KIRMIZI KİTAP NEDEN TARTIŞILIYOR?

ABONE OL
19:02 - 01/10/2020 19:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Dünya’da görülmeyen olaylar yaşanıyor Türkiye’de.. Her toplum ve devlet geçmişin olumsuzluklarını olabildiğince tarihe havale eder. İnsanların birbirini sevmesini, hukuk devleti şemsiyesi altında eşit haklara sahip vatandaşlar olarak refahı artıracak çabalara girişir. Ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını nasıl zenginliğe dönüştürüm çabası içinde olurlar.

Ama Türkiye’ye gelince küllenmiş ne kadar konu varsa üç beş şarlatan demokratikleşme özgürlük adı altında gündem sokuyor. Maaşlı ajan gazeteci, akademisyen, siyasetçi olabildiğince basit konuları bile allayıp pullayıp gündeme getiriyor. Ve tartışmalarla geçen günler insanların kafasını karıştırıyor. İnanılan tüm değerler altüst ediliyor. Toplumun ortak dokusu paramparça ediliyor. Ve bunlar zevkle yazıyor konuşuyor el üstünde tutuluyor.

Peki ama neden?
Bakın son günlerde devletin belli kesimini ilgilendiren bir konu daha gündeme getirildi, tartışılma başlandı.

Türkiye’de Kırmızı Kitap olarak bilinen ve içeriği gizli tutulan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB)’nin birçok demokratik ülkedeki benzerleri kamuoyuyla paylaşılıyormuş.

Bazı aklı evveller açıklamalarında böyle diyorlar. İnsan bu kadar aptal bu kadar kendi devletine düşman olur. Hainlik kelimesi bile artık bu gibi kafadan çatlaklar için yeterli bir kelime değil.

İngiltere’de millî güvenliğin sağlanmasında devlet, halk ve güvenlik güçleri uyumunun gerekliliği birçok maddede vurgulanıyor. Dikkat çeken diğer bir nokta da terörizme ve şiddete karşı kamuoyunu bilinçlendirme amacıyla desteklenecek kurumlar arasında camilerin de sayılması.

MGSB’nin bu yıl içinde revize edileceği ve iç tehdit bölümünün kaldırılacağının açıklanması üzerine dikkatler bu belge üzerinde yoğunlaştı. Demokratik ülkelerde bu tür belgeler, güvenlik kurumlarının da katkısıyla seçilmiş siyasi otorite ile güvenlik birimlerince hazırlanıyor. İçeriği de buna bağlı olarak şeffaflaşıyor. İngiltere’de halk, tehditlere karşı korunması gereken bir unsur olarak gösterilirken Türkiye’de tam tersine iç tehdit sayılıyor.

İngilizlerin 5 bölümden oluşan belgesinde, bir ulusal güvenlik forumu kurulacağı, buna yerel ve merkezi yönetimlerden kişiler, akademisyenler, siyasiler, hatta özel sektörden temsilcilerin davet edileceği belirtiliyor. İngiltere, terörizm ve aşırı uç fikirlerden oluşabilecek iç tehdit unsurlarına karşı gençlerin ve ailelerin bilinçlendirilmesini de kendi millî güvenlik siyaset belgesinde ele almış. Bunun için cami, kolejler, üniversiteler ve cezaevlerinin aracı kurumlar olduğu ve desteklenmesi gerektiği belirtiliyor. “Terör eylemlerini İslam adına yaptıklarını iddia eden şiddet yanlıları” ifadesi de diğer dikkat çekici bir unsur.

Her ülkenin bir kırmızı kitabı vardır ancak iç tehdit, dış tehdit ve ana tehdit gibi konular sır olamaz. Sır olan, operasyonlardır. Sırlar uluorta ortalıkta tartışılmaz. Örneğin ABD’ye göre dış tehdit, küresel terördür ve bunu MGSB’sinde belirtir. Bilmesi gerekenler de bunu okur ve bilir.

Sağlıklı demokrasilerde millî güvenlik siyaset belgelerinin uzmanlar ve siyasiler tarafından tartışılır. “Örneğin İngiltere’de bu mevzuların önemli noktaları, kitap olarak basılıyor ve dağıtılıyor. Aynı şekilde meclisinde de tartışılır ve gizli bir şey kalmaz. Bizde ise MGSB’de yazanların bırakın halkı, hükümeti bile ilgilendirmediğini düşünen bir zihniyet mevcut. Bu zihniyetin değişmesi gerekiyor. Bu zihniyete, ‘Kırmızı kitabı ben hazırlarım, onlar uyar.’ anlayışını doğuruyor..

Türkiye’de güvenlik kurumları bile gizli olma ihtiyacı hissediyor. ABD ve İngiltere gibi ülkelerde bunun tam tersi bir durum yaşanıyor.

İngiltere’de gizli servisler, halk günleri düzenleyerek gelişmeler hakkında bilgi veriyor. Aynı şekilde Amerika’da CIA, ilkokul çocuklarını alır, gezdirir. Kendilerinin vatan için çalıştıklarını anlatırlar. Türkiye’de ise bizim istihbarat teşkilatımızın sitesinde telefonunu bile bulamazsınız.

İstihbaratla alakasız kişiler ise bu konuda en yetkili konuma getirilir..Ülkenin ve devletin istihbaratı yerine muhalifleri takip edecek bilgi getirecek yapılanmalar, Türkiye’nin en büyük talihsizliğidir.

Sonra da terör konusunda neden yeteri istihbarat yok diye serzenişte bulunuluyor.

GünüN SözÜ: Sırrını; dostuna, arkadaşına anlatma, hayal kırklığı yaşarsın.

Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.