KORKUNUN MASALI

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Korkuyu güncel yaşamımızı hâkimiyeti ele almadıkça masal sayabiliriz. Bu durumda güvenliği için insanlar sigorta yaptırır. Zamanında doktor kontrollerine gider, hasta olmayı beklemez. Erken teşhis tedaviyi kolaylaştırır, hatta hastalık önlenebilir. Aşılarla hastalıktan korunur.

Yeraltı veya yerüstü tren istasyonlarında geç saatte yolda olan bir insan, kabinde yalnız kalmamaya dikkat eder. Berlin’de yeni yapılan modern trenlerde baştanbaşa yürüyebilir yolcu. Mümkünse otobüse biner ve şoföre yakın bir yere oturur.
O halde korkulara karşı tedbirler alınır. Korku sevinç, üzüntü gibi insana ait doğal bir duygudur. Yeni doğan bir bebek çevresinde gürültü duyunca korkusunu ağlayarak gösterir, elektrik süpürgesi, anne baba bağırarak kavga eder veya konuşursa korkar. İleriki aylarda sütten kesilmekten endişe duyar. Burada doymaktan ziyade psikolojik korku, anne sıcaklığından, yakından ayrılmak onu üzer.
 
Özel Türk televizyonlarda gösterilen evlenme programlarında genç kadınlar Allah korkusu olan erkek arıyorlar. Hâlbuki onun büyüklüğüne inanıp, saygı ve sevgi imanda esas alınmalıdır.
Aziz Nesin her şeyi O bilir, O kadirdir konusunu hikâyelerinde sık sık dile getirip halkını kadercilikten korumaya çalışmıştır. Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a havale et. Cehennem korkusuyla verilen din bilgisi tamamen hatalıdır. Korkudan Korkma kitabında İstiklal Marşı’nın Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen … sözünü çıkış noktası olarak ele almış, bize korkmayın demişti.
Uğur Mumcu’yu anma gününde CNN-Türk’ten konuşmacı olarak gelen Enver Ayseven konuşmasında Can Baba’dan bir alıntı söylemişti. Can Yücel’e ülkeyi iç dış düşmanlar bölecekler, demişler O da: “Bölsünler namuslular, namussuzlar diye ayrılsın,” demiş.
Korkuları pozitif yöne çevirmek isabetli olur, belli ederek düşmanına fırsat vermemek gerekir. Seni aynı konuda odaklayıp geri kalmanı sağlarlar.
Gece karanlıkta toplantıdan dönen bir kadını arkasında bir adam takip ediyormuş. Kadın çabuk yürürse, o yabancı adam da çabuklaştırıyormuş adımlarını. En sonunda kadın durup onu beklemiş ve şöyle hitap etmiş: “Beyefendi, korkuyorum, evime az bir mesafe kaldı. Bana refakat eder misiniz?” Eve varınca eşine tanıtmış, böylece aile dostu olmuşlar. Konuşma esnasında adamın niyetinin kadını korumak olduğu ortaya çıkmış.
Bazı korkular yanlış anlaşılmadan türeyebilir. Çıkış noktasını, sebeplerini bulmak korkuya karşı mücadeleyi kolaylaştırır.
Türkiye korkusuna teslim olmadan önce tarihçileri, toplum psikologları ile korkudan korkmamayı öğrenseydi, Sarkozy’nin aklına inkâr yasası çıkarmak gelmezdi. Paris’te protesto edenler enerjilerini elli seneye dağıtsalardı, güçlerini daha pozitif gösterirlerdi. Benim gibi öğretmenler yıllardır Avrupa’da ders kitaplarına Türkiye tarihi neden girmiyor, diye çığlık atıyoruz. Hata yapılmışsa, Fransa, Almanya o zaman tarihin sayfalarında kendilerini bulacaklardı. Berlin-Spandau Kant Gymnasium’da otuz yıl önce kızımın sık sık tarih derslerinde kapıyı vurarak dersi terk ettiğini çok iyi hatırlıyorum.
Çocuklarımıza ağır yükler verdik onlara tek başlarına sanki Türkiye elçisi gibi davranıldı. Hâlâ sınıflarda yalnız olan öğrencilere bazı alman öğretmenler böyle davranıyorlar.
On bir yaşındaki öğrenci Volkan, Coğrafya dersinde diğer öğrenciler gibi hür olmak, kendisi Hindistan’ı konu olarak seçmek istiyor. Ailesinde çok öğretmen akraba var, Türkiye’yi her yıl tatillerde tanıyor. Sen türksün, onun için Türkiye’yi işleyeceksin, diye bir zorlamayı pedagoji metotları kaldırmaz.
Bir İngiliz atasözü Alman Korusu’nun toplum olarak çok belirgin olduğunu gösteriyor. Varlıklı olmaları, en sık seyahat eden bir halk olduğundan olabilir. Sigorta sayısında Almanya başta geliyor. En sık doktora giden de onlar. Bugün sağlık sektörü bile korkuları ticarette kaynak olarak kullanmasını iyi biliyor. Çevre kirlenmesi konularında, gürültüye karşı önlemlerde biz Türkler de faydalanıyoruz.
Eksi yirmi derecede Berlin sokaklarında yaşayan on bin insanın artık işini, evini ve ailesini kaybetme korkusu yok. Onlar şiddet ve soğuktan korkuyorlar.
Ülkelerin toplum korkusu bulaşır mı, bulaşır. Amerika’da en çok alınan haplar İslam terör korkusundanmış. Komünist idareler dağılıp, demir perde kalkınca yeni bir düşman gerekiyordu. Yoksa silah tüccarları neyle geçineceklerdi, silah fabrikalarının kapanmaması için yeni bir düşman bulunmalıydı. Zira İslam 2000 yılında var olmadı.
Aklımızı, mantığımızı kullanmazsak ilaç ve psikolojik terapiye ihtiyaç duyulur. Kenan Kolat’a gelen tehdit mektuplarda yeni Naziler Türkler Almanya’yı ter kederlerse bir sorun yok diyorlarmış. Yani o zaman öldürmeyecekler. Parti reklâmlarında sihirli halıya oturtup gönderiyorlar ya, işte öyle. Terk etmek düşmana teslim olmak anlamına gelir. Bu yılların emeğine haksızlık olur. Elli yıldır Almanya’nın kalkınmasına, Türkleri öldüren doğu Almanların hiç bir emeği yok. Türkler en zor işlerde çalıştılar. Başbakan olma hakkı aslında önce Türk kökenli yenialmanındı. “Türk kökenli Almanların iyi yerlere gelmesi, yükselmesi haber olmadığı gün, uyum sağlanmıştır.”
Korkulara teslim olmamalı, ölüm her yerde olabilir. Türkiye’de yazlığınızda bir kapkaççı veya bağırma diye ikaz ettiğiniz bir seyyar satıcının elinde ölebilirsiniz. Ölümden korkma yerine tedbirler almalıyız.
 
