KLİŞE TOPLUMLAR…

ABONE OL
11:55 - 23/10/2020 11:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Eskiden böyle değildik… İnsanlar, yayın organlarından edindikleri bilgilere hep belli bir ihtiyatla yaklaşırlardı ve hatta Alman dostlarımıza, TAGESSCHAU’da işittiklerine, hiç tereddütsüz inandıkları  için, takılırdık… Ama şimdi Türk insanı da aynı şekle büründü… Belli klişeler var ve insanlarımız hiç önünü, arkasını düşünmeden, bu klişelerin içinde bocalayıp, kendince doğruları bulmaya çalışıyor, fikir üretiyor ama bu klişelerin dışına çıkmayı hiç aklına getirmiyor… Özellikle son iki yıldır Türkiye’nin gündemini belirleyen konulara ve kamuoyunun bu konuları ele alıp tartışma biçimine bakıldığında, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır sanırım… Kamuoyuna duyurulan bir olay için, bunca haber dururken ” Neden bu haber..? ” sorusu başta olmak üzere, birçok sorunun sorulması gerekir… Meydana gelen gelişmelerin kısa, orta ve uzun vadede kimin, kimlerin işine yarayacağının düşünülmesi gerekir sanırım… Ama en önemlisi, olayların akışı içersine insanın kendisini koyup ” Ben olsam ne yapardım veya nasıl davranırdım..? ” sorusunu sormasıdır… Son zamanlarda Alman kamuoyunu fazlası ile meşgul eden, çalıntı bir CD olayına aynı sistematikle yakalaşıldığında bakın ne ilginç veriler ortaya çıkıyor… Olayı daha iyi anlatabilmek için filmi biraz geri saralım ve bizi yakından ilgilendiren kısmından başlayalım…

Son global krizle birlikte ülkeler, kara para akışını kontrol edebilmek ve vergi kaçaklarını önleyebilmek ve terörün finansmanını kesebilmek için ciddi bir hareketlenme içine girdiler… Önce ABD adım atarak, PKK’nın üç liderini vergi kaçakcılığından tutuklayacağını bildirerek, bu kişilerin adına bankalarda yatan milyarlarca doları dondurdu… Ardından; ülkeler arası kara para akışını kontrol altına alabilmek için BIC-SWIFT-Code uygulamasına geçti ve diğer ülkeleride bu uygulamaya geçmeye mecbur bıraktı… Gerekçe malum… Kara para demek yer altı dünyasının üretimi demek ve teröründe parasal kaynağı demek… Ardından banka sırları uygulamasından dolayı, kara para deposu olarak bilinen İsviçre bankalarını, ellerindeki bilgileri vermeğe zoladı… AB bu uygulamaya karşı çıkamadı ama hiç olmazsa araya bir süzgeç koyabilmek için, bilgilerin ABD’ye verilmeden önce Brüksel’deki bir merkezde toplanması uygulamasına başladı… Derken ABD; kara para ve vergi kaçakcılarının gizli kasası olan ve bu konuda sabıkası bulunan, İsviçre’nin UBS bankasını, elindeki verileri vermediği takdirde, Wall Street’den, yani ABD borsasından atacağını açıkladı… Bu uygulama, o bankanın anında batması demektir… Tam bu sırada bizim ünlü CD olayı Alman kamuoyuna bomba gibi düştü…
Efendim… Bazı kişiler BND, yani Federal Haberalma (İstihbarat) Teşkilatı (bizdeki MİT) ile ilişkiye geçerek, ellerinde 1.500 civarında Alman vatandaşının İsviçre bankalarındaki gizli hesaplarının dökümünün bulunduğu bir CD’nin olduğunu, vergiden kaçırılmış olan miktarın yaklaşık olarak 300-400 milyon Euro civarında olduğunu ve bunu 2.5 milyon Euro’ya satabileceklerini bildirmişler… Tüm Almanya medyası bu konuyu tartışıyor… Çalıntı olan bu CD alınsın mı, alınmasın mı..? Başbakan Angela Merkel bile görüş bildiriyor… Aralarında, 80’li yıllarda Federal İçişleri Bakanlığı yapmış politikacılar bile var… Ne kadar klişe bir durum…
Şimdi…! Ben ve arkadaşlarım, İsviçre bankalarının şifrelerini çözeceğim, Alman vatandaşlarına ait hesapları bir CD’de toplayacağım,vergiden kaçırılarak İsviçre bankalarına depolanmış miktarın 300-400 milyon civarında olduğunu tesbit edeceğim ve bu bilgileri paraya çevirebilmek için ” Elimde hiç bir imkan olmadığından ” dolayı da, tutup konuyu Federal Haberalma (İstihbarat) Teşkilatı’na ileteceğim… Görevi gizli bilgilere ulaşmak ve bu bilgileri gizli tutarak ilgililere iletmek olan bu kuruluşda, tutacak bu işi kamuoyuna sızdıracak… Ülkeyi yöneten politikacılar da bu haberleri basından öğrenmiş olacaklar…
Çok ama çok kötü bir senaryo… Bizdeki senaryolardan bile kötü… O kadar kötü ki; modern çağların tüm ünlü istihbarat örgütlarinin çalışma prensiplerini, bir diğer değimi ile, anayasasını yazan ( ki, CIA, eski KGB, Mossad ve hatta Hitler döneminin Gestapo’su da aynı prensipler üzerine kurulmuştu ) General Mahlen’in torunlarına hiç yakışmıyor…
İsviçre’ye verilen mesaj şudur… ” Arkadaş, yıllardır kasalarında gizli tutuğun yaklaşık yarım trilyon civarındaki kara paraların bilgilerini, birkaç kişi ele geçirebiliyorsa, ben haydi, haydi bunu başarabilirim… İyisi mi, sen bu bilgileri kendi rızanla ve toz kaldırmadan ver de, ele güne rezil olma…” İsviçre fena halde sıkışmış durumda… Elindeki tek joker, banka bilgilerinin gizli olmasıydı ve bu sayede kara paraları çekebiliyordu… Şimdi bu koz elinden alınmış oluyor ve hiç bir özelliği kalmıyor… ABD ile işler iyi gitmediği gibi, şimdi de Kuzeydeki dev komşu gırtlağını sıkıyor…
Eeee… Bu işler böyle arkadaş… Sen yıllarca halkını bir eli yağda, bir eli balda yaşatabilmek için bu kara paraları alıp bilgileri sakladın… Oysa o paralar haksız kazançlar, kaçan vergiler, uyuşturucu paraları ve terörün finansman kaynakları… Bilgi istiyenlere, büyük bir pişkinlik, hatta boyuna, posuna bakmadan, burnu büyüklükle ” Prensibimiz böyle veremem ” dedin ve zannettin ki bu işler sonsuza kadar böyle gider, dünyanın para mabetlerinde kara para tükenmez, nasılsa herkese bir gizli kasa lazım olur….
Sayın Süleyman Demirel ne demişti, Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner..!
Kalın sağlıcakla efendim…
 
M. Deniz Olcayto   

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.