KORKUTAN SÖZLER

ABONE OL
18:13 - 01/10/2020 18:13
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KORKUTAN SÖZLER


Bazı kelimelerin konuşulması belli bir süre korku yaratır. Üzerinden zaman geçmesi, bazı olayların 
değişmesinden sonra açık veya gizli yasak kalkar.

Van-Erciş Yatılı Bölge Okulu’na 1963 yılında başarılı yeni mezun öğretmenler tayin edilmişti. 
Ankara’dan gönderilen yedi öğretmen dışında öğrenci, personel Kürtçe biliyor ve kendi aralarında 
rahatlıkla ana dilinde konuşuyorlardı.

Okul ve ilçeleri kurayla seçildi. Şerefli Koçhisar’da da Yatılı Bölge Okulu olduğu halde değişmeyi 
düşünmedim. Tanıdık ve akrabalar babama kızını doğuya gönderme dedikleri halde, babam benim 
ısrarıma dayanamadı.

Meslek hayatımın unutulmayacak anılarını orada yaşadım. Ben onların dillerini bilmeden Türkçe 
öğretiyordum. Tam durumu Almanya’ya gidince anlayacaktım, daha doğrusu sorun olduğunu. 
Alman öğretmenlerin Türkçe bilmeden Türk öğrencilere Almanca öğretmesinde gördüğüm sorunlar, 
anılar beni geçmişe götürdü.

Türkiye’de 1980 yılı darbesinden sonra iltica ederek yurtdışına giden PKK sempatizanları bütün 
devlet ve özel kuruluşları uyardılar, Türk öğretmenlerin Kürt öğrencilere yardım edemediğini 
açıkladılar, bazı gençler ve kadın evlerinde Türkçe konuşmayı yasak eden eğitim ve öğretmenleri 
tayin ettirdiler. Böylece korkulan Kürt, Kürtçe kelimelerine önce alışamadım, Berlin Öğretmen 
Sendikası’ndan, protest olarak üyelikten istifa ettim. İlk ilgi gösteren Protestan kilise din görevlileriyle 
yapılan toplantılara çağrılmadım, zira biz Türk öğretmenler PKK sempatizanların Türkiye’yi 
karaladıklarına inanıyorduk.

Zamanla yapılan hataları kavramak için bazı değişimler gerekti.
Kürt sorunu ile PKK terör örgütünü ayrı görmeyi hâlâ, bugüne kadar Almanya’ya anlatamadık. 
Elçilikler basılıp Alman polisi tehlike ile karşı karşı gelince anlaşılır gibi bir ortamda terör örgütü 
yasaklandı.

Batı, Kürtlerin çoğunun Türk üniversitelerinde okuduğunu, profesör, doktor, avukat ve büyük 
ticaretin içinde olduklarını bilmek istemiyor. Parlamento içinde Cumhurbaşkanı dahi oldukları 
anlatılınca zaten dinlemiyor. Bildikleri Kürt topraklarında yaşamıyor, çoğu Batı Anadolu’da ve 
Marmara Bölgesi’nde ikamet ediyor.

Genelleme hem kolay, hem de işlerine geliyor. Türkiye kendi sorununu kendisi tartışmaya açsaydı, 
bugünkü kavram kargaşası olmazdı. Yani dile yasak, insana işkence yapılmasaydı, Batı mazlum 
sandığı tarafa destek vermezdi. Dünya, Doğu illerinde baskı altında yaşayan Kürt halkının kurtuluş 
savaşı olarak görüyor.



Çeşitliliği kabul etmeyip, halkı aynı yapmaya çalışmak, yani asimile etmek geçici bir süre barışı 
sağlıyor. Etnik gruplar yeryüzünde renklerini kaybetmek istemiyor. İnsan sosyal varlıktır, ama 
doğaya aittir. Bir tek çiçek cinsini, türünü kaybetmek doğayı eksiltir. Çeşit ve renkleri korurken çeşitli 
dil ve kültürleri de korumak gerekir. Birbirinin içine giren, aynı olan insan özelliklerine, başka olan 
özellikleriyle özümlenmezse, karşılıklı saygı ve yaşam hakkı verilmezse, böyle bir sosyal 
patlamadan kaçınılmaz.

Biriken fazla şişirilmiş bir balon gibi sorun ve tarihte bugüne kadar yapılan hatalar patlak verdi. Doğu 
ve Güneydoğu adeta savaş alanına döndü. Birçok vatandaşın geçim kaynağı turizm kan, analar, 
kadınlar, çocuklar ölen şehitlerine ağlıyor. Bir anne aynı günde iki oğlunu kaybedebiliyor, biri asker 
diğeri terörist olarak.

Kürtlerin yurtiçindeki durumu İngiltere’de İskoçların, İspanya’da Baskların durumu ile aynı olduğu 
halde çözüm aynı değil. Türkiye’de demokratik ortamı iyi kullanıp, politik oyunlara alet etmemeli. 
Kürt halkı oy kazanma aracı olarak kullanılmamalıdır. Sorumlular değişik düşüncelere açık olmalıdır. 
Yurtiçinde sorunu görmezden gelmek, çözümü dışa atmak ülkenin zararınadır.

Dışarıdan gelen çözüm Türkiye için yıkımdır. Bütün halk, ama önce politikacılar doğru kararlar 
almalı, birbirlerini dinlemeleri gerekir.

Cem Özdemir, Almanya’da Türkler için ne istiyorsak, Türkiye’de de Kürtler için istenmelidir, dediği
zaman biraz yadırganmıştı, ama bugün bu ifade çözüme ışık tutabilir.

Hoşça kalın!

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.