KORKU DAĞLARI SARDI

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Bugün Türkiye daha umutlu, daha kararlı, daha güvenli uyanıyor.
İnsanlar, birbirlerini güler yüzle ‘’Günaydın!” diye selamlıyor.
Dün ( 22 Mayıs 2010) Türkiye’nin kalbi Ankara’da 23 Nisan 1920’lerin duygusal kararlılığı vardı.
Ülkemde aydınlar, demokratlar, yurtseverler; içeride ve dışarıda tüm baskılara, korkutmalara, toplama kamplarına hapsedilmelerine rağmen verdikleri mücadelenin boşa gitmediğinin görmelerinin gururunu yakalarında şerefli bir madalya olarak taşıyacaklar.
Yoksul ve umarsız bıraktırılmış halkımızın gözlerinde umut ışığı parlamakta. Artık yarınlara karamsar değil, güvenle bakabilecekler.
Bugünden başlayarak, karşı devrimciler için, işbirlikçiler için, Laik Cumhuriyetin karşıtlarının odağı AKP için tehlike çanları uzaktan değil, beyinlerinde çalmaya başladı.
Aslında bu cemaatçilerin korkusu geçen yerel seçimlerle başlamıştı.
CHP’nin yükselişe geçmeye başlaması ile vurguncuları, karşı devrimcileri, kalemini, ülkesini, vicdanını satan hormonlu entel soytarılarını, AKP’yi özellikle Tayyib Erdoğan’ı bir korkulu gelecek sancısı sarmaya başlamıştı.
Türkiye’nin rejim değişikliği kurgusuna engel olarak görünen; CHP, TSK, yurtsever aydınlar, ilerici demokratlar, tüm baskılara direnmeye çalışan yüksek yargı organları, sendikalar, üniversiteler, bilim adamları ve Avrupa İnsan Halkları Mahkemesindeki Türkiye temsilcine varıncaya kadar hedef alındı.
TSK’ye yapılanları ibretle izledik. Yurtsever aydınlar, demokratlar, terörle canları pahasına mücadele edenler özel görevli tarikat savcılarınca toplama kamplarında, ne için tutulduklarını bilmeden derdest edildiler.
YÖK Başkanlığı, Malezya modelcisi, profesörlüğü şaibeli birine teslim.
Yüksek Yargı tarikat sarmalına alınmak üzere.
AİHM’e AKP’nin yıkım siyasetini ‘’ramazan ayında içki içmesine karışmama” karşılığı destekleyen geniş mideli Prof. unvanlı numaracı cumhuriyetçinin karısı gönderildi. O hatun da orada canla başla AKP’nin temsilcisi olarak oraya atanmanın hakkını verecekti.
Atatürk’ün partisi CHP, AKP’nin niyetini halka anlatmaya başlayınca tuzaklar kurulmaya başlandı.
Perinçek, AKP ve işbirlikçilerin planlarını ortaya çıkarınca, çeteci olarak saf dışı edilmek istendi.
Tuncay Özkan, kanalında bu cemaat vurguncularını yolsuzluklarını belgeleriyle ortaya koyunca AKP’ye darbe yapıp alaşağı edeceği savıyla cemaat savcılarınca, hâkimlerince tutuklandı.
Baykal, Türkiye’ye sahip çıkma hamlesini çirkin bir komployla saf dışı bırakmak istediler. Ama yanıldılar!
Lideri saf dışı edilince CHP’de çözülme başlayacağını, solun ve sosyal demokratların oylarını parçalayıp, AKP’yi kurtarma planları tutmadı. Naylon partilerin varlığı geçersiz kılındı.
CHP, tarihi sorumluluğunu hatırladı.
Laik Cumhuriyete, Kemalizm’e, Bağımsız Türkiye’ye inançlı yurttaşlar tek yumruk oldu. Ve bu ilkelere sahip çıktı.
Bu yürüyüşü ne Tayyip Erdoğan’ın, ne Atlantik ötesi güçlerin, ne hormonlu mandacıların durdurmaya güçleri yetmeyecektir.
Bu yürüyüş Çağdaş Türkiye’nin tekrar demokrat kimliğine bürünene kadar devam edecektir.
Bunun belirtisi yandaş medyanın, liboşların, şeriat özlemcilerinin paniklemesinden görebilirsiniz.
Diaspora şakşakçıları, Kafasına türban benzeri bez dolamış, makyajın en alasını, boyanın en pahalısını sürüştürmüş, top model Bengisu, Liboş Medya fareleri, Doğu Ergil gibiler şaşkınlık içinde bu şahlanışı küçültmeye çabaladıkça rezil oluyorlar.
Hele Kürtçü, Şeriatçı, RTE dalkavuğu Mehmet Metiner biçaresi. Aklınca, Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek hınç alacağını sanıyor.
Hakaret ederken, kimliklerini de, kafalarındaki ihaneti de ağızlarından kaçırıyorlar.
Genel Sekreterliğin Marksist, komünist partilerde olacağı cehaletini bilgiç edasıyla söyleyebiliyor. Kılıçdaroğlu’nun etnik kökenini inkâr ettiğini, mezhebini inkâr ettiğini, Kıbrıs’ta, ver- kurtulculara karşı tavır almasına öfkeleniyor.
Bu adam, Erdoğan’a akıl veren biri olunca Türkiye’nin kimlerin eline teslim edilmek istendiğini nasıl hayıflanmazsınız? Bu bilgi ve görgü yoksulu, dünyada özellikle batıda Genel Sekreterliğin hangi partilerde olduğunu bilemeyecek kadar da cahil.
Kılıçdaroğlu’un kendisi gibi, kökeni ve köhnemiş tarikatçı zihniyeti üzerine değil, dünya görüşü ekseninde siyaset yapmasını ne bu politika bilgisi fukarası ne bilsin!
RTE, artık önüne yazılıp konan aynalara da bakmadan gaf üstüne gaf yapıyor.
Korku aklın önüne geçiyor.
Onu artık ‘’istida yazıcıları”da düzeltemez.
Türkiye’de durum böyle dostlar…
AKP’de inanın korku dağları sardı.
Ama atalar boşuna söylememiştir:
Korkunun ecele faydası yoktur!!!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.