KİTAP VE DARBE

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KİTAP VE DARBE

Frankfurt Kitap Fuarına yetişmek için Türkiye’den erken dönmüştüm.
Önce Türkiye’den fuara katılan yayın evlerinin yerlerini öğrendim.
Beynimde sorgu, yüreğimde hüzün ile 3. kısımdaki çocuk kitapları bölümünde çocuk kitapları pek ilgi çekmiyordu.
Heidi’ye türban taktırmamışlardı ama içerik olarak AKP iktidarının, özellikle de Kifayetsiz Muktedir’in öfkesini çekecek kapaklardan ve içeriklerden özenle uzak durmayı yeğlemişlerdi.
Takiyye kitap fuarına çoktandır girmişti.
Kitap Fuarında Türkçe Öğretmenlerini aradım, göremedim. 

Yıllar önce Sivas Damlacıkta teftişime gelen müfettişin, evimdeki kitaplığımı görünce;
”Gözlerine yazık!” öğüdü aklıma geldi.
Sivas’ta göz muayenesinde kullanımdan kaldırılmış ilacı veren göz doktoruna reçeteyi geri getirdiğimde bana verdiği yanıt da aynı kapıya çıkıyordu;
”Çok okuma, gözlerin dinlensin!”

Kitap okumak bu dönemde  angarya sayılıyordu.”Gir internete bul aradığını” çağındayız ya!

Yıllar önce yine Havaalanında eşyalarımı kontrol eden polis memuru:
”Abi bu bavulda ne var?” Sorusuna; ”Hediyelik eşyalar.” Deyince  ”Tamam abi onu al.” Dedi ve diğer bavulu sordu; ”Kitaplar var.” Dediğimde ciddileşip; Bavulu aç abi” Diyerek kitaplarda suç unsuru aramasını anımsadım.

Türkiye Kültür Bakanlığı reyonunda geçen yılların aksine Fetullah Gülen hakkında bir çok kitap rafları doldurmuştu.
Eskiden de Gülen hakkında kitaplar vardı ama o dönemlerde ”Fetullah Gülen Hocefendi” olarak rafların en göz alıcı yerlerindeydi.
Bu sefer yine rafların en göz alıcı yerlerindeydi  ama;
”FETÖ kitapları  aranan bir katile, bir tehlikeli suçluya konulan ihbar ödülünü duyuran ”ARANIYOR” başlıklı afiş gibiydi.

Kitapların yazar bölümündeki isimler ise cemaatin kaymağını yemiş, Gülen tarafından kapı dışarı edilmiş sefil yaratıklardan başkası değildi.

Ankara’yı parsel parsel Cemaate peşkeş çeken, çocuklarını cemaat okullarında okuttuğunu öğünerek anlatan ” utanma” sözünü lügatinden silen İ Melih asıl suçluyu engin dini birikimlerinden aldığı yeteneği sayesinde çözüverdi;

”Asıl suçlu içimize giren CİNLER!”Diyerek asıl suçluyu buldu. (yerseniz)
Ankara’yı parsel parsel sattığını AKP kurucusu ve meclis başkanlığı yapmış Bülent Arınç söyledi.
Sadece Ankara’mı?

Arsalar,kamu arazileri, ormanlık araziler, sit alanları AKP yandaşlarına rant payı olarak verildi.
Duble yolları, köprüleri, TOKİ evlerinin  ihalesinin tamamı AKP’li inşaat şirketleri ve Gülen Cemaatine ederinden daha fazla ödemelerle verildiği bilindiği halde kimse bu haksızlığa karşı çıkamamıştı.
Sadece araziler, inşaat işleri değil devletin yargı erki, TSK’nin bütün üst mevkileri, eğitim kurumları, bakanlıklar, belediyeler, okullar, Diyanet İşleri Başkalığı parsel parsel Gülen Cemaatinin kontrolüne verildi.

Referandumda mezardaki ölüleri  bile oy vermeye çağıran Fetullah Gülen  değil miydi?
Bütün bu paylaşımlar, satışlar, yolsuzluklar, kanunsuzluklar AKP’nin özellikle de RTE’nin onayı ile yapıldı.
Aydınlara, askerlere, gazetecilere, yazarlara  yapılan kumpasları birlikte yaptılar.
AKP’nin özellikle seçtikleri polislerle kumpaslar için sahte deliller üretildi.
AKP’li adalet bakanının onayı ile özellikle seçilen yargıçlar ve savcıların oluşturduğu hukuku dönme solcuların, yeni liberallerin katkılarıyla kanalizasyon çukuruna döndürdüler.

Referandumda üç-beş yüz liralık aile harçlığına, bir-kaç  torba kömür yardımına oyunu satan hakimiyeti haramilere satan ahalinin yıkılan yuvaların, öksüz ve yetim kalan çocukların, eşini kaybeden kadınların, kitapları bomba diye yakılan yazarların, babalarının neden cezaevinde olduğunu
anlatamayan annelerin acıları hiç umurlarında değildi.

Hele anlı şanlı AKP’li bakanların, yandaş ve yanaşma sözde profesörlerin, gazetecilerin, Hocafendi’nin hayır duasını almak için Mekke yerine denizaşırı ülkelerde Pennsylvania’ya gittiklerini sağır sultan duydu, Türkiye’de RTE, HSYK, AYM, Danıştay’ın haberi yok.

Aynı AKP bakanları, yöneticileri, RTE, yandaş ve yanaşma, dönme solcu, yeni liberal gazeteciler iktidardan aldıkları köşe yazarlığı rüşvetlerle PKK’nın lehinde, Öcalan’ın üstün meziyetlerini göğüslerini gere gere anlattıkları, demeçleri çarşaf çarşaf yayınlanmışken ,
Güneydoğu’da, Doğu’da kazılan tünelleri, depolanan patlayıcıları görmezden gelinmesini emreden RTE’nin,barış melekleri AKİL madrabazlarca PKK’nın ve Öcalan’ın kamu yararına aklanmasını, paklanmasını dünya alem yaşadı ve gördü.

Bütün bunlar olurken Ana muhalefet Partisi:
”Terör örgütüyle pazarlık yapılmaz” Demesine RTE;
”Siz anaların ağlamasını istiyorsunuz. Analar ağlamasın!” Diye bangır bangır bağırmıştı.

AKP’nin anlı-şanlı bakanları, millet vekilleri Öcalan hakkında methiyeler dizmişken, RTE başkanlığı kaybedince PKK’nın terör örgütü diye bağırmalarına içtenliğine  ancak beyni sıfır kilometrede çalışan yaratıklar inanır.

Dün Fetullah Gülen Hocafendi diye kutsarken,bugün Terörist Fetö olmasının tarihi 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalının gerçek delillerinin ortaya saçılmasıyla başladı.

Bu yolsuzluklar, hırsızlıklar kumpas olsaydı üç bakanı görevden alır mıydı?

AKP, Türkiye’yi  bir darbe sürecine  sokarak muhtar bile olamayacak RTE’yi başbakan yapan Baykal’dan sonra şimdi kendi geleceğini RTE’nin Halife-Padişah olmasıyla kurtaracak Bahçeli nöbeti devraldı .

Dün kitap bombaydı, bugün ilk kez Fetullah Gülen’in neler yapacağını duyuran, Türkiye  Cumhuriyetinin simgesi  Cumhuriyet PKK ve Fetö’cü oldu.

Yarın Kılıçdaroğlu bilmem ne şehrinin CHP Belediyesinde bir açılışta olanları kınayan bir konuşma yapar.
Sonra, ne sonrası?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.