uzaklıkta durmak, tüm dinlere ve dinsizliğe saygılı olmak vardır.

Mustafa Kemal ve İnönü ile ilgili bildiklerini bir kez daha gözden geçirmeni öneririm. Sana bu konuda Turgut Özakman’ın yazdığı “Vahdettin, M.Kemal ve Milli Mücadele” adlı, belgelere dayalı araştırma çok yardımcı olacaktır.

İsmet Paşa’ya İnönü soyadının neden verildiğini bilmen gerekir. Eskişehir ilimizin İnönü ilçesi dolaylarında, kendi yönettiği ulusal güçlerden sayıca kat kat fazla, donanımca kat kat üstün olan Yunan güçlerini, bir değil iki kez püskürten İsmet Paşa’ya “Sen, orada yalnız düşmanı değil, milletin nakıs kaderini de yendin.” telgrafının çekildiğini, soyadı yasasının çıkmasından sonra da İnönü soyadının ona M. Kemal tarafından verildiğini, onların ilişkisinin arkadaşlık ilişkisinden de öte, bir kardeşlik ilişkisi olduğunu sağır sultan bile duydu da sen mi duymadın?
Allah seni bildiği gibi yapsın! Gülmekten çatlayacaktım sanki şu senin deli saçması savını okuyunca.
“Oysa İnönü savaş süresince Hitlerden tarafa olmuş ve tüm Chp’lilerin ve devlet memurlarının bıyıklarını Hitler gibi kesmesini emretmiştir.” Eh pes artık, pes doğrusu, pes yani!

Lafı uzattık. Sözün özü; şu tümcen senin gerçek kimliğini de gösteriyor: aslında. “ATATÜR CAGDAS ILERICI MILLI GÖRÜS sahibi bir liderolarak taniyorum.”

Fazla söze ne gerek var? Senin de her yerin eğri be kardeşim!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.