Dr. Meryem Schouler-Ocak’ın da konuşmacı olarak katılacağı etkinlikten sonra bu tedbirleri yazacağım. Konu şöyle:
Irkçı ve Ayrımcı şiddetin göçmenler üzerinde psikolojik etkisi.
Terapi, psikiyatri uzmanları bize yol gösterecektir. Etkinliklere yalnız gitmemek, işverenlere özel koruma çare olabilir.
Korkular doğuştan başka, deneyim ve duyumlarla öğreniliyor. Korkuyu öğrendiğimiz gibi, unutmayı becerip, hiç değilse yaşamımızı daraltmasına izin verilmemelidir. Negatif duygular bilinçaltına itilirse insanı ruhen hasta yapar.
Korkunuzla barışık kalın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Kaynak:
Gerhard Bleckmann, Angst, Anatomie eines Gefühls, Berliner Zeitung, Prisma S. 6, 4.2.2012
Bücher dazu:
Martin Häusler, Fürchtet Euch nicht, Scorpio Verlag
ISBN 978-3-942-16635-5
Walter Krämer, Die Angst vor der Woche, Piper Verlag
ISBN 978-3 492-05486-7
H.Fensterheim, Jean Baer, Das Anti Angst Training, Mosaik Verlag. ISBN 978-3-570-03750-9
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.