KOALİSYONLAR ÖCÜ DEĞİLDİR

ABONE OL
11:52 - 23/10/2020 11:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KOALİSYONLAR ÖCÜ DEĞİLDİR


Türkiye’deki tarihi önemi hayli yüksek olan son 7 Haziran seçimlerinin üzerinden iki ayı aşkın süre geçti hala bir Hükümet kurulamadı. Türkiye ’de hükümetin nasıl kurulacağı hala tartışıla dursun şehirlerde özellikle Güneydoğuda şiddet, çatışmalar başını almış gidiyor.

Yine suçsuz insanlar, halk çocukları ölüyor. Evlere ateş düşüyor hem de bir hiç uğruna. Hatta yargısız infazlar oluyor.
Ölenlerin hepsi bizim insanımız. Büyük resme bakmak lazım.
Şiddetin tırmanması unutulmasın Kobane`ye yardım için yola çıkan otuz iki ilerici, devrimci gencin Urfa-Suruç`ta katledilmesi ve AKP`nin ‘’ Milliyetçi oylara ‘’ göz dikmesiyle, HDP`yi barajın altına atmak istemesiyle başlamıştır.

Türkiye’nin her yerine yayılabilecek bu çatışmaları önlemek için siyasi partilerin, liderlerinin herkesin ülkeyi düşünerek taviz vermesi, büyük sorumluluk alması, üstüne düşeni yapması gerekiyor.
İletişim çağındayız. Hafızamızı şöyle bir yoklayalım ve çevremize, yakın tarihimize bir bakalım.
1992 de Avrupa’nın göbeğindeki dağılan eski Yugoslavya’yı düşünün, yanı başımızdaki Irak’ı, Suriye’yi, Ukrayna’yı düşünün.
Bu işler tahmin edebileceğimizden çok daha hızlı gelişebilir.
Ama yine de biz farklı bir toplumuz. Umarız o aşamaya gelmeyiz.  

Türkiye’deki insanların sabrına ve hoşgörülerine saygı duyuyorum.
Bu kadar kışkırtmalara karşın çok küçük marjinal Irkçı- Faşist Gruplar dışında kimse bu oyuna gelmek istemiyor.

Bu alanda şu an aktif olanlar gizli bilinmeyen güçler, odaklar. 
Çünkü biz biribirine karışmış, akraba olmuş, melez bir toplumuz ve ırkız.
Çoğumuzun ailesinde ‘’dışardan gelin var damat var’’. Biz onlarla artık et ile tırnak gibiyiz.

Yine konun özüne dönecek olursak Türkiye’yi hangi koalisyonun yöneteceği konusunda en fazla gerçekleşme potansiyeline sahip ihtimal AKP-CHP ortaklığıydı ama o iş yattı.

Oysaki bu büyük Koalisyonlar Almanya’da yıllardır denenmiş ve burada bir siyasi kültür oluşturmuştur.
AKP her ne kadar seçimden birinci Parti çıkmış olsa da halkın yüzde altmışa yakını AKP`yi seçmemiştir.

AKP Skandallar, Rüşvet ve Yolsuzluk İddialarıyla yıpranmış bir Partidir. 
 Buna rağmen her nedense AKP Türkiye’yi hala tek başına yönetmek istiyor.
Bunun özel bir nedeni olsa gerek.

Son gelişmelerden sonra seçim meydanlarında AK Partiye en ağır ithamlarda bulunan, tarihi fırsatın kaçmasında baş sorumlu olan MHP şimdi onlarla belki de Koalisyon kuracak.

Böyle bir Koalisyon Türkiye’de hiç bir şeyi çözemez. Çünkü onlar Diyalog, görüşme ve taviz yerine demir pençeyle işi çözmek isteyen zihniyetler.

Oysaki iyi geniş tabanlı bir koalisyon hem AKP`nin hem de Türkiye’nin nefes almasını sağlayacaktı.

CHP ile büyük bir Koalisyon ya da üçlü CHP, MHP, HDP li Kabine Türkiye’nin yönünü tekrar Avrupa’ya, Batıya döndürecek iç barış gelecekti.

AB ile görüşmelerin başlaması, toplumsal uzlaşma, kucaklaşma rahatlama demekti.
Ama biz ‚‘ Türkler‘‘ savaşçı milletiz ya, zoru seviyoruz ya illa çatışacağız.

Kimle kendi insanımızla, kim ölecek yine bizim insanımız.

Bu mantıktaki partilerin aslında seçimde sandıkta kalması lazım. 

Bu anlayış ülkeyi yaşanıla bilirlikten fersah fersah uzaklaştırıyor.

Bunu iki hafta önce 3 hafta kaldığım Türkiye’de her kesimde, sosyal sınıfta gördüm.
Zengini, Fakiri, sağcısı, solcusu, Türkü, Kürdü, Çerkez’i, Arabı, Boşnak’ı Laz’ı hepsi mutsuz, gergin, endişeli, ezik ve önünü göremiyor.

Coğrafik, kültürel bu kadar güzel bir ülkede böylesine bir sosyolojik, psikolojik Tablo var.

AKP CHP nin Koalisyon görüşmeleri için ön şart olarak gösterdiği Evrensel değerler içeren Talepler Listesini kabul etmemekle, ikili Koalisyonun suya düşmesiyle şimdi her şey daha da zorlaştı.

İntikam çığlıklarıyla hareket eden barışı tesis etmeyen hep kendini düşünen kibirli bir zihniyetin Türkiye’nin ağırlaşan sorunlarını çözme şansı çok az. 

Vatandaş haklı olarak gidişattan endişe ediyor. Bu endişeleri arttıran en önemli şeyler ise kuşkusuz iktidarın uygulamaları, kibiri, benmerkezci oluşudur.
Üstlenilen bu roller ve takılan maskeler, yayılan yalanlar, kendisi gibi düşünmeyeni yok sayma, inkâr aslında bizi adım adım insanlıktan ve öz benliğimizden uzaklaştırmakta. Politikacının ve bu Politikaların çırpınışları, sosyo ekonomik dengesizlikler, çatışmalar, kayıplar her daim bizi çöküşlere sürüklemektedir.
Hayat birlikte yaşama sanatıdır. Ülke için, huzur için Uzlaşmak lazım, zıt gibi görünen partilerinde yan yana gelmesi gerekiyor. Taviz, Uzlaşı ve Diyalogla yaşam kolaylaşır. 
Bu nedenle de ülke kaosa sürüklenmişken Koalisyonlar öcü olarak görülmemeli.!
İnsanı mutlu eden, mücadele ve zaferdir. Güzel bir yaşam ve ülke için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Sevgili okuyucularım çaresiz olmadığımızı anımsamakta yarar var, her zaman yapabileceğimiz bir şeyler vardır. 
Her ne kadar durum umutsuzda olsa Halkımız yani bizler Limondan Limonata yapmaya mecburuz…
Yani ekşiden tatlı yapacağız, hem de aktif çalışarak, birlikte ortak mücadele ederek başka yolu yok.
Sizleri muhabbetle selamlıyorum…
Mehmet Tanlı
Günün Sözü: “Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez.” – Shakespeare

Mehmet Tanlı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.